Krizlerin anası CHP
Abone olCHP, gerginliğin sorumluluğunu üzerine almazken, "gerginlik" siyasetinin süreceği mesajını verdi.
Milletin iradesinin yegane temsilcisi olan TBMM'nin Başkanı
Bülent Arınç'ın verdiği 23 Nisan resepsiyonunu, "Arınç'ın eşinin
başörtülü olması" gerekçesiyle protesto ederek ülkede lüzumsuz bir
krize neden olan CHP'nin Türkiye'de pek çok krizin müsebbibi olduğu
ortaya çıktı. Resepsiyona katılmayan Cumhurbaşkanı Sezer de
eleştirilirken, Sezer'in de 2000 yılında DSP'liler tarafından
"CHP'li olmakla" ve Çankaya'ya CHP kökenli bürokratları doldurmakla
suçlandığına dikkat çekiliyor. Hürriyet gazetesi genel yayın
yönetmeni Ertuğrul Özkök de, 2 Ekim 2000 günlü yazısında, Sezer'i
"klasik CHP'li" diye nitelemişti. 27 Mayıs'ı kışkırttı 1950'de
Demokrat Parti'nin iktidara gelmesinin ardından, CHP'liler cuntacı
subaylarla işbirliği yaptı. CHP, 27 Mayıs 1960'daki darbeyi
destekledi. Ecevit, o günlerde yazdığı yazılarda 27 Mayıs'a
alkışlarken CHP lideri İsmet İnönü Başbakan oldu ve Menderes ile
iki arkadaşının idamına duyarsız kaldı. 12 Mart'a etkin destek
Türkiyeyi 1971'deki askeri muhtıraya götüren sokak olaylarını CHP
eğilimli isimler teşvik etti. Cuntasal oluşumların içinde yer alan
pek çok isim sonraki yıllarda CHP'de etkin görevlere geldiler. CHP,
12 Mart 1971'deki askeri muhtırayı olumlu karşıladı. Nihat Erim,
CHP'den istifa ettirilerek Başbakan yapıldı. CHP ara rejim
hükümetlerine bakan verdi. Ecevit, İnönü'nün ara rejim hükümetine
bakan vermesine tepki göstererek partisinin genel sekreterlik
görevinden istifa etti. 12 Mart muhtırasında imzası olan
komutanlardan Muhsin Batur, CHP'den politikaya atıldı; 1980'de de
Cumhurbaşkanı adayı oldu. Seçime gitmedi, darbe oldu CHP'nin
1970'lerdeki iktidarı döneminde Türkiye terör, karaborsa, yokluklar
ve kuyruklar ülkesi oldu. Türkiye AET üyesi olma şansını bu dönemde
elinden kaçırdı. Türk siyasi tarihine kara bir leke olarak geçen ve
AP'li 11 milletvekilinin bakanlık vaadiyle CHP'ye transfer edildiği
"Güneş Motel Skandalı"nın müsebbibi de CHP'ydi. 12 Eylül öncesinde
terör batağında kıvranan Türkiye'de AP ile uzlaşmaz bir tutum içine
giren CHP, aynı tavrı Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde de sürdürdü.
Türkiye'yi askeri darbeye sürükledi. MGK krizinde CHP mantalitesi
1999'da Ecevit'in başbakanlığında kurulan DSP-MHP-ANAP hükümetinde
DSP etkili oldu. İki eski CHP'li Ecevit ile Sezer arasında KHK
nedeniyle randevu krizi çıktı. Ecevit, Cumhurbaşkanı Sezer'le
Köşk'te yaşanan "anayasa fırlatma" gerginliğini açıklayarak krizi
tetikledi. Gecelik faizler yüzde 7500'lere fırlarken döviz iki
katına çıktı. Sezer'in, toplantıda Ecevit'i eleştirdiği, buna
karşın Başbakan Yardımcısı Hüsamettin Özkan'ın, Sezer'e, "Nankör"
diye bağırdığı sonradan ortaya çıktı. 28 Şubat'ın destekçileri
1970'lerde CHP içindeki klikleşmenin baş aktörlerinden olan Baykal
ise sert ve sivri üslubuyla her zaman eleştirilen bir siyaset adamı
olarak tanındı. Baykal 1999 seçimini kaybetti ve CHP, Cumhuriyet
tarihi boyunca ilk kez Meclis dışında kaldı. Baykal CHP'si de
Ecevit DSP'si de 28 Şubat sürecinde seçimle gelen hükümetin
düşürülmesine katkıda bulundu. Baykal hala eski Baykal Baykal,
ikinci kez CHP lideri olduktan sonra eski üslubunu terkettiğini öne
sürdü. Baykal, "Artık seçim istemek yok, seçime katılmak var.
Hükümet düşürmek yok, hükümet kurmak var. Asık suratla durmak yok,
güleryüzle durmak var. Kutsal kitap 'ıkra', yani oku diye başlar.
Sosyal demokrasinin temelinde ifade, inanç ve ibadet özgürlüğü
yatar" dedi. Ocak 2001'de özeleştiri yaparak "28 Şubat sürecinde
herkesin hata yaptığını" söyleyen Baykal, 3 Kasım'dan önce
başörtülülerle resimler çektirerek toplumsal uzlaşma mesajları
verdi. Bu sayede CHP'yi Meclis'e sokmayı başaran Baykal'ın
değişmediği ise ancak son günlerde anlaşıldı. CHP germeye devam
edecek CHP Grup Başkanvekilleri, "Uyarılar sonuç vermezse dozu
artıracağız" dediler. Grup Başkanvekilleri Oğuz Oyan ve Mustafa
Özyürek, iktidarın kadrolaşma, genelge, ve içtüzük gibi
icraatlarından rahatsız olduklarını belirterek, "Altı aylık icraat
bizi bu tepkiyi göstermeye itti" dedi. Meclis'te ortak bir basın
toplantısı düzenleyen Oyan ve Özyürek, baştan beri iktidarla
uzlaşmaya özen gösterdiklerini, bunu da kanıtladıklarını öne
sürerek, "Ancak iktidardan bir cevap alamadık. İktidar uzlaşmaz
tavrını sürdürür, uyarılarımız sonuç vermezse muhalefetin dozunu
artıracağız" dedi. CHP'nin özgür iradesi ile resepsiyona
katılmadığını anlatan Mustafa Özyürek, "AK Parti yörüngesinden
saptığı için bu uyarıyı yaptık. Ne Cumhurbaşkanı ile ne de
Genelkurmay Başkanı ile bir temasımız olmadı" diye konuştu. Oğuz
Oyan da, bugüne kadar Cumhurbaşkanı Sezer'e 362 atama kararnamesi
gittiğini ve bunların yarısının geri döndüğünü hatırlatarak
kadrolaşma hareketine seyirci kalmayacaklarını açıkladı. Kaynak :
Yeni Şafak