Krizden en çok Türkiye etkileniyor
Abone olErciyes Üniversitesi (ERÜ) İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ekrem Erdem, bir yandan 2008’de patlak veren ve etkileri ha...
Erciyes Üniversitesi (ERÜ) İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi
Dekanı Prof. Dr. Ekrem Erdem, bir yandan 2008’de patlak veren ve
etkileri halen süren küresel ekonomik kriz, diğer yandan da
Ortadoğu’da yaşanan siyasi krizlerden en çok Türkiye’nin
etkilendiğini ifade ederek, "Türkiye dışında, hem Avrupa’daki
ekonomik krizden hem de Ortadoğu’daki siyasi krizlerden bu kadar
etkilenen bir başka ülke bulmak çok zor" dedi.
Dünyadaki ekonomik ve siyasi gelişmeler altında Türk ekonomisini
değerlendiren Prof. Dr. Ekrem Erdem, "Bizim batımızda yaklaşık 5
yıldır büyük bir ekonomik kriz devam ediyor ki, bu kriz, özel
sektörden başlayıp kamu sektörünün tamamını içine aldı. Bizim de
ticaretimizin büyük bir kısmını oluşturan batı ülkelerinde olanca
hızıyla devam ediyor. Birçok hükümet neredeyse havlu attı. Bu kriz
bizi 2 yolla etkiledi. Ticaretimizin önemli bir kısmı Avrupa
ülkelerineydi. Bu ülkelere doğrudan ticaretimiz etkilenirken, aynı
zamanda hem özel sektörümüzün hem de kamunun fon kaynağı esas
itibarıyla o ülkelerdi. Neticesinde o fon yükseldi, maliyeti arttı,
pahalılaştı. Dolayısıyla ekonomimizin maliyeti yükseldi"
ifadelerini kullandı.
Avrupa’da yaşanan ekonomik krize ilave olarak, Türkiye’nin
güneyinde, Ortadoğu’da yaşanan siyasi krizlerin de ekonomiyi etkisi
altına aldığını vurgulayan Prof. Dr. Ekrem Erdem, şunları
kaydetti:
"Bu kriz, Ortadoğu dediğimiz coğrafyada yaşanıyor. Son günlerde
Suriye bunun en büyüğü haline geldi. Mısır bugün büyük bir kriz
içerisinde. Bu kriz bizi doğrudan etkiler hale geldi. Bu krizin
içerisine Suudi Arabistan, İran ve Irak da girdi. Bir taraftan biz
ve müttefiklerimiz, yani Türkiye, ABD ve büyük Avrupa ülkeleri aynı
şeyleri söylüyoruz, böyle bir duruma geldik, bir anlamda müttefik
olduk. Diğer yandan İran eski dost ve komşumuz, Irak, Çin ve Rusya
ayrı blokta yer aldı. Neredeyse dünya ikiye bölündü. İki kutup
oldu, bu Suriye meselesinde. Bütün bu ülkeler, bizim en yakın
ticari ortağımız. Rusya, ABD, Çin en yakın ticari ortağımız. İran,
Irak hepsi böyle. Dolayısıyla bütün bunlar Türkiye’yi doğrudan
etkileyen meseleler haline dönüştü. Belki de Türkiye dışında hem
Avrupa’daki krizden hem de yanı başımızdaki Ortadoğu’daki siyasi
krizlerden bu kadar etkilenen bir başka ülke bulmak çok zor.
Hepsine o kadar yakınız ki, gerçekten her taraftan bu kadar
etkilendik."
Türkiye’nin bir yandan küresel kriz ve Ortadoğu’daki siyasi rejim
krizleriyle boğuşurken bir taraftan da iç siyasette de ateşli
tartışmaların yaşandığına dikkat çeken Prof. Dr. Erdem, "Bütün bu
şartlar, içeride de karşılığını buluyor. İç siyaset de çok sert
yapılıyor. İktidar ve muhalefet ilişkileri hiç olmadığı kadar sert.
Hiç olmadığı kadar ilişkilerini koparmış durumdalar. Bunun temel
bir sebebi de, sadece dış olaylara bakış değil. Gerçekten Mısır,
Suriye ve İran’a bakışta iktidar ile muhalefet çok farklı bakıyor.
Ayrıca bir de önümüzde seçimler var. Böyle bir konjonktör Türkiye
için talihsizliktir" diye konuştu.
İÇ VE DIŞ BASKILAR, PİYASALARI ISITTI
Prof. Dr. Ekrem Erdem, dünyadaki gelişmelerin ve iç siyasetteki
tutumun, Türk ekonomisi ve iç piyasalar üzerine yansıdığını ifade
ederek, "Hem içeriden hem de dışarıdan gelen bütün bu baskılar,
piyasalardaki, ekonomideki alevi çok şiddetlendirdi. Tabiri caizse
bir anda ısıttı. Hem dövizde hem altında hem de faiz oranlarında
ciddi şekilde ısınmalar yaşanıyor. Fakat bütün bunlara rağmen, her
şeye rağmen ekonomide yaşananlar, çok abartılacak şeyler değil’’
dedi.
Kurdaki oynamalar olsun, altındaki oynamalar olsun, bunların
abartılacak düzeyde olmadığını kaydeden Erdem, ’’Bir defa altın 6
ay öncesinde bulunduğu seviyenin çok üzerindeydi. Külçe altının
değeri 100 liraya gelmişti, 75-76’lara kadar düştü. Şimdi bunu
tekrar toparlıyor. Altın olağanüstü dönemlerde küçük yatırımcının,
tasarruf sahiplerinin en son sığınacağı liman olarak görülür
genellikle" ifadesini kullandı.
Savaş ihtimallerinin yükseldiği, Avrupa’daki ekonomik krizin devam
ettiği, Türkiye’nin bölgesindeki hemen hemen bütün ülkelerle
ilişkilerinin sıkıntılı bir hale geldiği bir dönemde altının
yükselmesinin çok doğal bir hadise olduğunu kaydeden Prof. Dr.
Erdem, "Bu şartlar devam ederse altındaki yükselişin sürmesinde hiç
kuşku yok. Yani ortalık durulana kadar altındaki yükselişin devam
edeceğini düşünüyorum" şeklinde konuştu.
Prof. Dr. Erdem, Amerikan Doları’ndaki artışın da Amerikan Merkez
Bankası’nın parasal genişlemeye gitmeyeceğine dair tutuk
kararlarından ve sıkı para politikası uygulamasından
kaynaklandığını, ancak bunun da Amerikan Doları’nın dünyadaki
itibarına uzun vadede zarar verebileceğini kaydetti.
(İHA)