Kriptolu telefon davasında flaş karar!
Abone olDevlet büyüklerinin telefonların usulsüz dinlendiği iddialarına yönelik davanın sanıklarından 3'ünün tahliyesine karar verildi.
Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı (TİB) ve Türkiye
Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu'na (TÜBİTAK) yönelik
kriptolu telefonların dinlenmesi ile ilgili olarak 12’sı tutuklu 28
kişi hakkında açılan davanın birinci duruşması sona erdi. Mahkeme
Ferhat Saraç, Ayhan Yeni ve Bülent Kocagürbüz’ün tahliyesine karar
verdi.
Ankara 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davanın bugün ki
duruşmasında tutuklu sanıklar TİB eski Başkanvekili Osman Nihat
Şen, TİB eski Bilgi Sistemleri Daire Başkanı İlhan Elieyioğlu,
Ferhat Saraç, Bülent Kocagürbüz, İsmail Bakar, Halil Çiçek, Hamza
Demirezen, İmran Ergüler, Özgür Ören, Ayhan Yeni, Ali Osman Tekin
ve Yunus Şahin’in ifadeleri alındı.
ÜÇ TAHLİYE KARARI
Sanıkların ardından sanık avukatları savunma yaptı. Savunmaların
ardından mahkeme sanıklar ve sanık avukatlarının taleplerini aldı.
Ara kararlarını açıklayan mahkeme tutuklu sanıklar Ferhat Saraç,
Ayhan Yeni ve Bülent Kocagürbüz’ün tahliyesine karar verdi.
Mahkemenin kararını açıklamasının ardından tutuklu sanıklardan
Özgür Ören fenalık geçirdi. Ören’e ilk müdahale duruşma salonunda
yapıldı.
İDDİANAMEDE NELER VAR?
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı TÜBİTAK ve TİB’de görevli 28 kişi
hakkında kriptolu ve normal telefonların dinlenmesi ile ilgili
olarak iddianame hazırlamıştı. İddianamede Recep Tayyip
Erdoğan, Sadullah Ergin, Fatma Şahin ve Cevdet Yılmaz şikayetçi
olarak gösterildi. İddianamede ayrıca Başbakan Ahmet
Davutoğlu başta olmak üzere çoğu bakan 29 kişi mağdur olarak
eklendi. İddianamede Dışişleri Bakanlığı, Genelkurmay Başkanlığı,
Milli İstihbarat Teşkilatı Başkanlığı ve Emniyet Genel Müdürlüğü de
mağdur olarak gösterildi.
Şüphelilere ise silahlı terör örgütüne üye olmak, devletin gizli
kalması gereken bilgilerini siyasal veya askeri casusluk amacıyla
temin etmek, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni ortadan kaldırmaya veya
görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etmek, kişiler arasındaki
haberleşmenin gizliliğini alenen ifşa etmek, bilişim sistemindeki
verileri bozma, yok etme ve erişilmez kılmak suçları
yöneltildi.
Gölbaşı Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından başlatılan soruşturma
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderilmişti. Anayasal Düzene
Karşı İşlenen Suçlar Bürosu tarafından hazırlanan iddianame Ankara
2. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edilmişti.