Kredinin yarısı batıklara gidecek
Abone ol8,5 milyar dolarlık ABD yardımının kamu bankalarının tahsili gecikmiş alacaklarının ertelenmesinde kullanılacağı açıklandı.
Devlet bankalarının mali yapılarının güçlendirilmesine yönelik
çalışmalara hız verdiklerini kaydeden Sayın, önceki dönemlere ait
borçların tasfiyesi için büyük çaba harcadıklarını ifade etti.
Sayın, Zaman’a yaptığı açıklamada, Ziraat Bankası, Halkbank ve
tasfiye edilen Emlakbank’tan büyük çoğunluğu siyasi baskılarla
verilen yaklaşık 6 katrilyonluk (4,8 milyar dolar) kredinin tahsil
edilemediğini kaydetti: “Biz artık kamu sermayeli bankaların
borçlarının kâğıtlarla kapatılıp, kârlarının yine devlet
kâğıtlarıyla şişirildiği dönemlerin kapanması gerektiğine
inanıyoruz.” TBMM Yolsuzlukları Araştırma Komisyonu’nun raporuna
göre kamu bankalarının kullandırdığı usulsüz veya batık kredi
tutarı 2003 başı itibariyle 6 katrilyon liraya ulaştı. Raporda
usulsüz ve özensiz kredi işlemlerinin özellikle 1998 başından
itibaren hız kazandığı vurgulandı. Yolsuzlukları Araştırma
Komisyonu, kamu bankaları içinde en çok ‘borç takılan’ kamu
bankasının Halkbank olduğunu belirledi. Son beş yılda batık kredi
miktarı sürekli büyüyen bankanın takipteki alacaklarının birikmiş
faizleriyle birlikte 3,5 katrilyonu aştığı tahmin ediliyor. Bu
bankayı tasfiye edilen Emlakbank ve Ziraat Bankası takip ediyor.
Kamu bankalarından kredi çekip geri ödemeyen isimlerin başında
Murat Demirel, Ahmet Aydın, Korkmaz Yiğit, Abdülkadir Uslu, Bülent
Eyilik, Besim Tibuk, Ali Balkaner, Halis Toprak, Kamuran Çörtük ve
Ceylan ailesi geliyor. Devletin sürekli borçlu olmasının
beraberinde yüksek faiz riskini getirdiğini hatırlatan Zeki Sayın,
faizlerin yüksek olduğu bir ülkede sanayi ve tarım kesiminin üretim
yapmaktan kaçındığına dikkat çekti. Kamu bankalarının sorunlu mali
yapılarının da faizlerin yükselmesine sebebiyet verdiğini kaydeden
Sayın, uygulanan dikkatli ekonomi politikaları neticesinde hem kamu
bankalarının zararlarının hem de faizlerin düşmeye başladığını
hatırlattı. Faizlerdeki düşüşe rağmen tarım ve sanayi kesimi için
hâlâ oranların yüksek olduğunu vurgulayan Sayın sözlerini şöyle
sürdürdü: “Bugün tarım kesimi için yüzde 45’lik rakamlar hâlâ çok
yüksek yani çiftçi için banka kredisinin bir cazibesi yok, aynı
durum sanayiciler için de geçerli tabii ki... Bu oranların acilen
yıllık yüzde 35’ler hatta keşke mümkün olsa da yüzde 20’lere
çekilmesi gerekiyor ki çiftçinin yeniden tarlaya dönmesi için
cazibesi olsun...” Uluslararası Para Fonu (IMF) ve Dünya Bankası
tarafından desteklenen ekonomik programın tavizsiz şekilde
uygulanması sonucunda kamu bankalarının son birkaç yıllık dönem
içinde ilk kez zarar etmeden yılı tamamlayacağını açıklayan Sayın,
bunun önceki dönemlerdeki kamu bankalarının kasalarına yüksek
faizli devlet tahvilleri konulmadan gerçekleştirilmesinin önemli
bir başarı olduğuna dikkat çekti. “Biz prensipte aktif büyüklükte
en üst sırada yer alan kamu bankalarının daha güçlü şekilde ve
üstelik gerçek işleri olan kredi sağlamak ve sanayiyi destekleme
misyonunu yerine getirmesi için çabalıyoruz.” diyen Sayın verimli
çalışma, etkin yönetim ve siyaseti banka yönetiminden uzak tutma
gibi düsturlarla bunu başaracaklarına inandıklarını söyledi. Sayın,
kamu bankalarının durumunun uluslararası yatırımcılar tarafından
Devlet Bakanı Ali Babacan’a sıkça sorulmasından da memnun
olduklarını söyledi.