Kredi çekecekler dikkat!
Abone olKredi çekeceklere faiz oranları hakkında müjdeli haber geliyor.
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasının
(TCMB) 16 Nisan'da faizlerde indirime gitmesinin ardından gözler
bankalara çevrildi.
Banka yöneticileri, piyasalarda TCMB'nin kararları sonrası kredi faiz oranlarında düşüş olacağı beklentisinin hakim olduğunu belirtiyor. Banka yöneticileri, Merkez Bankasının aralık ayında politika faizinde 25 baz puan indirime gitmesinin ardından sektör genelinde kullandırılan "Konut Taşıt İhtiyaç" tüketici kredilerinde aralık ayından nisan ayının ortalarına kadar ortalama 100 baz puan indirimin gerçekleştiğini ifade ediyor.
Merkez Bankasının 16 Nisan'da gerçekleştirdiği PPK toplantısında faiz indirimlerinin ardından kararın kredi faizlerine olası etkilerini banka yöneticileri değerlendirdi.
DÜŞÜŞ DEVAM EDECEK
Mİ?
Akbank Bireysel Bankacılıktan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Galip
Tözge, Merkez Bankasının aldığı kararın bankaların fonlama
maliyetlerine yansıyacağını belirtti.
Öte yandan Merkez Bankasının 16 Nisan'da 50 baz puanlık indirim
öncesinde, en son politika faizi indirimini 25 baz puanla 2012
aralık ayı ortasında yaptığını hatırlatan Tözge, şunları
kaydetti:
"Sektördeki bireysel kredi faizlerine
baktığımız zaman son politika faiz değişikliği yapılan aralık
ortasında, sektör genelinde kullandırılan 'Konut Taşıt İhtiyaç'
kredilerinin ortalamada yüzde 12,42 olan faizlerinin nisan ortası
itibariyle yüzde 11,53'e düştüğünü, bu iki tarih aralığında
yaklaşık 100 baz puan indirimin zaten gerçekleştiğini görüyoruz.
Dolayısıyla sektör, piyasalardaki gelişmelere paralel olarak faiz
indirimi beklentisini bir süredir fiyatlarına yansıtmaya başlamıştı
diyebiliriz."
Yeni politika faizinin piyasa yansımaları ve ekonomi yönetiminin
kredi büyümesiyle ilgili alacağı makro ihtiyati tedbirlerin beraber
değerlendirilmesi gerektiğini vurgulayan Tözge, "Bireysel kredi
faizlerinin tekrar gözden geçirilmesi ve bu perspektifte faizlerde
düşüş trendinin devam etmesi beklenebilir. Akbank olarak her
zamanki gibi rekabetçi faiz oranlarımıza ve prosedürsüz kredi
kullandırım uygulamalarımıza devam ederek, bireysel kredilerdeki
lider duruşumuzu sürdüreceğiz" dedi.
KISA VADELİ FAİZLERDE YÜKSELME OLACAK
MI?
ING Bank Bireysel Bankacılık Pazarlama, Satış ve Alternatif Dağıtım
Kanallarından Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Barbaros Uygun da
bankaların fonlama maliyetine yansıyan düşüşün kredi ve mevduat
faizlerini etkileyeceğini belirterek, "Ancak halihazırda faizlerde çok ciddi düşüş olduğunu
düşünecek olursak etkinin TCMB'nin 50 baz puanlık indirimine denk
olmasını beklememek uygun olur" dedi.
Özellikle konut kredi faizlerindeki düşüşün talebi olumlu etkilediğini daha önce gördüklerini ve dolayısıyla bu eğilimin yakın dönemde de devam edebileceğini aktaran Uygun, burada önemli olan diğer bir konunun da TCMB'nin politika esnekliğini koruyor olması ve küresel belirsizlikler nedeniyle sermaye akımlarındaki oynaklığa dikkati çekmesi olduğunu söyledi.
Uygun, "Dolayısıyla son indirime rağmen
zaman zaman kısa vadeli faizlerin yükseldiğini görme riskimiz var
ayrıca TCMB sermaye akımlarının etkisini dengelemek için
sterilizasyon da yapıyor. Bu da bankaların kendi likidite ve
fonlama durumlarına göre hareket etmesine neden
olabilir" dedi.
Gelişmelerin güven ortamındaki iyileşmeye ve bunun kalıcılığına
bağlı olduğunu anlatan Uygun, mevcut düşük faiz ortamında
bankacılık genelinde olduğu gibi bireysel kredilerdeki yoğun
rekabetin devam edeceğini vurguladı.
Merkez Bankasının son kararında, kredi büyümesinin yüzde 15'lik referans değerin üzerinde seyrettiğini ve bunu sermaye akımlarını rezerv opsiyon mekanizması kanalıyla sterilize ederek kredi büyümesini kontrol altında tutmak isteğinin görüldüğünü aktaran Uygun, "Ancak tüketici kredileri büyümesi genelde ön planda izleniyor, bunu da biliyoruz. Tüketici kredilerinde, yılın ilk çeyreğinde yaklaşık yüzde 6,5 oranında büyüme gerçekleşti. Büyümenin 2013 sonuna kadar aynı hızda devam etmeyeceğini, geçen yılın üzerinde gerçekleşecek olsa da ciddi bir fark olmasını da beklemiyoruz" diye konuştu.
TAHMİNLER NE YÖNDE?
Odeabank Stratejik Planlama Grup Müdürü Erkan Dernek ise kredi
faizleri konusunda TCMB'nin faiz indirimlerinin yanı sıra likidite
koşullarındaki tutumunun da önemli olduğunu söyledi.
TCMB'nin bir önceki faiz indirimleri sırasında ortalama fonlama
faizini repo piyasasındaki likiditeyi kısarak artırma eğilimine
girdiğini belirten Dernek, bu yüzden piyasada tüketici kredi
faizlerinin sınırlı bir şekilde azalırken mevduat faizlerinin
yataya yakın seyredip son haftalarda çok az artış sinyalleri
verdiğini ifade etti.
Dernek, bu ay global büyüme endişelerinin ve emtia
fiyatlarındaki düşüşün etkisiyle faiz indirimlerine devam eden
Merkez Bankasının enflasyon beklentisinde rahat olduğu sinyalini
verdiğine işaret etti.
Cari dengeyi ön planda tuttuğu için Türk
Lirası'nın aşırı değerlenmesini özellikle takip edeceğini belirten
Merkez Bankasının, tüketici kredilerinde aşırı artış konusunda
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumunun (BDDK) önlemler
alabileceğini öngören Dernek, şunları kaydetti:
"Ayrıca piyasaya ihtiyaç duyulan likiditeyi sağlamaya devam edeceği
mesajını verdi. Geçen ayki demeçlerle karşılaştırıldığında likidite
yönünde baskıların azalması ve dolayısıyla ortalama fonlama
faizlerinde düşme eğilimi anlamına geliyor. BDDK'nın cari açığa
doğrudan etkisi nedeniyle sadece bireysel krediler için önlem
alabileceğini Merkez Bankasının ise büyümeyi destekleyici
politikaları odaklanacağını tahmin ediyoruz. Bütün bu gelişmeler
ışığında enflasyonun azalma eğilimi ve fonlama maliyetlerindeki
düşüş ile beraber gelecek dönemlerdeki olası faiz indirimleri de
göz önüne alınınca bugünkü ortalama yüzde 6,5 olan mevduat
faizlerin yüzde 6 seviyelerine doğru yaklaşacağını ve buna bağlı
olarak da kredi faizlerinde bir miktar düşme eğilimi olabileceğini
tahmin ediyoruz."
Bu yüzden BDDK önlemleri gelene kadar kredi faizleri kısa dönemde
düşme eğiliminde olsa da BDDK'nın alacağı önlemlere göre tüketici
kredi faizlerinin baskı altında kalacağını öngören Dernek,
"Tahminlerimiz arasında tüketici kredisi provizyonlarını artırmak,
sermaye yeterliliğine konu olan risk ağırlıklarını artırmak, vergi
oranlarını artırmak gibi tüketici kredisi maliyetlerini artırmaya
yönelik önlemler var. Bu aksiyonlar kredi faizlerindeki olası
düşüşü baskı altına alıp bugünkü değerlerinde yataya yakın
seyretmelerine sebep olabilir" dedi.