Kredi borcunun faizi devletten

Abone ol

Kriz için ekonomik önlemler pakedinin ayrıntıları belli olmaya başladı. Kredi borcunun faizini devlet ödeyecek. Ama bir şartla;

Ekonomi yönetiminin halen üzerinde çalıştığı ve önümüzdeki günlerde Başbakan Tayyip Erdoğan tarafından açıklanacak olan ekonomik önlemler paketinde bankaların Merkez Bankası nezdinde tuttukları zorunlu karşılık oranlarının düşürülmesi ve şirket birleşmelerine bazı vergi avantajlarının sağlanması gibi adımların atılması planlanıyor.

 KREDİ BORCUNUN FAİZİ DEVLETTEN

Önlem paketi görüşmelerinde, tüketici kredilerinin finansmanı konusu da masaya getirildi. Bu çerçevede, ''yerli ürün alınmak kaydıyla, konut, araba ve beyaz eşya dahil tüketici kredi faizlerinin yüzde 30 ya da 50'lik bölümünün, 1 yıl süreyle Hazine tarafından karşılanması'' önerildi. Bu şekilde piyasanın canlandırılabileceği vurgulandı. Bu öneri, ekonomi yönetimince ''uygulanabilir'' bulundu. Ancak, yerli ürün sınırlamasının Dünya Ticaret Örgütü ya da Avrupa Birliğince ''ayrımcılık'' olarak nitelendirilip, nitelendirilmeyeceğinin değerlendirilmesi kararlaştırıldı.

-Yatırım ortaklıkları ve fonlarının işlemlerde elde ettikleri kazançlar üzerinden ödedikleri yüzde 5 oranındaki banka sigorta muameleleri vergisi de sıfırlanacak. Bu konudaki düzenleme, bir tasarıya eklenerek, Meclis'ten geçirilecek.

-Eximbank ve Türkiye Kalkınma Bankası aracılığıyla ihracatçılara ve KOBİ'lere ek destek sağlanacak.

Bu çerçevede bu yıl 2 milyar dolar olan, 2009 Bütçe Tasarısında ise 3 milyar dolar olması öngörülen Hazine garanti limiti, yeni yılda 4 milyar dolar olarak uygulanacak.

Reuters'a bilgi veren üst düzey bir ekonomi yetkilisi, önlemler paketi çerçevesinde TL yükümlülükleri ile yabancı para yükümlülükleri için uygulanan oranın yüzde 6 olarak eşitlenebileceğini söyledi.

ZORUNLU KARŞILIKLAR VE MEVDUAT STOPAJI
 
Bankaların zorunlu karşılıklarının aşağı çekilmesi: Konu ilk olarak Maliye Bakanı Kemal Unakıtan'ın Bankalar Birliği ile yaptığı toplantıda gündeme getirildi. Sektör temsilcileri, bu toplantıda halen YTL mevduatta yüzde 6, yabancı paralarda ise yüzde 11 olarak uygulanan zorunlu karşılıkların aşağı çekilmesini istedi. Zorunlu karşılıkların yüksek olmasının, kullanılabilir kaynakları azalttığını kaydeden bankacılık sektörü, aynı talebi, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Nazım Ekren ile yapılan toplantıda da yineledi.

Bankacılar, yurt dışından edinilen ve sermaye niteliğindeki kaynaklar üzerinden alınan yüzde 11'lik zorunlu karşılığın ise tümüyle sıfırlanması isteğini hükümete iletti. Sektör temsilcileri, ''Kredi mahiyetinde olanlara yüzde 11 yerine daha düşük oranlı zorunlu karşılık uygulansın ancak, sermaye benzeri dış kaynaklarda oran sıfır olsun'' dedi.

Önlem paketi görüşmelerinde ekonomi yönetiminde, zorunlu karşılık oranlarının indirilmesi konusunda mutabakata varıldı. Ancak bu konunun Merkez Bankasınca değerlendirilerek, hayata geçirilebileceği de belirtildi.

Uzun vadeli mevduata stopaj indirimi: Toplantılarda bu konu da gündeme geldi. Uzun vadeli mevduatın teşviki amacıyla, bu tür mevduattaki stopaj oranlarının aşağı çekilebileceğini konuşuldu. Maliye tarafı da, ''Geçmişte de bu tür bir uygulamaya gidildi fakat vadeler uzamadı. Bu dönemde de etkisi olur mu bilmiyoruz. Ancak sektör isterse bunu yapabiliriz'' şeklinde görüş bildirdi.

Yetkili, birçok kesim tarafından talep edilen gelir, kurumlar ve katma değer vergilerinde indirimin gündemde olmadığını, 2009 yılı bütçesinin kurulan dengelerinin bozulmasına neden olacak bu tür bir adımın atılmayacağını bildirdi.

Maliye Bakanı Kemal Unakıtan da bu hafta bir soru üzerine, "Benim vergilerime dokunmayın, vergi indirimi istemeyin" demişti.

MEVDUATTA VADE

Mevduatta vadenin uzatılmasına ilişkin bazı talepler olduğunu, bunun değerlendirileceğini kaydeden aynı yetkili, "Daha önceki uygulamalarda bunlardan istenilen sonuç elde edilemedi. Ancak daha uzun vadeli mevduat imkanı sağlamak için stopaj oranı yüzde 15'ten aşağı çekilebilir" dedi.

Üst düzey bir başka ekonomi yetkilisi, Türkiye'de bankacılık sektöründe mevduatın 1 ay vadeye kilitlendiğini, bu koşullarda bu vadeyle reel sektöre kredi vermenin çok zor olduğunu, vadeyi uzatmak için alınacak her türlü önlemin bankaları rahatlatacağını ancak, düzenlemeler yapılırken çok dikkatli olmak gerektiğini belirterek, "Yapılacak her türlü düzenleme sistemi bozmamalı ve rekabeti koşullarını olumsuz etkilememeli" dedi.

Şirket birleşme ya da satın alma işlemlerinde, halen bir vergi ertelemesinin söz konusu olduğunu, bu konuda bazı adımlar atılmasının planlandığını vurgulayan aynı yetkili, şunları söyledi: "Yapılması düşünülen düzenlemeyle 2009-2010 yıllarında bu birleşmelerden doğacak olan kurumlar vergisinin alınmaması öngörülüyor. Yani bu dönem için vergi ertelemesi kalıcı hale getirilecek. Burada ayrıca şirketlerin aktiflerinde değerlerinin güncellenmesinin de yolu açılıyor. Gayrimenkul gibi bazı varlıklar eski değerleri üzerinde durdukları için normal değerlerine getirilmiyor. Bu değerlemeyle ortaya çıkacak olan rakam üzerinden de vergi ödenmesi gerekmeyecek."

Bu düzenlemeyle kriz ortamında şirketleri rahatlatacak ve yeni adım atmasının yolunun açılacağı belirtiliyor.

YURT DIŞI KREDİLERDEKİ VERGİ YÜKÜ

-Firmaların, yurt dışından kullandığı kredilerin maliyeti azaltılacak
. Bu konuda da bir düzenleme çalışması yapılıyor. Mevcut sistemde bankalar üzerinden kullanılan krediler üzerinde zaten az yük bulunuyor. Ancak bankalar dışındaki dış kuruluşlardan, özellikle de tedarikçilerden sağlanan borçlanmalardaki vergi yükü aşağı çekilecek. Bu tür kullanımlardaki kurumlar vergisi stopajı yüzde 10'dan sıfıra indirilecek. Yetkililer, stopaj sıfırlanmasa bile oranın en fazla yüzde 1-2 olabileceğini belirtiyor.

-İşsizlik Fonu'nun bir kısmının, ''istihdamın korunması ve süreli olması'' koşuluyla, işletmelere kredi olarak kullandırılması. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, bunun ancak kendilerinin yanı sıra işçi ve işverenlerin ortak kararıyla uygulanabileceğine dikkat çekiyor.


Günün Önemli Haberleri