Kredi almanın tam zamanı mı?
Abone olTürkiye'nin önde gelen bankalarının genel müdürleri CNBC-e'de sektörü masaya yatırdı ve 2010 öngörülerini açıkladı.
Dört büyük bankanın genel müdürleri CNBC-e'de sektörün durumunu
masaya yatırdı ve 2010'a ilişkin öngörülerini ortaya koydu.
Garanti Bankası Genel Müdürü Ergun Özen, İş Bankası Genel Müdürü Ersin Özince, Yapı Kredi Bankası Genel Müdürü Faik Açıkalın ve TEB Genel Müdürü Varol Civil canlı yayında görüşlerini belirtti.
2010 için genelde daha iyimser olan bankacılar, Türkiye'nin hızlı büyümeye dönmesinin önemli olduğunu vurguladılar. İşte genel müdürlerin sorulara verdiği yanıtlar...
Krizin hangi aşamasındayız?
Özince: Krizde ikili dip beklentisi artık yok.
Yerel olarak ülkeler özelinde çok farklı dalgalanmalar görebiliriz.
Henüz dünya genelinde devletlerin elini çekebileceği bir ortam
olduğunu düşünmüyorum. Ciddi bir konsolidasyon yaşanmaya devam
edecek. Sıkıntılar uzun zaman sürecek.
Özen: ABD'den ve Euro Bölgesi'nden gelen
işsizlikle ilgili datalar ikinci dip yaşanmayacağını teyit ediyor.
Belirgin bir iyileşme var ama istikrar henüz yok. G20 krizi
yönetmekte fena bir iş yapmadı. Finansal istikrar hala birinci
sorunsa para piyasada kalmaya devam edecek. Krizin ardından bir
ayrışma yaşanabilir.
Açıkalın: Tahminlere göre önümüzdeki sene
Türkiye'den fazla büyüyecek tek ülke Güney Kore olacak. Bu
beklentinin gerçeğe dönmesi için beklenen büyümenin yavaş yavşa
devreye girmesi gerekiyor. Her ülkenin kendine göre bir çıkış planı
belirlemesinde fayda var.
Civil: Toparlanma için çok ciddi bedel ödendi.
İnanılmaz ölçüde likidite enjekte edildi. Bu büyüme ne kadar
kalıcı? Bu kadar likiditenin yarattığı büyüme kalıcı mı, ben o
kadar iyimser değilim. Krize girerken hep beraber bütün ülkeler
etkilendi. En pozitif şey G8, G20 oldu. Fakat çıkarken herkesin
krizi kendine olacak. Çıkışta herkesin çözümü farklı. Esas sorun
burada olabilir. Krizler şekil ve yer değiştiriyor. Faizdeki sert
ve uzun süreli düşüş yeni balonlar oluşturabilir.
Sektörün borçlanma durumu nasıl?
Özince: Bankacılık sektörünün uzun vadeli borçlanma
imkanlarında bir açılma yok.
Özen: Sendikasyon piyasası düzeldi. Ama sermaye
piyasalarından borçlanabilecek miyiz? Orası çok iyi durmuyor.
Açıkalın: Biz birinci sınıf şirketler için vade
riski alıyoruz. Önümüzdeki dönemin vade riski ve faiz riski önemli
konulardan biri olacak.
Civil: Sendikasyona yoğun talep aşırı likiditeden
kaynaklanıyor. Türk bankaların en büyük artısı TL mevduatın güçlü
olması.
Mevduat faizi ve kredi faizi ne olacak? KOBİ'lere kaynak
aktarılıyor mu?
Özince: Ücretli bir tasarruf sahibi olarak ben
tasarruflarımın bir bölümünü TL'de tutmaya özen gösteriyorum. Reel
faiz zayıfladı ama yine de çok fazla alternatif yok. Tasarrufçunun
vadeli mevduata rağbet etmekten başka yapacağı bir şey yok. KOBİ
kredilerine gelince şu anda kredibilitesi olan müşterinin en ucuz
fiyatla kredi kullandığını düşünüyorum. Bankacılık sektörü kaynak
aktarıyor. Kredi/mevduat oranına bakılınca en güçlü büyüme
dönemlerinin üzerinde bir dönem yaşıyoruz. Bankalardan daha fazla
kredi almak mümkün değil. Bu sektör daha fazla kredi verse verse
yüzde 10-50 fazla verir. Türkiye'de mali sektör büyütülmedikçe biz
böyle eleştirilerle vakit kaybediyoruz. Bankacılık sektörü vergi
mükellefinin sırtına kuruş bindirmemiştir.
Özen: Ticari kredilerle mevduat arasındaki marj
kriz öncesindeki seviyelere döndü. Tüketici kredilerine bakınca
makas iki puan yukarıdadır çünkü temerrüt oranları yükseldi.
Mevduatla politika faizi arasındaki korelasyon azaldı. Kredilerde
talep yönlü bir daralma var. Bankalar muhafazakar davranıyor ama
kredi talebi de yok.
Açıkalın: Kredilerde daralma talepten kaynaklandı.
Bankaların elinde kredi verecek yeterli likidite var. Daralan bir
ekonomide kredilerin neden büyümediğini sorgulamak çok aritmetiğe
uyan bir şey değil. Bankalar önümüzdeki sene aktif kredi
büyümesinde ciddi bir rol alacak. Tahsili gecikmiş alacakta
KOBİ'lerin payı yüzde 7.6. Bankacılıkta kredilerde 2010'da yüzde
12-15 büyüme bekleniyor.
Civil: Biz sadece daha dikkatli kredi vermeye
çalıştık. KOBİ’lerin kayıt içine girmesi gerekiyor. Mevduatın
vadesini uzatmamız lazım; bu bankalar için sorun. KOBİ'ler Kredi
Garanti Fonu'ndan yararlansın. Kredi Garanti Fonu teminat sıkıntısı
çekenler için avantaj.
2010 beklentileri neler? Kur ve faiz ne olacak?
Özince: 2010 çok belirgin olmamakla beraber 2009'dan daha
iyi geçecektir. Bankacılık sektöründe şimdiden kıpırdanma başladı.
2010'la ilgili şu anda çok cesaretli ifadeler kullanabilecek bir
ruh halinde de değilim. Tahmin yapmaktan ziyade, bankacılık sektörü
daha güçlü gelişecek ekonomiye destek vermede iştahlı.
IMF anlaşması yapılırsa dolar 1,40'lar civarına gerileyebilir.
Faizin de dövizin de gerilemesinin üretim açısından doğru olduğunu
düşünüyorum. Ümit ederim faizler daha fazla düşmez.
TC kağıtlarına yatırım yapan herkes kazançlı çıkmıştır. Kredi notu
arttıkça Türk aktiflerine yatırım yapanlar kârlı olmaya devam
edecek. Yen kredisi alan TC vatandaşları dalgalanmalar sonunda hiç
ummadığı bir yerde kendisini bulabilir. Yen geliri olmayan yen ile
borçlanmamalı. Bankalar da her konuda mağdurlarla muhattap olamaz.
Her vatandaş ayağını yorganına göre uzatmalı.
Özen: Artık Türkiye’de faiz indiriminin sonuna
geldik. Çok uzun süre yatay seyredeceğini düşünüyorum. Faizde 2010
üçüncü çeyrekten itibaren artış bekliyorum.
Dövizin bu seviyelerini koruyacağını düşünüyorum. 2010 sonu için
kur tahminimiz 1,52-1,53 seviyesinde. IMF anlaşması olursa 1,40'a
geriler.
Açıkalın: Kurda biz de aynı seviyelerdeyiz. Faiz
konusunda, önümüzdeki dönemde düşük faiz politikası sürecek.
Enflasyonla uğraşmak, durgunlukla uğraşmaktan kolay. Ekonomik
düzelme beklenenden hızlı olursa, bu enflasyon üzerinde baskı
oluşturursa faizde yukarı hareket olabilir ama bunu yakın ihtimal
olarak görmüyoruz. Yüzde 3.5-4 büyüme Türkiye için yeterli
değil.
Ciliv: Euro/dolar ne olacak o önemli. En önemli
gündem konularından biri Avrupa ülkelerindeki aşırı borçlanma.
Türkiye'nin en önemli ajandası büyümedir. Yüzde 3.5 büyüme bizi bir
yere götürmez. Reel kesimin ve tüketicilerin hesabını büyümeye göre
yapması lazım. Dünyada büyüme çok yavaş gidecek. Yüzde 3.5'in
üzerinde büyüme olursa enflasyon hedeflerinin ve faizin farklı
yerde olması lazım. Büyüme tahminin üzerinde gidiyorsa belli ki
enflasyon ve faiz yeni bir patika yapacak. Büyüme tahminden altta
gidiyorsa reel kesimin zorlanacağını öngörebiliriz.
Tüketici kredisi almak için uygun zaman mı?
Özince: Ödeyecek gücü olan, ihtiyacı için
tüketecek olan hiç düşünmeden bankasını da doğru seçip
alabilir.
Açıkalın: İhtiyacı olan varsa almak için harekete
geçebilir.
Özen: Bundan daha düşük faiz, balon oluşturur.