Köylüler ve Arınç arasında terör tartışması
Abone olDevlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç ile Bursa'daki köylüler terörü tartıştı
Seçim çalışmaları kapsamında Bursa'daki seçmenleriyle
biraraya gelen Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç
ile köylüler arasında 'terör' tartışması yaşandı. Bursalı şehit
Çoşkun Çalı'nın köylüleri Arınç'a 'bize silah verin, dağa çıkalım'
önerisinde bulundu.
Seçim bölgesi olan Bursa'ya gelen Arınç, öncelikle Bursa'da bulunan
Muşlular tarafından organize edilen programa katıldı. Burada birlik
ve beraberlik mesajları veren Arınç, ardından Hakkari'de mayına
basarak şehit olan ve bugün memleketi Bursa'da toprağa verilen
şehit Er Coşkun Çalı'nın ailesine taziye ziyaretinde bulundu.
Merkez Nilüfer ilçesine bağlı Yolçatı köyüne gelen Arınç, burada
köy kahvehanesinde vatandaşlara başsağlığı diledi. Burada Arınç ile
köylüler arasında 'terör' tartışması yaşandı.
"HEPİMİZ DAĞA ÇIKALIM"
Köylüler, "Bunlar basında da konuşuluyor. Bu doğudaki insan nerede türüyor, dış ülkelerden mi buralara gönderiliyor? Biz güçsüz bir ülke miyiz? Ordumuz sahipsiz mi, bu kadar güçsüz müyüz?" şeklinde tepki gösterdiler.
Her gün birilerinin şehit olduğunu belirten vatandaşlar, "BDP'li bağımsız milletvekili adayı bu ülkenin başbakanına 'ahmak başbakan' diyor. '12 Haziran'dan sonra savaşı başlatacağız' diyor. Nasıl bir insan bu ülkenin başbakanına 'ahmak' diyor. Bu kadar cesareti nereden buluyor?" şeklinde sordu.
"NİZAMİ BİR HARP YAPMIYORUZ"
Arınç ise, köylülere cevaben yaptığı konuşmada, bunun bir
alçaklık olduğunu belirterek, şöyle
konuştu:
"Bu memleketin evlatlarına pusu kurmaktır. Bunları 30
yıldır yaşıyoruz. Zaman zaman durdu, zaman zaman arttı, zaman zaman
bazı eylemlerde canımızı yakmaya devam ediyor. Bugün Doğu ve
Güneydoğu'daki asker sayısı yerli halktan daha fazla. Ancak bir
eşkıya karşıdan Yunan düşmanı ve Rus gibi gelmiyor, nizami bir harp
yapmıyoruz. Mağaralardan çıkıyorlar, ne yapacaklarını önceden
tahmin etmek çok zor. Bu nedenle çok zorlu bir savaş
veriyoruz" dedi.
Bu sırada bir köylünün Arınç'ın sözünü keserek, "O zaman
bizler de gidelim, bize de silah verin, hep beraber mücadele
edelim." şeklindeki çıkışına Arınç, şu cevabı
verdi:
"Bir saniye güzel kardeşim. Buyurun gidin o zaman, size verirler korkmayın, bırakın bunları kardeşim, üzüntümüz amenna, milliyetçi hislerimiz amenna; ama Türkiye'de bu manzarayı ilk defa görmedik. Karakollar basıldı 12 kardeşimiz birden şehit oldu. Yola mayın döşediler, şu kadar askerimiz, polisimiz şehit oldu. Bir kavga, bir savaş, çok kötü bir kavga cereyan ediyor. Bölge insanı nasıl giyiniyorsa öyle giyiyor. Biz hamdolsun girdiğimiz her savaştan başarılı çıkmışız; ama karşımızdaki düşman belli idi; ama bu farklı bir şey. Terörist kimdir, masum halk kimdir fark edemiyorsunuz." şeklinde konuştu.
Şu anda bir takım yollarla terörü bitirme yolunda adım atmaya çalıştıkları anlatan Arınç, "İnşallah süreç devam edecek, terör, eylem yapamaz hale gelecek. Hükümetimiz buna muktedir" dedi.
BDP'Lİ VEKİLLERE CEVAP
Arınç, BDP'li Altan Tan'ın tehdit kokan sözlerine cevaben ise
şunları söyledi:
"Sizin bu söylediğiniz insanlar bu tahrik edici sözlerle konuşmalarla suç işliyorlar, halkı galeyana getiriyorlar. Kendilerine bağlı örgütten aldıkları talimatları yerine getirmiyorlar. Bunların hepsi yargıya düşüyor, ama anında ceza vermek, senin yaptığın suç demektir al sana ceza demek olmuyor."
Arınç, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Yakında seçim var, bunlar seçiliyorlar. Dokunulmazlık zırhına giriyorlar. Kurulan tuzaklar var. Bunları güçlendiren ve propagandaları güçlendiren politikalar var. Hükümetimiz elinden geleni yapıyor. Ha acizdir, beceriksizdir, başarısızdır derseniz sizin düşünceniz farklıdır. Ama biz işin içinde yaşıyoruz. O bölgeden gidip geldim. Halka korku veriyorlar, sandık güvenliğini tehlikeye atıyorlar. 'Sandığa gidecekseniz bize verecekseniz. Yoksa kime verirseniz başınıza belalar gelecek' diyorlar. Biz bunları önlemeye çalışıyoruz."
Bu ateşin 30 yıldır devam ettiğini anlatan Arınç, "Bunun yurt dışı bağlantıları var. Çok yönlü bir belalının içinde olunmasına rağmen eskisine göre daha kontrollü davranıyoruz. Biraz sabırla bekleyeceğiz. Bir başka yol bilen varsa bunun dışında... Arkadaşımız diyor ki 'biz gidelim'. Bu hepimizin arzu ettiği bir şeydir; ama bundan netice almak mümkün değil. Bunu yapanlar var. Yapmaya çalışanlar var. Ama bu giriş çıkışları kontrol altına almak için yeni sınır birlikleri kuruyoruz." ifadelerini kullandı.
"DAĞA ÇIKMAK AKILCI DEĞİL"
Arınç, şöyle devam etti:
"Çoğu dağa çıkma hevesi içinde, ya zorla götürüyorlar ya da para vererek götürüyorlar. Bütün bu sebeplerle mücadele ediyoruz. Ama bir anda bu işi sonlandırmak mümkün görünmüyor. İnşallah gayret edeceğiz, yapmaya çalışacağız. Biz yapmazsak başkaları yapacak. Ama toplanalım, biz de gidelim, yapalım edelim... Bu bizim heyecanımızdır, akılcı bir hareket değildir. Bu bizim heyecanımızdır." şeklinde konuştu.
Arınç, "Bu siyasiler de böylesine kötü, rezil dillerle memlekette kardeş kavgasına, karmaşaya, çatışmaya inşallah hiçbir zaman yol açacak güçte olmasınlar. Bu sözler tahrik kokan sözlerdir. Biz memlekette huzurdan onlar baskından bahsediyor. Onlardan bir tanesi 'ey vali 25 gün sonra senin yerinde ben oturacağım, gelirsem hesap soracağım' diyor. Bunlar akıllı insanların söyleyeceği sözler değil." şeklinde sert konuştu.
Arınç, ardından Bursalı şehit Coşkun Çalı'nın evine giderek
aileye taziyede bulundu. Arınç, şehit Coşkun Çalı'nın babası Hasan
Çalı ile evin önünde bir süre konuşarak teselli etti.
[PAGE]
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Bursa Muşlular
Platformu'nun düzenlediği toplantıda bölgesel, etnik kimliğe dayalı
siyaset yapmadıklarını da söyledi.
'HUDEJUVE RAZİBEN'
Arınç, "Allah bu insanlara kendi ana dilini vermiş, ben de
insanlık hakkı olarak, hükümet olarak bunu vermeliyim. Elbette
vereceğim, bu lütuf değil, onların doğal hakkı" dedi.
"Bizi kardeş yapan inancımızdır. Bizi bin yıldır kardeş
yapan Müslümanlığımızdır" diyen Arınç, "Çok şükür
birbirimizi selamlarken, kucaklarken birbirimize hudejuve raziben
(Allah razı olsun) derken aynı düşünceyle hareket
ediyoruz" şeklinde konuştu.
Kimliği ne olursa olsun bugüne kadar inkarcı politikaları
reddettiklerini ifade eden Arınç, ''Onların da kimliklerini
hep ifade etmeleri ve hem de bu kimliğini sonuna kadar
yaşamalarının bir insanlık hakkı olduğunu düşünüyoruz. Hiçbir zaman
cebimizden çıkarıp da 'al bu senin olsun' demiyoruz. Allah bu
insanlara kendi ana dilini vermiş, ben de insanlık hakkı olarak,
hükümet olarak bunu vermeliyim.
Elbette vereceğim, bu lütuf değil, onların doğal hakkı. Ana
dilini konuşacak, yazacak, kitap çıkaracak, TV ve radyo yayını
yapacak, okuyup anlayacak, kurslara gidecek çocuklarına öğretecek.
Bunlar, bütün dünyada bir insanlık hakkı olarak görülmüş''
dedi.
Arınç, bölgesel farklılıkları ortadan kaldırmak, işsizliği mutlaka
azaltmak, yatırımlar yapılmasını teşvik etmenin de politikaları
olduğunu belirterek, ''Bin senedir bu topraklar
üzerindeyiz. Alparslan'ın, Malazgirt'ten bu yana, 1071'den bu yana
ele alın, biz kardeşiz. Bizi kardeş yapan inancımızdır. Bizi bin
yıldır kardeş yapan Müslümanlığımızdır..." dedi.