Kovid 19 ve şartı salıverme izinleri yüzünden 10 kadın ve 3 çocuk katledildi

Abone ol

Covid 19 nedeniyle ya da şartlı izinler gibi özel izinlerle uygulanan hükümlülere serbestlik 10 kadın ve 3 çocuğun ölümüne sebep oldu. Bu şekilde salınanlar suç işlemeye geri dönüyor.

Kadına yönelik şiddet ve kadın cinayeti olaylarına her gün yenilerinin eklendiği Türkiye’de herhangi bir koşula bakılmaksızın, salıverilen ya da Kovid-19 izini altında ceza infaz düzenlemesiyle “afla” cezaevinden çıkarılan hükümlülerin bazıları suç işlemeye devam ediyor.

Son 1.5 yılda şartla salıverilen ya da izinle cezaevinden çıkan 8 hükümlü, 10 kadın ve 3 çocuğun ölümüne neden oldu. Ölen kadınların bazıları boşanma aşamasındayken katledildi bazıları ise daha önce şikâyetçi olduğu erkek tarafından hayattan koparıldı.

İzin değil af

Cezaevlerinden bırakılan hükümlülerin tehlike haline yönelik terapi/takip sisteminin hayata geçmemesi nedeniyle birçok ölümün yaşandığını belirten İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Ceza ve Ceza Muhakemesi Hukuku Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Adem Sözüer, hükümlüler gerçek manada iyi halli olup olmadığına bakılmaksızın şartla salıverildiğini ya da geçen yıl mart ayında çıkan kanunla “izin” adı altında affedildiklerini söyledi. “Nitekim o kanunda izinde suç işleyenin ne olacağı belli değil” diyen Sözüer, şunları dedi:

“İzinde hem cezası infaz edilmiş sayılıyor hem suç işliyor. Hiç bir iyileştirme, koşula bağlama ve denetime tabi tutmadan, serbest bırakılan suçluyu, tekrar suç işlemekten, karısını öldürmekten ne caydıracak? ‘İzin’ adı altında çıkan bu af kanunu hâlâ uygulanıyor ve hükümlüler kontrolsüz serbest bırakılıyor. Eğer cezaevinde tehlike haline ilişkin etkin iyi hal programları uygulansa, bu kadın cinayetlerinin faillerinin bir çoğu zaten izinli diye serbest bırakılmazdı.”

Kadına haber verilmeli

Kadın cinayetlerinin çoğunun önlenebilir nitelikte olduğunu kaydeden Prof. Sözüer, Kadın cinayetleri bakımından 6284 sayılı kadına yönelik ve aile içi şiddetin önlenmesine ilişkin kanunda, uzaklaştırma, elektronik kelepçe, tazyik hapsi gibi çok sayıda ve çeşitli önleyici tedbirler bulunduğuna dikkat çekerek, şu tespitlerde bulundu:

“Ama bu tedbirleri etkin uygulayıp takip edecek 7/24 çalışan merkezler yok denecek kadar az. Böyle olunca şiddet uygulayana yönelik tedbirler etkili olmuyor, mağdur kadın korunamıyor. Diğer bir sorun cezaevinden izinli veya başka şekilde çıkıp eşlerini veya boşandıkları eşlerini öldüren erkek hükümlüler. Bu noktada öncelikle mağdur kadına haber verilmeli, eski veya mevcut kocan cezaevinden çıktı diye. Kadının korunmaya alınması gerekiyorsa alınmalı. Ama bir çok durumda kadına haber bile verilmiyor.”

Kadınların beyanı alınmalı

Suç işleme eğilimleri belli olan hükümlülerin özel takip sistemi oluşturulmadan serbest bırakıldığını savunan Avukat Hülya Gülbahar da buna ilişkin politika ve mekanizmalar oluşturulmadığı sürece kadınlar risk altın yaşamaya ve bazıları da hayatını kaybetmeye devam edeceğini söyledi. “Suç işleme eğilimi hukukta çok önemli bir kriterdir” diyen Gülbahar şunları dedi:

“Cezaevlerinde onlarca psikolog ve izleme merkezleri var. Bunların, salıverilenlere dair rapor hazırlaması gerekiyor. Kaldı ki bunlar zaten mevzuatta ancak uygulanmıyor. Biz doğrudan bu insanları serbest bırakıyoruz. Karantina döneminde hem Avrupa Birliği ülkeleri hem de Birleşmiş Milletler yüksek suç işleme riski olanların tespit edilip, özel karantinalara alınmasını gerektiğini söyledi ve suçluların serbest bırakılmasını kimse istemedi. Sadece Türkiye’ye de herhangi bir kritere bakılmadan herkesi serbest bıraktılar. Bunun sonucunda kadınların ve çocukların hayatını gitti. Oysa, sağlık sistemiyle infaz sisteminin entegre edilmesi gerek. Salıverilecekler için ‘toplum hayatına çıkabilir’ raporunun alınması lazım. Failleri geçtim, gelip kadınlara ‘Sana ve çocuklara şiddet uyguluyor muydu?’, ‘Sen herhangi bir hukuki girişimde bulundu mu?’ diye sorsunlar. Tüm bunları devletin öğrenmesi gerekiyor. Kadınların bire bir beyanı alıp ondan serbest bırakılması gerekiyor.”

Cezaevinden çıkıp katlettiler

Son 1.5 yılda şartla salıverilen ya da izinle cezaevinden çıkan erkeklerin işlediği cinayetler şunlar:

İstanbul’da yaşayan Tahsin Yüksekova, 19 Ocak 2020’de eşi Seyhan Yüksekova ile kendi annesi Zülfiye Yüksekova’yı öldürdü. Cinayet, kasten yaralama, tehdit, hakaret, ruhsatsız silah taşıma suçlarından sabıkalı olan Tahsin Yüksekova’nın cezaevinden izinli çıktığı öğrenildi.

Gaziantep’te yaşayan Müslüm Aslan, eşinin başını tornavida saplayıp, boğazını ise makasla kestiği için yaralama suçundan tutuklanmıştı. Ancak 4 ay gibi kısa bir süre sonra serbest kalmış ve cezaevinden çıktıktan sonra da 10 yaşındaki kızı Ceylan Aslan’ı katledildi.

Diyarbakır’da yaşayan Nurcan Polat, infaz yasasıyla tahliye olan eşi H. Polat tarafından 30 Mayıs 2020’de öldürdü.

Burdur’da yaşayan Sevil Altun, 4 Temmuz 2020’de boşanma aşamasında olduğu Tarkan Altun tarafından öldürüldü. Tarkan Altun’un cezaevinden izinli çıktığı öğrenildi.

Sakarya yaşayan ve 20’ye yakın suç kaydığı oldu öğrenilen İsmail Karapekmez, cezaevinden infaz düzenlemesiyle çıktı. Karapekmez, 11 Temmuz 2020’de eşi Zeynep Karapekmez (40) ve eşinin annesi Meliha Ünlütürk (70) öldürdü. Zeynep Karapekmez ve annesi Melahat Ünlütürk’ün ölmeden önce İsmail Karapekmez’den şikâyetçi oldukları ortaya çıtı. 

İstanbul’da yaşayan Serkan Kaymaz, 14 Ekim 2020’de cezaevinden izinli çıktığı gün eşi Gülcan Kaymaz ile 4 ve 6 yaşındaki iki çocuğunu öldürdü.

Balıkesir, Edremit’te yaşayan Recep Kırtay, 25 Aralık 2020’de eşi Çiğdem Kırtay’ı pompalı tüfekle öldürdü. Recep Kırtay’ın cezaevinden izinli olarak çıktığı ve bir süre sonra cinayeti işlediği öğrenildi.

Antalya’da yaşayan Rabia Doğan, 22 Mart 2021’de boşanma aşamasında olduğu Besat Doğan tarafından öldürüldü. Besat Doğan’ın cezaevinden Kovid nedeniyle izinli çıktı öğrenildi.

Samsun Bafra’da yaralama suçundan girdiği cezaevinden izinli çıkan Faruk Yavuz, 30 Mayıs 2021’de eşi Kamile Yavuz(25) 25 kez bıçaklayarak öldürdü.

Günün Önemli Haberleri