Kötü Türk imajına Hoollywood önerisi

Abone ol

Midnight Express filminden ağzı yanan Türkiye, ABD medyası ve Hollywood'da olup bitenlere artık daha hassas. Yağmur Belli, Hollywood için bir önerisi var.

Midnight Express filminden ağzı yanan Türkiye, ABD medyası ve Hollywood'da olup bitenlere artık daha hassas. Yağmur Belli, Hollywood'u Türkiye için kullanmayı öneriyor. Amerikan medyası Hollywood olsun, gazetesi, televizyonu, interneti olsun son dönemde Türkiye’yi iyice hedef tahtasına yerleştirdi. Bir yandan 11 Eylül’den çok önce başlayan Irak başta olmak üzere İslam dünyasına dönük kampanya; öte yandan Türkiye’nin de içinde bulunduğu coğrafyaya dönük tezkerezede Amerikan senaryosu... Ve bu bütün içinde Türkiye’ye biçilen rol... ABD aslında Türkiye üzerinde kurmak istediği baskı ile Türkiye’yi istediği gibi hareket etmeye zorlamakta; bunun için de her türlü propaganda teknik ve taktiğini kullanmaktadır. Türkiye’nin de buna karşı savunması yine aynı yollardan olmalıdır. Amerika’daki tüm bu oyunun sahnelenmesinde en önemli konu, kamuoyunu biçimlendiren yapımcıların, senaristlerin, gazetecilerin bilgilendirilmesi; bilinçlendirilmesidir. “Amerikalı Savunma Bakanı Rice, Türkiye’ye geldiğinde Başbakan’la arasında geçen en önemli siyasi sorunlardan biri, Hollywood’daki TV ve Sinema prodüksiyonları içerisinde Türkiye adına negatif imaj yaratan mesajların yer alması oldu. Bu soruya Rice şöyle cevap verdi: “Evet ama onlara bizim bile sözümüz geçmez!...” Oysa siyasetin başaramadığını medya, film ve iletişim sektöründeki ülkesine tutkulu insanlar başarabilir. Bu insanlar ülkemizde de var, Amerika’da da... İşte onlardan bazıları ve hedefleri... More & More İletişim’in Başkanı Yağmur Belli ve ABC Group’un eski Başkan Yardımcısı Harvey Dzodin şu anda Türkiye’deki More & More’un İletişim Başkan Yardımcısı olarak Türkiye için birçok uluslar arası iletişim projelerini yönetiyorlar. Bu iki önemli ismin yapmaya çalıştığı şey ise, ABD medyasının giderek gündemin üst sıralarına taşıdığı Türkiye ile ilgili gecikmeden harekete geçmek... Zira artık Metal Fırtına kitabının da hareketlendirdiği ABD kamuoyu eski dost düşman olur mu diye tartışıyor... Olur mu sahi? ABD ile Türkiye savaşır mı? Siyasetçiler ve diplomatlar birbirlerini anlamak istemeyebilirler; ama toplumlar birbirini sanat ve iletişimciler sayesinde tanır ve anlar... Sinema endüstrisi, kimi zaman bir davranış kalıbını, kimi zaman değer yargılarını; kimi zaman da tüketim alışkanlıklarını bilinç altımıza yerleştirir... Bir de bakarız ki ABD askeri dünyayı kurtardığında biz de sevinçten deliye dönmüşüz... Bu filmler hayatımızın içine girip, modaya, tüketime, ekonomik trendlere, hatta siyasi bakış açılarına kadar sessiz ama derin bir güce sahiptir. Şu an negatif gibi duran bu konuyu Türkiye için çok ciddi imaj yaratabilecek bir avantaja çevirmek mümkün. Amerika’nın kimi zaman reklam ajansı gibi çalışan Hollywood’un üzerinde büyük etkiler yaratabilecek think-thank grupları bulunmakta ve yarattıkları stratejik çalışmalarla Hollywood’da da etkili olmaktadırlar. Hollywood artık Türkiye’nin her global iletişiminde harekete geçirebileceğimiz büyük bir güç. Bir Casablanca filminin şehrin dünya çapında markalaşması ve bilinirliliğinin artması adına bu şehre getirdiği turizm ve imaj değeri kaçınılmazdır. Aynı örneği “Zorba” filmi ve Yunanistan için de söyleyebiliriz. Uluslararası markalar imaj ve ürünlerini bu sektörün üzerinden gizli reklam yaparak yerleştiriyorlar. Hatta kimi zaman devletin bazı yapımcılara siyasi argümanlarına bağlı senaryolar yarattığı bile bilinen bir gerçek. 1) Hollywood’un gücüyle neler yapılabilir? Türkiye’nin değişim ve çağdaşlaşma sürecindeki siyasi stratejileri ortaya konularak, bu konudaki siyasi argümanlar oluşturulur. Soğuk savaş döneminde uluslararası siyasi stratejiler filmlerde kullanıldı, kimi zaman ABD’li boksör Rocky, Rus boksörü ile dövüştü ve zaferi yakaladı. Kimi zamanda zenci bir kişi dünyayı felakete götürecek bir göktaşını imha ederek dünyayı kurtardı. Örneğin; bir filmin senaryosunda Türkiye’deki Ermeniler’in Türkler’le yaşadıkları dostluklarla dolu ortak yaşamlarının konu edildiği, Türk Ermeni sorununa katacağı etkili pozitif mesajı düşünebilir misiniz? Bir “Matrix” filmi Türkiye’ye geldiğinde bir hafta boyunca entelektüel aydın kesimden, ilahiyatçı profesöre kadar günlerce tartışıldı.

Günün Önemli Haberleri