Kötü sonuçlarından ardından Beşiktaş travma yaşıyor
Abone olSlovan Bratislava'ya 4-2 yenilerek Süper Lig'de olduğu gibi UEFA Avrupa Ligi'nde de oldukça kötü bir başlangıç yapan Beşiktaş, adeta büyük bir çöküş yaşıyor.
Takımın başına Şenol Güneş sonrası Abdullah Avcı'yı getiren ve
yıldız futbolcular yerine daha mütevazı oyuncularla sistem takımı
yaratmayı amaçlayan yönetimin düşüncesi, şu an için ters tepmiş ve
takım da çökmüş durumda. Başta transfer dönemi boyunca es geçilen
ve son güne bırakılan santrfor transferinin yapılmaması olmak
üzere, yeni alınan diğer oyuncuların da herhangi bir katkı
vermekten uzak olması, yaşanan hayal kırıklığının boyutunu ortaya
koyuyor.
DEPLASMAN FOBİ OLMAKTAN ÇIKTI, KÂBUS HALİNE
GELDİ
Geçen sezonlarda Şenol Güneş döneminde dahi Beşiktaş'ın en büyük
sorunlarından olan ve sık haberi yapılan "deplasman fobisi" bu
sezon ilk beş maçta fobi olmaktan çıkıp resmen "kâbus" haline
geldi. Demir Grup Sivasspor, Gazişehir Gaziantep ve Slovan
Bratislava'dan 3 maçta 10 gol yiyen siyah-beyazlılar biri penaltı,
biri kendi kalesine olmak üzere sadece 4 gol atıp, 3 deplasmanı -6
averaj ile kapatarak son yıllardaki en kötü performansını
sergiledi. Beşiktaş taraftarlarının tepkisini ortaya koyduğu bir
başka olay ise özellikle D.G. Sivasspor ve Gazişehir Gaziantep
maçlarında rakiplerin tarihi fark yapacak noktaya gelmesiydi. Gol
pozisyonuna girmekte sıkıntı yaşayan ve girse bile mevcut iki
santrforunun yetersizliğinden dolayı fileleri
havalandıramayan siyah-beyazlılar, büyük umutlarla girdikleri
sezonda "resmen cehennemi yaşıyor" demek yanlış olmaz.
TÜM PROTESTOLAR BAŞKAN VE YÖNETİME YÖNELDİ
Beşiktaş taraftarı kötü gidişin sorumlusu olarak şu an için Başkan
ve yönetimi görüyor ve tüm protestolarını Fikret Orman ile
yöneticiler üzerinden yapıyor. Bundaki en büyük sebep ise kuşkusuz
Quaresma, Babel, Pepe, Negredo, Talisca, Adriano gibi yıldızlardan
oluşan takımın bir sistem takımına dönüştürülmeye çalışılması ve bu
sürecin taraftara iyi anlatılmaması oldu. Özellikle Quaresma,
Babel, Negredo, Pepe gibi yıldız oyuncuların gönderildikten sonra
alınan oyuncuların bu yıldızların yüzde 25'i kadar fayda
sağlayamaması, transfer politikasının sürekli sorgulanmasına ve
kötü gidişin sorumluluğunun başkan ile yönetime yüklenmesine yol
açtı.
İşte birkaç madde ile Beşiktaş'taki çöküşün nedenleri:
1- Yıldız dolu ve sonuç alan oyuncuların yerine alınan
futbolcular, sezon başı patlaması yapamadı ve daha 5'inci maçtan
yeni transferlerin hepsi sorgulanır hale geldi.
2- Büyük umutlarla alınan ve "Abdullah Avcı'nın Visca'sı" olacak denilen Tyler Boyd bir önceki maçta yedeğe düşerken Bratislava maçında 18 kişilik kadroya dahi giremedi.
3- Defalarca yazılmasına, haber yapılmasına ve taraftar isyanına rağmen Burak Yılmaz'ın sakatlığının takımı bu kadar olumsuz etkileyeceği hesap edilemedi ve santrfor transferi yapılmadı.
4- Kadro sayısal olarak geniş gibi görünse de hamle oyuncusunun olmaması tepkileri yine transfer yanlışlığında yoğunlaştırıyor. Buna en bariz örnek, ilk beş maçta Güven Yalçın'ın alternatifi Umut Nayir, Umut Nayir'in alternatifi Güven Yalçın. Adem Ljajic'in ise yedeği yok.
5- Böylesi zor durumlarda oyuna isyan eden, saha içinde bir şeyleri toparlamaya çalışan lider bir futbolcu yok.
6- Zora giren maçı çeviren oyuncu kalitesinin eksikliği çok net bir şekilde görülüyor. Alınan futbolculardan hiçbiri şu ana kadar "ben maçı çeviririm" havası yaratmadı ve o güveni vermedi.
7- Doğrudan sonuca gitme odaklı oyun anlayışına alışmış takım, bir anda kendi sahası ve rakip ceza sahası civarında 30-40 pas yapan ve oyunu yavaş oynayan sistem takımına dönüştürülmeye çalışıldı ve bu taraftara anlatılmadı. (Oysa aynı Fikret Orman, Feda döneminde takımın geçireceği değişimi taraftara çok açık bir şekilde anlatmış ve gereken müsamahayı kazanmıştı.)
8- Sistem takımına dönmenin bazı takımlarda birkaç yılı bulduğu futbol ortamında, yeni teknik direktöre transferleri hemen yapıp gerekli çalışma süresi sağlanamadı.
9- Abdullah Avcı, Türkiye'nin gördüğü en iyi birkaç sistem hocasından biri olsa da; Beşiktaş 8 Temmuz'dan bu yana geçen 2.5 aylık dönemde orta saha ve rakip ceza sahası civarında sürekli pas yapan bir takım olmaktan öteye geçemedi.
BAŞAKŞEHİR VE TRABZONSPOR MAÇLARI KADER MAÇLARI
OLACAK
Siyah-beyazlılar tüm bu moral çöküntüsü içinde peş peşe çok zorlu
iki maça çıkacak. Bu hafta oynanacak Medipol Başakşehir ve ardından
gidilecek Trabzonspor deplasmanı ya durumu daha da kötüye götürecek
ya da bu girdaptan çıkılmasını sağlayacak. Medipol Başakşehir ve
Trabzonspor maçlarında alınacak galibiyetler birçok şeyin bir
süreliğine görmezden gelinmesini sağlayıp Abdullah Avcı'ya ve
yönetime zaman kazandıracak. Mağlubiyet durumunda ise hem Abdullah
Avcı hem de yönetim için zor günler devam edecek ve çok büyük
ihtimalle bu iki haftalık süreçte istifalar dahi yaşanacak.