Kosovalı Türkten DTPye mesaj
Abone olDTP'li Ahmet Türk bazı konuşmalarında Kosova modelini örnek gösteriyor. Peki Prizren'deki Türk partisi ne diyor?
Kosova Demokratik Türk Partisi Prizren Şube Başkanı
Orhan Lopar DTP'li Ahmet Türk'e dokundurdu.. Lopar, aralarındaki en
büyük farkı açıkladı: "En önemlisi de biz tek bir Kosovalı
öldürmedik"
Milliyet muhabiri Devrim Sevimay, Rumeli yollarına düştü, oradaki
Türkler'le konuştu. Yazısı dizisinin üçüncü bölümündeki Kosova
izlenimlerini yazdı. Üsküp'ten Prizren'e geçen Sevimay, burada
Kosova Demokratik Türk Partisi Prizren Şube Başkanı Orhan Lopar ile
görüştü..
Orhan Lopar'ın mesajları kendilerini örnek sunan DTP'li Ahmet
Türk'e yönelik oldu.. Sevimay sordu, Lopar cevapladı.
Nedir sizin partinizin kimliği?
TBMM’deki partilerin hepsini topla, işte biz oyuz. Yani bir
ideolojiden ziyade buradaki Türkiye Cumhuriyeti’nin partisiyiz.
Güçlü müsünüz?
Bir Çin atasözü vardır: “Bir Türk beş Çinliden akıllıdır, ama beş
Türk bir Çinliden akıllı değildir” diye. Biz hâlâ bir Türk olarak
devam ediyoruz yolumuza. Çünkü bizim bölünme veya parçalanma gibi
bir lüksümüz yok. O bölünme örneğini Makedonya’daki Türk partileri
arasında görüyoruz ve gerçekten üzülüyoruz.
Kaç milletvekiliniz var?
Üç. Oy dağılımındaki karşılığımız çok az, ama burada baraj yok,
herkes kendini gücü oranında temsil edebiliyor.
Peki, nedir buradaki en büyük sorununuz?
Savaştan sonra
dil meselesi en büyük sorunumuz.
Siz resmi dil olmasını istiyorsunuz...
Şimdi bakın dünya hukukunda kanunların gerisine hiçbir zaman
gidilmez. Kanunların gerisine gidildiği zaman zaten diskriminasyon
olur. Şu anda Kosova’da Türklere karşı yapılan şey de
diskriminasyondur. Neden? Çünkü eskiden 1974 anayasasına göre
Kosova’da üç tane resmi dil vardı: Hırvatça, Arnavutça, Türkçe.
Türkçe Kosova’nın bir medeniyet diliydi. Yani eğer sen şehirli
olmak istiyorsan Türkçe bilmek zorundaydın.
Sonra nasıl değişti durum?
Sonra Türkler iki büyük sorunla karşılaştı: Göç ve asimilasyon.
Evinde Türkçe konuşanlara gidin sorun çoğu “Ben Arnavutum” der.
Çünkü kız alıp vermişiz ve ikimiz de Müslümanız. Bizi ayıran bir
tek özelliğimiz dilimiz. Çok ince bir çizgidir dil. Eğer biz
dilimizi kaybedersek Arnavut oluruz çünkü.
Sonuç?
Türklerin buradaki gücü iyice zayıfladı. 1989’da eski Yugoslavya
dağıldıktan sonra da Türkçe resmi dil olmaktan çıkarıldı.
Çabalarımız sonucu şimdi bir tek Prizren belediyesinde resmen
kullanılıyor. Ama o da yarım. Mesela elektrik faturaları Türkçe
basılmıyor. Oysa biz Türklerin olduğu her yerde resmi olarak
Türkçenin de kullanılabilmesini istiyoruz. Mesela sırf bu yüzden
ben şu anda kimliksizim.
Nasıl kimliksiz?
Şu anda Kosova
Cumhuriyeti’nin kimlikleri ve pasaportlar dağıtılıyor, ama Türkçe
basılmadığı için ben onların verdiği kimliği almıyorum. Madem
Prizren’de Türkçe resmi dil, o halde kimliklerimizi de Türkçe
vermeliler. Bir şeyin bilincinde olmamız lazım: Madem burada
Türkçenin varlığını istiyoruz, o zaman bir şeylerden fedakârlık
etmek zorundayız.
Eğitimde sorun yaşıyor musunuz?
Prizren’de
altı tane ilkokuldan başlayarak lise son sınıfa kadar Türkçe eğitim
veren okulumuz var.
Entegrasyon bakımından karışık dilde olması daha iyi değil mi?
Karışık olmaz. Burada hangi dilde eğitime gidersen o milliyete
mensup olursun. Zaten bizim Türkler Arnavutça okula gittiği
için
Arnavutlaşıyor ya...
Siz Türkiye’deki anadilde eğitim tartışmasını takip
ediyor musunuz?
Ediyorum tabii. Ahmet Türk sürekli bizi
örnek gösteriyor, Kosova modeli diyor, ama bir şeyin iyi bilinmesi
gerekiyor. Birincisi, anadilde eğitim bizim önceden alınmış
anayasal bir hakkımızdı. İkincisi şartlar aynı değil. Çünkü biz
Kosova devleti vatandaşıyız ve Kosova’ya karşı değiliz. Kosova
askerini kendi askerimiz olarak görüyoruz. Federasyon, otonomi,
özerklik akılımızın ucundan dahi geçmedi, geçmiyor. Hatta
Arnavutlarla Sırpları en iyi biz birleştiririz diyoruz.
En önemlisi de biz tek bir Kosovalı öldürmedik. Aramızdaki en büyük
fark bu.