Kosova'da "yaşama şansı yok" denilen küçük kız, Türkiye'de sağlığına kavuştu
Abone olKosova'da geçirdiği bağırsak enfeksiyonunun ardından böbrek yetmezliği yaşayan 6 yaşındaki Erblina Xhosha, ülkesinde tedavi edilemeyince Türkiye'de babasından alınan böbrekle yeniden sağlığına kavuştu.
Kosova'da yaşayan Xhosha ailesinin 2 çocuğundan biri olan 6 yaşındaki Erblina, 6 ay önce geçirdiği bağırsak enfeksiyonu sonrası kusma, karın ağrısı ve ishal şikayetiyle hastaneye gitti. Yemek yiyemeyen, koşamayan, konuşacak hali bile kalmayan küçük kızda, ilaç tedavileri işe yaramayınca önce böbrek yetmezliği, buna bağlı olarak da kalp yetmezliği gelişti.
Ülkesinde çoklu organ yetmezliğine giren, solunum cihazına bağlı kalan ve kalbi duran küçük kız, müdahalelerin ardından ambulans uçakla İstanbul'a sevk edildi.
İstanbul'da hemolitik üremik sendrom (HÜS) tanısı konan ve tek çaresi böbrek nakli olan Erblina Xhosha, Biruni Üniversite Hastanesi Organ Nakli Merkezi Sorumlusu Doç. Dr. Halil Erbiş ile Çocuk Yoğun Bakım Uzmanı Doç. Dr. Ayhan Yaman ve ekibinin başarılı tedavi sürecinin ardından nakile hazır hale getirildi, ardından babasından aldığı böbrekle yeniden sağlığına kavuştu.
Taburcu olacağı günü bekleyen Xhosha'nın annesi Nazmije Xhosha, AA muhabirine uygulanan tedavilerin küçük kızda işe yaramadığını, ülkesinde görüştükleri doktorların "Burada bir şey yapamayız, yaşama şansı yok" dediğini aktardı.
"Buraya gelmeseydik çocuğum iyileşemezdi"
Anne Xhosha, birçok hastanenin kızını kabul etmediğini belirterek, "Bir tanıdığımız burayı önerdi. Buraya gelmeseydik çocuğum hiçbir şekilde iyileşemezdi. 2 ay gibi bir süre yoğun bakımda kaldı, kendisiyle çok ilgilendiler. Cihazlardan kurtulup nefes almaya başladı, diyalize girmesi gerektiğini ve nakil olana kadar bu şekilde süreceğini söylediler." dedi.
Kızının doktorlar tarafından nakil sürecine çok güzel hazırlandığını kaydeden Nazmije Xhosha, "Erblina hasta olmadan önce çok hiperaktif bir çocuktu, koşardı, yaramazlık yapardı. Diğer çocuklar gibi grip oluyordu ama hiçbir zaman bu şekilde değildi. Bağırsak enfeksiyonu başladıktan sonra Erblina yemek yememeye, koşmamaya, kilo vermeye ve konuşmamaya başladı. Şikayetlerini söyleyemiyordu." ifadelerini kullandı.
Xhosha, 18 kilo olan ancak hastalandıktan sonra vücudundaki ödemler nedeniyle şiş hale gelen kızı için nakil öncesi çok üzüntülü olduğunu dile getirerek, "Çocuğumu yürüyerek hastaneye bıraktım ama tamamen bilinci kapalı bir şekilde çıkardım. Buraya getirdiğimde umudum hiçbir şekilde yoktu fakat bu umuda tekrar tutundum. Şu an çok mutluyum." diye konuştu.
Baba Sami Xhosha ise böbreğinin kızına uyumlu olduğunu öğrendiğinde yaşadığı sevinci şöyle aktardı:
"Tereddütsüz bir şekilde düşünmeden donör olmayı hemen kabul ettim. Uyumluysa çocuğuma böbreğimi vermeye hazırdım. Tahliller yapıldı ve böbreğimi vermemde bir sıkıntı olmadığını söylediler. Çocuğumun net şekilde iyileşeceğini söylediler, ben de hemen kabul ettim. Çocuğumun iyileşmeye başladığını görünce 'iyi ki böbreğimi vermişim, iyi ki ikinci bir hayatı kendisine bağışlamışım.' diyorum. Gülerek ameliyata girdim ve gülerek çıktım. Hiçbir şekilde ağrı ve sızı hissetmedim çünkü çok mutluydum."
"Hastanemizde nakil olarak diyalizden kurtuldu"
Doç. Dr. Ayhan Yaman da küçük kızın bilinci kapalı, solunum cihazına bağlı, vücudunun her tarafı şiş ve bir damla idrar yapamaz halde hastaneye getirildiğini anlattı.
Çocuğu hemen diyalize aldıklarını belirten Yaman, "2 ay kadar çocuk yoğun bakımda hastayı izledik. Birçok sorunu düzeldi, makineden ayrıldı ama hastalığa bağlı böbrek yetmezliğiyle birlikte kalp yetmezliği eşlik etti. Bunun tek çaresi nakildi ve hastanemizde nakil olarak, diyalizden kurtuldu. Şu an durumu oldukça iyi, çok yakın zamanda hastayı taburcu etmeyi planlıyoruz." dedi.
Küçük kızın bağırsak enfeksiyonundan 10 gün sonra kötüleştiğini, durumu ağır olduğu için de başvurdukları birçok Avrupa ülkesinin çocuğu kabul etmediğini aktaran Yaman, "Hastayı kabul ettik ve çok zor bir noktadan buraya kadar taşıyabildik. İshal sonrası HÜS dediğimiz hastalık bizim sık gördüğümüz bir durum, ülkemizde de görülüyor. Erken dönemde etkin diyaliz ve plazma değişimi yapıldığında çoğu hasta nakilsiz de düzelebiliyor ama bazılarında kalıcı böbrek hasarı oluyor. Bu durumda yaşamanın tek yolu böbrek nakli." ifadelerini kullandı.
Nakille birlikte kalbi de toparladı
Erblina Xhosha'nın böbrek nakli ameliyatını gerçekleştiren Doç. Dr. Halil Erbiş, çocukların damarlarının daha küçük ve ince olması nedeniyle ameliyatlarının zor olduğunu belirterek, "Babasından aldığımız böbrek oldukça büyük bir organ fakat Erblina'nın karnına koyacağımız yerse küçük bir alandı. O yüzden Erblina'nın kendi böbreğini çıkartıp onun yerine koyduk. Normalde böbrek nakilleri erişkin hastalarda kendi böbrekleri çıkartılmadan kasığına konur. Erblina'nın karnına koyduk ve vücuttaki en büyük damarlara bağladık. Buralarda ameliyatta oldukça dikkatli olmak lazım en ufak bir hatada sonucu daha farklı olabilir." diye konuştu.
Bütün zor aşamaları ekibiyle birlikte multidisipliner bir çalışmayla gerçekleştirdiklerini kaydeden Erbiş, şöyle konuştu:
"Beslenmesi çok kötüydü, beslenemiyordu. Böbrek nakliyle beraber hızlı bir şekilde kalbi de toparladı. Daha önce kalp yüzde 25'lerde çalışırken şu anda yüzde 35'lere çıktı. Bu, zamanla tamamen normale dönecek. Şu an yemek yiyor, hızlı bir şekilde toparlama dönemine girdi. Çocuk hastalarda toparlama, ortadan problemi kaldırdığımızda çok hızlı bir şekilde yaşanıyor. Birkaç ay sonra Erblina koşup, parkta oynayacak duruma gelecek."
Erbiş, organ bağışının hayat kurtardığını hatırlatarak, kadavra bağışının da artması gerektiği çağrısında bulundu.