Köşkten sendikacılara iftar
Abone olGül, Çankaya Köşkü'nde işçi, işveren ve memur konfederasyonlarının temsilcilerine iftar verdi.
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, sendikaların sadece
demokrasinin zenginliği değil, aynı zamanda en kutsal olan emeğin
de en iyi temsilcisi olduğunu belirterek, “İnanıyorum ki gerek
sendikalar olsun, gerekse işverenler olsun bütün meseleleri
konuşarak, masa başında anlaşarak, karşılıklı saygı ve karşılıklı
sahiplenme içerisinde halletmeyi daima tercih ederler”
dedi.
Cumhurbaşkanı Gül, Çankaya Köşkü'nde işçi, işveren ve memur
konfederasyonlarının temsilcilerine verdiği yemekte yaptığı
konuşmada, göreve geldiğinden bu yana geleneksel olarak “çalışma
hayatının parçası ve temel direkleri olan sendikalar”ın
temsilcileriyle iftar yemeklerinde bir arada geldiğini belirterek,
bugün bu yemeklerin üçüncüsü gerçekleştirmekten duyduğu memnuniyeti
dile getirdi.
Cumhurbaşkanı olduğu süre içerisinde sendikaların, işverenlerin ve
emeklilerin temsilcileri ile her zaman yakın olmak ve bu süre
içerisinde Türkiye'de çalışma hayatının en düzgün şekilde
işlemesine katkıda bulunmak istediğini kaydeden Cumhurbaşkanı Gül,
bir ülkeyi mutlu eden pek çok unsur olduğunu, bunların başında da
çalışma hayatının huzurlu, düzenli olması ve herkesin gönül
ferahlığı içerisinde bu düzenin bir parçası olarak düzene katkıda
bulunmasının geldiğini vurguladı.
“Sendikalarımız sadece demokrasinin zenginliği değil, aynı zamanda
tabii ki en kutsal olan emeğin de en iyi temsilcisidir” diyen
Cumhurbaşkanı Gül, şöyle devam etti:
“Arzu ediyorum ki çalışma hayatı ile ilgili farklı farklı olan
görüşler, görüşerek, diyalog içerisinde anlaşarak, herkes
birbirinin hakkını teslim ederek çözülebilsin. Şüphesiz ki bunlar
sadece konuşarak olmuyor. Yeri geldiğinde herkesin demokratik
haklarını kullanması, bunları kanunlar, gelenekler çerçevesi
içerisinde göstermesi de bu düzenin bir parçasıdır, ama inanıyorum
ki gerek sendikalar olsun, gerekse işverenler olsun bütün
meseleleri konuşarak, masa başında anlaşarak, karşılıklı saygı ve
karşılıklı sahiplenme içerisinde halletmeyi daima tercih ederler.
Bunun için de tabii ki emekçilerin temsilcileri olarak onların
liderleri olarak sizlere ve aynı şekilde işverenlerin temsilcileri
olarak da yine işveren sendikalarımıza çok görev düşmektedir.
Burada kamu ayrı bir önem arz etmektedir. Özellikle memur
sendikalarımızla kamu arasındaki ilişkiler... Bu konuda işçi
sendikalarımızdan geride olduğumuzu biliyoruz. Bununla ilgili daha
ulaşılması gereken standartların olduğunu da biliyoruz. Ümit ederim
ki bu konularda da yine konuşarak, anlaşarak Türkiye için en uygun
olan noktaya hep beraber ulaşırız. Zaten imzalanmış uluslararası
sözleşmeler, taahhütler var, bunlar yerine getirilir. Hiç değilse
bu süre içerisinde, yine hak ve adalet çerçevesi içerisinde
halledilmesini, görüşmelerin gayet açık yüreklilikle yapılmasını,
sonuna kadar anlayışlı davranılmasını çok arzu ederim. Çünkü bu
konulardaki rahatsızlıklar, iki kişi arasında kalmamakta veya
sadece çalıştığımız yerde kalmamakta, sadece odaların içinde
kalmamakta, ailelere kadar uzanmakta.”
“TÜRKİYE'NİN GÜCÜ BELLİDİR”
Çalışma hayatındaki istikrar ve düzenin önemine işaret eden
Cumhurbaşkanı Gül, bunun sadece çalışılan yerle sınırlı
kalmadığını, evlere, ailelere kadar uzanan, herkesi etkileyen bir
mesele olduğunu ifade etti.
Türkiye'nin en önemli önceliklerinden birisinin çalışma hayatındaki
istikrar ve düzen olduğuna inandığını belirten Cumhurbaşkanı Gül,
bu konuda Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve Çalışma ve Sosyal
Güvenlik Bakanı Ömer Dinçer başta olmak üzere Hükümet'in bütün
üyelerinin, sendika başkanlarının gerekli hassasiyeti göstererek,
karşılıklı konuşarak konuların halledilmesini çok arzu ettiğini
kaydetti. Gül, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Türkiye'nin gücü bellidir. Bu gücün daha da güçlenmesi nihayette
fertlerinin de bireylerinin de güçlenmesine yol açmaktadır. Hep
beraber el birliği içerisinde bunu gerçekleştirmek zorundayız.
Ayrıca demokratik olan bir ülkede bütün sorunlar konuşularak,
tartışılarak medeni bir şekilde kamuoyu önünde yeri geldiğinde
görüşülerek halledilmektedir. Bu açıdan da Türkiye'de büyük bir
zenginlik vardır. Daha önce belki bu kadar ifade hürriyeti söz
konusu değildi. Belki bu kadar farklı farklı görüşler dile
getirilememekteydi. Bugün her şeyin görüşülebildiği,
konuşulabildiği ve tartışılabildiği bir ülkedeyiz. Bütün bu
tartışmaların neticesinde inanıyorum ki Türkiye daima doğru yolu
bulacaktır, daima güçlü yolu bulacaktır. Ve hep beraber Türkiye'yi
el birliği içerisinde daha güçlü yapacağız.”
Böyle bir iftarda beraber olmanın bile çok anlamlı olduğunu
belirten Cumhurbaşkanı Gül, sözlerini şöyle tamamladı:
“Ailelerinize de selamlarımı ve sevgilerimi gönderiyorum. İnşallah
daha nice yıllara hep beraber mutluluk içerisinde ulaşırız. Tekrar
hoş geldiniz.”