Köşk seçimi davası reddedildi
Abone olCumhurbaşkanlığı seçimine yasaya aykırı olduğu gerekçesiyle dava açılmıştı.
Anayasa Değişikliği Hakkındaki Kanun'a göre, TBMM'nin şu aşamada
Cumhurbaşkanı seçemeyeceği iddia edilerek, mevcut Cumhurbaşkanı'nın
görevinin Anayasal durumun açıklık kazanacağı yasal süreye kadar
devam edeceğinin ve TBMM'de yapılmakta olan seçimin Anayasa'daki
değişiklik hakkındaki yasaya aykırı olduğunun tespiti için açılan
davada, cumhurbaşkanı seçim işleminin “ihtiyati tedbir kararı
verilerek durdurulması” talebi reddedildi.
Anayasa Değişikliği Hakkındaki Kanun'a göre, TBMM'nin şu aşamada
Cumhurbaşkanı seçemeyeceği iddia edilerek, mevcut Cumhurbaşkanı'nın
görevinin Anayasal durumun açıklık kazanacağı yasal süreye kadar
devam edeceğinin ve TBMM'de yapılmakta olan seçimin Anayasa'daki
değişiklik hakkındaki yasaya aykırı olduğunun tespiti için açılan
davada, cumhurbaşkanı seçim işleminin “ihtiyati tedbir kararı
verilerek durdurulması” talebi reddedildi.
Ankara 6. Asliye Hukuk Mahkemesi, adli bilirkişi Mahir Akkar
tarafından dün açılan dava kapsamında, cumhurbaşkanı seçim
işleminin “ihtiyati tedbir” kararı verilerek durdurulması talebini
değerlendirdi.
Yargıç İsmail Demirtaş, “talebin mahiyeti itibariyle ihtiyati
tedbir isteminin reddine” karar verdi.
Demirtaş, davalılar Başbakanlık ve TBMM Başkanlığı'na, itirazları
ile birlikte esas hakkındaki cevaplarını ve varsa karşı delillerini
mahkemeye bildirmeleri için süre tanıyarak, duruşmayı erteledi.
Adli bilirkişi Mahir Akkar tarafından Ankara 6. Asliye Hukuk
Mahkemesinde dün açılan davanın dilekçesinde, Anayasa'da Değişiklik
Hakkındaki Kanun'un, Resmi Gazete'de yayımlandığı anımsatılarak,
“İş bu yasa referanduma götürülecek ise de yayımlanan yasanın
yürürlük maddesinde 'işbu yasa yayım tarihinde yürürlüğe girer'
şeklinde kesin bir hüküm vardır. Yasa, Resmi Gazete'de yayımlanmış
ve yürürlüğe girmiştir” denilmişti.
“Referandum sürecinin, yürürlükten ayrı bir hukuki durum olduğu, en
azından referandum süresine kadar yasa kapsamına giren işlemlerin
yapılmamasının beklendiği ve bunun hukuki bir zorunluluk olduğu”
savunulan dilekçede, Anayasa Değişikliği Hakkındaki Kanun'da,
“Türkiye Cumhuriyeti'nin 11. Cumhurbaşkanı halk oylaması ile
seçilecektir ve işbu yasanın referandum hükmü 11. Cumhurbaşkanı
seçimlerinde uygulanacaktır” şeklinde kesin bir hüküm ve maddenin
yer aldığı kaydedilmişti. Dava dilekçesinde, şu görüşler ileri
sürülmüştü:
“Bu durumda, TBMM'de, 11. Cumhurbaşkanı seçimleri ile ilgili bir
işlem yapılamaz. Zira Anayasa değişikliği hakkındaki bu kanunun
referandum yolu ile kabul edilmesi halinde, 11. Cumhurbaşkanı'nın
halkoyu ile seçilmesi zorunlu olacaktır. Oysa daha önceki bir
tarihte, yani bu aşamada Cumhurbaşkanı seçilmesi halinde, seçilen
Cumhurbaşkanı ne olacaktır? Bu duruma göre, seçilen
Cumhurbaşkanı'nın süresi dolmuş sayılacak, yeni bir Cumhurbaşkanı,
bir ay sonra yeniden mi seçilecektir? Yoksa biri 'Meclis'in diğeri
yeni yasaya göre 'halkın' seçeceği iki Cumhurbaşkanı mı
olacaktır?
Bu kadar büyük olumsuzluklara neden olmaması için, TBMM'de
yapılmakta olan seçimin, ihtiyati tedbir kararı verilerek
durdurulması bir zorunluluktur.”
Anayasa Değişikliği Hakkındaki Kanun'un referanduma sunulması
yolundaki seçim takviminin, Yüksek Seçim Kurulu (YSK) tarafından
ilan edilmek suretiyle başladığı kaydedilen dilekçede, kurulun
kararı gereğince cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesine
ilişkin yasanın referanduma sunulması sürecinin başladığı,
cumhurbaşkanlığı ile ilgili her türlü propaganda ve işlemlere yasak
konduğu ifade edilmişti.
“Bu yasak gereğince, Cumhurbaşkanlığı adayları için yapılan
temaslara ve tanıtım işlemine katılan partiler ile adayların,
anayasal bir suç işlediği ve Anayasa'yı ihlal ettiği” öne sürülen
dava dilekçesinde, “YSK'nın aldığı bu karar gereğince, bu süreç
içinde cumhurbaşkanlığı seçimi yapılamaz. Böyle bir seçimin
yapılması halinde yasal geçerliliği yoktur. Seçim ve seçilen kişi,
meşruiyet kazanamaz” denilmişti.
Dava dilekçesinde, “Resmi Gazete'de yayımlanan ve yürürlüğe giren
Anayasa Değişikliği Hakkındaki Kanun”a göre, TBMM'nin şu aşamada
cumhurbaşkanı seçemeyeceği iddia edilerek, mevcut Cumhurbaşkanı'nın
görevinin anayasal durumun açıklık kazanacağı yasal süreye kadar
devam edeceğinin ve TBMM'de yapılmakta olan seçimin Anayasa'daki
değişiklik hakkındaki yasaya aykırı olduğunun tespiti ile telafisi
mümkün olmayan karışıklık ve yasalara aykırılığın önlenmesi için
seçim işleminin ihtiyati tedbir kararı verilerek durdurulması talep
edilmişti.