Köşe yazarlığına büyük ilgi var
Abone olGazetelerin vitrini görevi gören köşe yazalığına büyük özenti var. Çoğuna göre; kolay, saygın ve çok iyi getirisi olan bir meslek. Bu konuya İclal Aydın açıklık getirdi.
Gazetelerin vitrininde yer alan köşe yazarlığına büyük rağbet
var.Çoğuna göre köşe yazarlığı çok kolay bir meslek. Ayrıca
avantajları da diğer mesleklere oranla daha fazla...İclal Aydın,
dışarıdan görüldüğü kadar kolay olmayan bu mesleği kolay görenlere
"Bize bir gareziniz mi var?" yazısla gerekli açıklamayı
yaptı...
Diyor ki İ. Efe: "Nedir bu kadın köşe yazarlarının köşe yazarı
olmak isteyenlere garezi? Ne yani, şarkıcı olmak istesek daha mı
iyi? Sizden bunu beklemezdim. Severek okuduğum biriydiniz üstelik.
Çok kırıldım size. Ben de yerel bir gazetede yazıyorum ve bir gün
ulusal bir gazetede yazmayı düşlüyorum"
***
Bana bu acı elektronik postayı yollamasının sebebi çarşamba günkü
yazımdaki "Herkes köşe yazarı olmak istiyor" satın. Açıkçası ben,
belirli bir kişiyi değil, her gün gelen istekli, işgüzar mektupları
kastetmiştim. "Bir sonbahar rüzgârında savrulan kuru sarı
yapraklar" diye başlayan ve aynı cümleyi yaklaşık yirmi kez tekrar
ederek adına makale denmiş paragraftan okuduğunuzda siz ne
düşünürdünüz bilmiyorum.
Özellikle dergimiz piyasaya çıktığından beri "Misafir Odası"
başlıklı köşemizde okurların yazılarına yer verdiğimizden, bu tarz
mektuplarda müthiş bir patlama yaşıyoruz. Takdir edersiniz ki
içlerinden en derli toplu olanlarını seçmeye gayret ediyoruz ve
bununla uğraşırken de pek çok gerçekle karşılaşıyoruz.
Kimileri... Hepsi değil ama kimileri, köşe yazan olmak istiyorlar
çünkü ünlü ve zengin olmak istiyorlar.
Genel kanı köşe yazarlarının böyle oldukları. Dünyayı geziyorlar,
istedikleri yerlerde istedikleri gibi yaşıyorlar, müthiş para
kazanıyorlar, siyasetten mafyaya herkesi yakından tanıyorlar. Ünlü
şarkıcılar ve yıldızlar yakın arkadaşları oluyor, sözleri
dinleniyor, herkes onları okuyor, onlara kapılar sonuna kadar
açılıyor vesaire...
Bir şekilde yırtma hayali kuranlar artık şarkıcı değil köşe yazarı
olmak istiyor.
Üstelik saygınlığı da var!
Temiz iş yani...
***
Eh, böyle bakıldığında özenilecek bir konum gerçekten. Yediğini,
tatilini, misafirliğini, izlediğin maçı yaz olsun bitsin...
Ama herkes Hillside Su Otel'de ağırlanmıyor elbette. Yurt dışında
evleri, sevgilileri yok herkesin. Kraliçeler, ünlü aktörler ve
şarkıcılar doğum günün kutlu olsun şekerim diye sabahın köründe
aramıyor. Gidilen her mekânda, ay ne olur bizim kebaptan, pilavdan,
mekândan, tuvaletten söz edin diye hesap pusulaları yırtılmıyor.
Her şey göründüğü gibi değil, bilmem bunu söylemem gerekir
miydi...
***
Aslında köşe yazarlığının yorumunu yapmak kıdem olarak bana pek
düşmez ama o kadar da kolay değil bu işler...
Günümüzde ülkede ve dünyada günlük yaşam yazılan çok moda olsa da
makale yazarlığı çok zor ve ağır bir iş. Kimseyi küçümsemek gibi
bir niyetle yazmamıştım çarşamba günü o satın.
Bir televizyoncu arkadaşımın ofisinde bir beyle tanıştırmışlardı
beni. Sohbet sırasında "Ben Evleniyorum evinden yeni çıktım ben"
dedi. "Aaa tanımıyordum kusura bakmayın" dedim. Biraz da gücenmiş
bir şekilde "hayret" dedi, "Bugüne dek iki kişi çıktı beni
tanımayan, biri de sizsiniz... Gerçi ben de sizi tanımıyorum
ama..."
Yarışmada elenmiş bu damat adayını tanıyamadığım için pek üzüldüm.
Neyse ki o da beni tanımıyordu da eşitliğe kavuştu iş...
Neyse...
Demek istediğim...
Yarışma programlarında daha çok şöhret var arkadaşlar... Yazıyla
şöhret arayanlara duyurulur!
YAZI:İclal AYDIN