Köşe yazarları zinaya nasıl bakıyor
Abone olKurulduğu günden bu yana AK Parti hükümetine destek veren çok sayıda liberal köşe yazarının da bu olayda AK Parti’ye karşı açıkça eleştirel bir çizgiye kaydılar.
Hürriyet Gazetesi, gazetelerin köşe yazarlarının "zina"
hakkındaki görüşlerini derledi. İşte Hürriyet'in haberi:
AKP hükümetinin zinayı Türk Ceza Kanunu’nda yeniden suç olarak
tanımlama girişimi Türk basınında en çok tartışılan konu oldu. Bu
tartışmanın en ilginç noktası, kurulduğu günden bu yana AKP
hükümetine destek veren çok sayıda liberal köşe yazarının da bu
olayda AKP’ye karşı açıkça eleştirel bir çizgiye kaymalarıydı.
Bu haliyle zina tartışması bu kesimde bir ‘kırılma’ yarattı. Öte
yandan, AKP hükümetinin zina girişimi İslamcı basından kuvvetli bir
destek aldı. Bu kesimde AKP’ye tek eleştiri Necmettin Erbakan’ın
çizgisindeki Milli Gazete’den geldi. Milli Gazete, hükümetin
girişiminin imam nikáhlı çiftleri hedef haline getireceğini öne
sürerek, bu durumda AKP içindeki ‘bir hayli’ insanın da uygulamadan
olumsuz yönde etkileneceğini yazdı. İşte Hürriyet dışındaki
gazetelerin yazarlarının zina yorumları.
Hükümeti destekleyen liberal yazarlardaki kırılma
noktası
Mehmet Y. Yılmaz MİLLİYET
Türkiye’yi Uganda’ya benzetme çabası
Üyesi olmaya çalıştığımız AB ülkelerinin hiçbirinde ‘zina’, ceza
kovuşturmasını gerektirecek bir suç sayılmıyor. Zina, bu ülkelerin
tümünde bir ‘boşanma’ nedeni ve bir cezai yaptırımla
ilişkilendirilmiyor. Zinanın suç kabul edildiği, ceza
kanunlarındaki hükümlerle cezanlandırıldığı ülkelere bir bakalım:
Afganistan, Pakistan, Suudi Arabistan, İran, Irak, Suriye, Malezya,
Bangladeş, Yemen, Lübnan, Cezayir, Birleşik Arap Emirlikleri,
Sudan, Nijerya, Çad, Kamerun, Mali, Uganda ve Nijer... Hangisinde
Avrupai bir demokrasi anlayışının olduğunu söyleyebiliriz?
Hasan Cemal MİLLİYET
Erdoğan, Türkiye ve dünyayı okuyamıyor
AKP hükümetinin zinayı yeniden hapislik suç yapmak istemesi,
Avrupa’da Türkiye’nin imajını olumsuz yönde etkiliyor, Türkiye’yi
Avrupa’da görmek istemeyen çevrelerin değirmenine su taşıyor.
AKP’nin İslamcılığı, gizli gündemi gibi güncel olmayan konular zina
dolayısıyla yeniden orasından burasından tırtıklanmaya başladı. Hem
konunun özü, hem de zamanlaması olacak şey değil. Erdoğan ve
kurmayları acaba Türkiye ve dünyayı ne kadar okuyabiliyorlar, ne
kadar yerli yerine oturtabiliyorlar? Zinayı suç haline getirme
çabaları bu bakımdan hakli kuşkulara yol açmış durumda.
Soli Özel SABAH
AKP’nin ahlak anlayışı cinsellik ile sınırlı
Siyasi geleceğini ve kalıcılığını AB sürecini başarıyla tamamlamak
üzre kurmuş, AB sürecinde cesur adımlar atmış AKP, AB’ye karşı şer
cephesine katılmış gözüküyor. Nedeni, dünya görüşündeki arkaiklik
ve çapsızlığı olmalı. Çapsızlığın kökeninde de AKP kurmaylarının ve
Türkiye’deki İslamcı düşünürlerin modern dünya tasavvurunun olmazsa
olmaz koşulu olan kadın-erkek eşitliğini içlerine sindirememeleri
yatıyor. Bireyin hak ve özgürlükleri üzerine kurulu toplumsal
yapılanmayı akılları almıyor. Ahlak ya da namus denince cinsellikle
ilgili boyutu düşünebiliyorlar. Orada takılmışlar.
Murat Belge RADİKAL
Yasayla ahlak düzeltme tavrının bir ürünü
Bu olay, kısmen, bazılarımızın ‘ahlak bekçiliği’ dediği son derece
yaygın alışkanlığın ürünü; kısmen, bireysel vicdana bağlı bir
davranışı ‘kanunla terbiye etme’ gibi çok eski ve köklü bir
ideolojik koşullanmanın ürünü. Gelenekçi ve son derece görenekçi,
cemaatten topluma geçişini tamamlayamamış bir topluluğun değer ve
davranışlarına bağlı bunlar. Burada toplumun hatırı sayılır
niceliklerini kapsayan bir ‘derin birlik’ var. ‘Ahlakı yasayla
düzeltmek’ tavrı yeterince derin. Devrimcilerinin ‘bacı’
ideolojisini icat ettiği bir toplumda ‘muhafazakar demokrat’lar da
böyle yasalar çıkarır.
Oral Çalışlar CUMHURİYET
Sorumluluk devlete değil, eşe karşıdır
İki insan arasındaki cinsel ilişki, tamamen insani bir ilişkidir.
Bu ilişkinin bir veya iki tarafının evli olması, bu ilişkinin
insani olması gerçeğini ortadan kaldırmaz. Böyle bir ilişkide evli
olan taraf ya da tarafların devlete karşı değil, eşlerine karşı bir
sorumlulukları söz konusudur. Ne olacağına iki taraf olarak eşler
karar verirler. Tamer Karadağlı ya da Kaya Çilingiroğlu olayında ne
oldu? Kadınlar ne yapacaklarına karar verdiler. Eğer,
AKP’lilerindüşündükleri madde yürürlükte olsaydı, Çilingiroğlu veya
Karadağlı hapiste olabilirlerdi. Bu durumda bu erkeklerin eşleri
korunmuş mu olurdu?
M. Ali Birand POSTA
AKP’ye yakışmayan yasakçı kafa hortladı
AKP’nin zina yasası konusundaki ısrarını bir türlü anlayamıyorum.
Benim bildiğim Başbakan Erdoğan pragmatik insandır. Gerektiğinde
geri adım atmasını da bilir, uzlaşıya varmasını da... Kimin aklına
gelmişse, ortaya bir zina sorunudur çıkarıldı. AKP’ye hiç
yakışmayan yasakçı kafa hortladı. Oysa tam aksine, bizler bu eski
hastalıklardan kurtulmaya çalışıyorduk. Yanılmışız. AKP, sırf
muhafazakar seçmenlerine göz kırpabilmek amacıyla, canım bir reform
çalışmasını zinaya bağladı ve bir çuval inciri berbat etti.
Coşkun Kırca AKŞAM
AB artık kimi ve neyi desteklediğini
anlamalı
Özel hayatın gizliliğini kabul eden hiçbir ülkede zina kamu
hayatını ilgilendiren bir fiil değildir. Eşin zina yapması
durumunda bu fiilin nasıl değerlendirileceği eşin takdirine kalmış
özel bir konudur. Devlet, özel hayat ile kamu hayatı arasındaki
sınırı çizerken bu ilkeye saygı göstermek zorundadır. Nitekim, AB
de pek sevdiği AKP’ye bu uyarıyı yapmak zorunda kalmıştır. AKP
iktidarı, bu ilkeleri kafasına dank ettirmeli ve dolambaçlı
yollardan laik düzeni yok edemeyeceğini, AB ise kimi ve neyi
desteklediğini artık anlamalıdır.
Mehmet Barlas SABAH
Gerçekleri algılama yeteneksizliği
Başbakan Erdoğan’a da, onun liderliğindeki başarılı icraata da
destek verilmesini, AK Parti’nin beyin takımı yanlış yorumlayıp,
‘Biz ne yaparsak yapalım, bunlar bize mecbur’ veya ‘Bizim
alternatifimiz yok ki’ biçiminde değerlendirmek hatasına
düşmemeliler. Özellikle de AK Parti’nin sağ kanadı bu kamuoyu
desteğini istismar edip, partilerini ‘zina’ konusunda görüldüğü
gibi, ‘Milli Görüş’çülerle mukaddesatçılık yarışına sokmaya asla
kalkmamalı. Eğer siyasal vizyon eksikliğinizi ve dünya gerçeklerini
algılamadaki yeteneksizliğinizi, kendinize taban olarak gördüğünüz
bazı kesimlerin duygusal söylemleri ile kapatmaya kalkarsanız,
sonunda açmazdan açmaza sürüklenmek durumunda kalırsınız.
Cengiz Çandar TERCÜMAN
Büyük birader beni gözetliyor
Niye, bunca zamandır, Türkiye’nin ‘hukuk reformu lokomotifi’
görüntüsü verdikten sonra, ‘1996 öncesine dönüşün bayraktarlığı’
size düşsün? Mesele, ‘suç olsun’ diyenler ile ‘suç olmasın’
diyenler arasında bir ‘orta yol’ bulmak, bir ‘uzlaşma zemini’
yaratmak değil. Mesele, AB normlarına uygun bir ‘liberal devlet’
anlayışı ile ‘Büyük Birader Beni Gözetliyor’ duygusunu her daim
geçerli kılacak ‘Orwellian devlet’ anlayışı arasında tercih yapmak.
Bu iki, birbirleriyle telif edilemez. Durduk yere ‘hukuk zinası’
yapmanın gereği yok.
Gülay Göktürk TERCÜMAN
AKP, boşanmayı da yasaklayacak mı
Cemil Çiçek, ‘Anadolu kadını böyle istiyor’ diyor. O zaman da
insanın sorası geliyor: Anadolu kadını boşanmanın yasaklanmasını
istese ne yapacaksınız? Buna da mı olur diyeceksiniz? Ya da Anadolu
erkeği kadının çalışmasının yeniden kocanın iznine bağlı hale
getirilmesini istese, ‘Emriniz olur!’ deyip Medeni Kanunu da sil
baştan mı edeceksiniz?
Milletvekillerinin seçim bölgelerinden gelen isteklere göre hukuk
yapılacak olsaydı, Ceza Kanunu’muz da, Medeni Kanun’umuz da çoktan
ucubeye dönmüş olurdu.
Mehmet Altan SABAH
AKP’nin liberalliği insan odaklı değil
Türkiye’de hayata ‘insan odaklı’ bakmanın ne kadar zor olduğunu
‘zina’ tartışmaları nedeniyle bir kez daha görüyoruz. Türkiye’yi AB
standartlarına taşıma gayreti içinde olan AK Parti hükümeti, Türk
hukuk sisteminin de bireyler arası ilişki kapsamında
değerlendirdiği bir konuya şimdi devlet eliyle nizam vermeye
çalışıyor. AKP, AB için terliyor ama AB’nin ‘insan odaklı’ bakış
açısının özünü henüz algılamış ve içine sindirmiş gözükmüyor.
H. Celal Güzel TERCÜMAN
Adaletin terazisi yatak odasına giremez
‘Başörtüsü’ konusunda elleri kolları bağlanarak ‘öcü’ ile
korkutulan iktidar, zinayı -eskiden olduğu gibi- suç sayarak halk
indinde başörtüsü sebebiyle kaybettiği puanları toplamaya
çalışmaktadır. Zinayı suç sayanlar camiasında Türkiye müstehak
değildir. Girmeye uğraştığımız AB toplumu, bu gibi ucuz politikayla
yaptığımız hatalara aldırmayabilir. Lakin bu iptidailiğe bizi düçar
etmeyiniz. İki kişinin arasındaki mahrem münasebet, devleti ve
toplumu değil, ancak bu kişileri ve eşlerini ilgilendirir. Zinayı
suç halinde düzenlemek, aileyi korumaz; bilakis aile birliğine
zarar verir. İnanınız ki, muhafazakar halk kitleleri bunu anlayacak
ve ‘adalet terazisi’nin yatak odasına girmesini istemeyecektir.
Ve İslamcı basın
Ahmet Taşgetiren YENİ ŞAFAK
Değerler anaforu erkek evlililiğine gider
Karşı cinslerin birlikteliği, yaratıcı tarafından, özde, neslin
devamı gibi bir temel insani kanuniyetin gereği olarak insanoğluna
sunulmuştur. Yaratıcı’dan kopup, herkesin kendine göre değer
oluşturduğu modern-postmodern bir dünya kurduğunuzda herkes kendine
göre bir değer üretir ve sonunda değerler anaforundan değer
bunalımına uzanan dediğimiz hadise ortaya çıkar. Batı, aynı cinsin
evlenmesinin yasallaştığı bir noktaya geldi. Batı aynı cinsin
evlenmesinin yasallaştığı bir noktaya geldi. Batı ülkelerinde o
kadar yaygınlaştı ki, ‘erkek’ arkadaşı ile nikahı kıyılan ‘erkek’
belediye başkanları var. Çoğaltın bakalım bu görüntüsü dünya
çapında. Nasıl bir insani sonuç bekleniyor bundan? Bundan çıkış var
mı? Bunu bilmiyor insanoğlu. Ama yaşanan cinselliğin felsefesi
oraya götürüyor insanoğlunu...Ne denir, bir sınavdan geçiyoruz. Bir
‘Fiten-fitneler’ cangılından. Müslümanlar böyle zamanlarda ‘Allah
encamımızı hayreylesin’ derler.
Ali Bulaç ZAMAN
Zinadan Avrupa’da nüfus artışı durdu
Zinanın felsefesi ve insanın varlık yapısı açısından ne kadar
tahripkar bir fiil olduğu önemli bir konudur. Toplumsal için ‘sivil
fuhşa’ zemin hazırlayan temel faktördür; resmi genelevler veya
‘randevu evleri’nden taşar sivilleşip toplumsallaşır. Zina, ister
maddi zorunluluklar, ister salt şehvet içinh olsun, aile ve
toplumsal birliği derin bir sarsıntıya uğratır. Nüfus dengesinin
bozulması, sosyal güvenlik sisteminin aksaması ve giderek bir ülke
veya halkın bekasının tehdit altına girmesi zinadan ayrı
düşünülemez. Avrupa’nın belli başlı ülkelerinde toplumların
kendilerini yeniden üretmede gösterdiği isteksizlik, önümüzdeki 50
yıl için öngörülen nüfus hareketleri ve belki de bu ülkelerin başka
etnik ve dini grupların kontrolüne geçeceği yolundaki tehlike
sinyalleri doğrudan bu ülkelerde zina ile fuhşun sivilleşip
toplumsallaşma eğilimine girmesiyle ilgilidir.
Fehmi Koru YENİ ŞAFAK
Kabul edilebilir ilişki yasada tanımlanmalı
Modern bir toplumun etkin birer bireyi olmak istesek de belli
konularda geleneksel yaklaşımlara sırtımızı dönemiyoruz. ‘Zina’
dini açıdan en büyük günahlardan biri; buna karşılık modern toplum
ilişkileri farklı bir zeminde değerlendirmeyi gerektiriyor. Bu
yönüyle zina ile faiz arasında bir yakınlık var, acaba işe zina
kavramının dini ağırlığını zedelemeden kabul edilebilir ilişki
biçimini yasada tanımlamakla başlayamaz mıyız? Evlilik dışı
ilişkiyi ihbar ve takibe yol açmayacak bir kusur kabul edip, eşler
için boşanma sebebi saymak kolay bir çözüm getirebilir. Söz
gelimi...
Zeki Ceyhan MİLLİ GAZETE
Sonunda olan imam nikáhlılara olacak
AKP’nin zina tanımında ise sadece evliler hedef alınmıştır.
Bekarların nikahsız beraberliklerine AKP’nin bir şey dediği yok.
Beş yıldızlı otellerde yenilen herzelere de AKP’nin bir şey dediği
yok, sadece evli olanlar, evli iken bir başkası ile nikahsız
beraberlik yaşarsa cezalandırılacak. Aslında AKP’liler kendi
bindikleri dalı kesiyorlar. Zira, böyle bir düzenlemenin temel
hedefi imam nikahıyla birlikte yaşayanlar olacak ve AKP’liler
arasında bir hayli böyle kişi var. Hal böyle olunca eğer TCK’ya bu
zina maddesi konulursa kapsama alanına hep imam nikahlılar girecek.
Gerçekten zina yapanlar ellerini kollarını sallaya sallaya gezerken
imam nikahıyla hayatını birleştirenler mahkeme mahkeme sürünecek.
Durduk yerde başlarına iş açma konusunda pek mahirdirler. İyi bir
şey yapıyoruz diye gelip, halının ortasına pisliyorlar.
A. Karakoç VAKİT
Dedeleri maymunlar da nikáh yapıyor muydu?
Her şeyin aslına rücu edceğine dair kanaatimiz tamdır. Evrim
teorisine yürekten inanmış devrimci bilimselciler bence çok
haklıdırlar. Maymundan türediğine inancaksın, bir de zinayı suç
sayacaksın. Saygın dedeleri olan maymunlar nikah mı
yaptırıyorlardı. Herkes istediğiyle yatıp-kalkacak ki özgürlüklerin
tadı çıkmalı.