Koronayı yenen doktor: Gribi 10 ile çarpın, şikayetleriniz o kadar şiddetli
Abone olMERSİN'de ailesiyle birlikte koronaya yakalanan ve hastalığı yenmeyi başaran Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Dr. Tuba Sayıcı, “Gribi 10 ile çarpın, şikayetleriniz o kadar şiddetli. Kaslarınız lime lime oluyor. Aldığınız nefes size yetmiyor” diyerek, herkesi kurallara uymaları konusunda uyardı.
Korona virüsle (Covid-19) mücadelenin baş kahramanları sağlık
çalışanları, büyük fedakarlıklarla hayat kurtarmaya çalışırken ne
kadar korunsalar da virüs onların da yakasına yapışıyor. Bazıları
virüse yenik düşerek hayatını kaybederken, bazıları ise bu savaştan
galip çıkıyor. Ancak, hastalık sürecinde yaşadıkları deneyimler,
kurtulan sağlık çalışanlarını daha zorlu bir sürece itiyor ve derin
izler bırakıyor.
Bunlardan biri de Mersin Toros Devlet Hastanesinde Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı olarak görev yapan 20 yıllık hekim Dr. Tuba Sayıcı. Yaklaşık bir ay önce yine hekim olan eşi ve iki oğluyla birlikte Covid-19 pozitif olduğunu öğrenen Sayıcı, ailece zorlu bir süreç atlattı.
Dr. Sayıcı, “Çok zordu” dediği bu dönemde yaşadıklarını İHA muhabirine anlatarak, insanları çok dikkatli olmaları konusunda uyardı.
“Eşim ve çocuklarımla birlikte ailece hasta olduk.
Muhtemelen kaynak benim”
Yaklaşık 10 aydır pandemi sürecinin içerisinde olduklarını belirten
Dr. Sayıcı, “Nasıl yakalandığımızı bilmiyoruz, çünkü hastane
içerisinde sürekli hastalarla yakın temas halindeyiz. Acile sürekli
gidip geliyoruz. O süreç zarfında bir şekilde aldık virüsü,
yaklaşık bir ay oldu. İlk şikayetlerim yaygın kas ağrısı, ateş,
üşüme ve titremelerle başladı. Yine hekim olan eşimde de aynı
şikayetler başlayınca ikimiz beraber testimizi yaptırdık, pozitif
çıktı. 16 ve 10 yaşındaki iki oğlum da hasta oldu. Ailece hasta
olduk. Zaten pozitif olduğumuzda hepimizde şikayetlerimiz eş
zamanlı başlamıştı. Muhtemelen kaynak benim. Çok iyi koruyordum
kendimi, maske de takıyordum ama bir şekilde temasımız olmuş demek
ki. Sıkıntılı geçti; yaygın kas ağrısı, tat, koku problemlerimiz,
çok ciddi yorgunluklarımız oldu. Çocuklar bize göre kısmen daha
hafif geçirdi. Onlarınki hafif ateş, öksürük, bir de karın ağrısı
şeklinde oldu” diye konuştu.
“Oksijen yetmiyor, aldığınız nefes size
yetmiyor”
Etrafındaki hastalara göre virüsü daha iyi atlattıklarını dile
getiren Sayıcı, “En azından pnömoni olmadık. Şimdi daha
iyiyiz, toparladık ama yaygın kas ağrılarımız halen devam ediyor,
ara ara baş ağrılarım oluyor. Üzerinden bir ay geçti ama geçen gün
eşim çok ciddi nefes açlığı çekti. Oksijen yetmiyor, aldığınız
nefes size yetmiyor. Hiç beklemediğimiz bir şeydi. Bir ay oldu biz
iyileştik zannettik ama çok ciddi bir durumdu; 15-20 dakika sürdü
ama gerçekten çok korktuk. Sonra toparladı ve sebebini de
bilmiyorsunuz, o an ne olduğunu bilmiyorsunuz. Kan değerleri
normal, tomografisi normal. Onun için bu tip şeylere çok dikkat
etmek lazım. Önemli olan bundan sonraki süreçte bağışıklık
sistemini güçlü tutmak” şeklinde konuştu.
“Kaslarınız lime lime oluyor”
Hastalığı süresince çektiği acı ve ağrıları da paylaşan
Dr. Sayıcı, “Grip hepimiz geçirmişizdir ama gribi 10 ile
çarpın, şikayetleriniz o kadar şiddetli. Gerçekten çok ağır
geçiriyorsunuz. Hastalar hep ‘kaslarım lime lime oluyor’ diyorlar
ya gerçekten öyle oluyor. Bütün kaslarınızda yaygın bir ağrı, aşırı
bir yorgunluk. Çok çabuk yoruluyorsunuz, çarpıntınız oluyor,
akciğer tutulumunuz olmasa bile nefes açlığı çekiyorsunuz. Onun
için en önemli korunma yöntemi gerçekten maske ve izolasyon. Başka
yapacağınız hiçbir şey yok. Dikkat etmek, dışarı çıkmamak, çarşıya
gitmemek, kapalı alanlarda uzun süre durmamak gerekiyor. Aile içi
temas, misafirlik, bunlara özellikle dikkat etmek gerekiyor.
İnsanlar eğer izolasyona yeteri kadar dikkat etseler gerçekten bu
virüs kontrol altına alınabilirdi” ifadelerini kullandı.
“Gerçekten çok acı ve hiçbir şey
yapamıyorsunuz”
Hastaların yoğun bakımda çok kötü şeyler yaşadıklarının altını
çizen Sayıcı, yoğun bakım doktoru olmadığını ama serviste
takip ettiği hastaları olduğunu söyledi. Sayıcı, serviste
takip ettiği bir hastasının yaşadıklarını şöyle aktardı:
“Gerçekten çok kötü; nefesiniz yetmiyor. O hastanın o süreci,
ailesinin yaşadığı süreç gerçekten çok acı ve hiçbir şey
yapamıyorsunuz, vereceğiniz tedaviler çok kısıtlı. Bağışıklık
sistemi işin çoğunu halleden kısım. Belli bir aşamaya geldikten
sonra artık geri döndüremiyorsunuz hastayı. Bir hafta serviste
takip ettim hastayı. Ailesi için de çok kötüydü, hasta için de çok
kötüydü. Öleceğini biliyorsunuz. İnşallah bir an önce şu salgın
biter de herkes normal hayatına döner.”
“Birazcık daha sosyal hayatlarından fedakarlık etselerdi
bu süreçlere gelmezdik”
İnsanların, bugüne kadar verilen mesajlara uymaları gerektiğini ama
uyulmadığını vurgulayan Dr. Sayıcı, “Artık şu an çember o
kadar çok daraldı ki, o kadar çok insan hasta ki, maske takanlar
bile hasta oluyor artık, çünkü mutasyondan dolayı virüsün
bulaştırıcılığı arttı. O ilk zamanlarda belki insanlar birazcık
daha duyarlı olsalardı, birazcık daha sosyal hayatlarından
fedakarlık etselerdi bu süreçlere gelmezdik. Tatillerinden
fedakarlık etmediler. İnsanlar sosyal hayatlarından fedakarlık
etmedikleri için biz bu haldeyiz. Keşke yapabilselerdi. Şu andan
sonra yapabileceğimiz tek şey hasta olmamaya çalışmak ve hasta
olsak da en azından bir an önce tedaviyi başlatıp, bundan sonraki
süreçte ailemize, çevremize bulaştırmamak” dedi.