Koronavirüste yeni sorun! 10 hastadan birinde görülüyor
Abone olOsman Müftüoğlu, uzmanların “Long covid/uzayan bitmeyen covid” olarak tanımladığı yeni sorunu köşesine taşırken '10 hastadan birinde görülüyor' dedi.
Araştırmalar Covid-19’a yakalanan her 10 hastadan birinde
hastalık belirtilerinin en az 10 hafta (yaklaşık 3 ay) daha devam
etme ihtimalinin olduğunu gösteriyor. Ayrıca birçok hastanın
enfeksiyonu atlatmasına rağmen Covid-19’un yıpratıcı etkileriyle
mücadele etmek zorunda kaldığı da biliniyor.
Uzmanların “LONG COVID/UZAYAN-BİTMEYEN COVID” olarak tanımladığı o yeni problemi eminim ki önümüzdeki günlerde daha sık konuşup tartışacağız, COVID-19 geçirdikten sonra akciğer, kalp, beyin ve böbreklerinde sorun gelişen insanları nasıl daha hızlı iyileştirebiliriz sorusuna cevap arayacağız. Kısacası COVID-19 hakkındaki bilgilerimiz henüz çok az, çok ham ve adeta emekleme aşamasında. Uzamış COVID meselesi ise bilgilerimizin en fazla sınırlı olduğu alanların başında yer alıyor. Peki, bu uzayan/bitmeyen
Hürriyet yazarı Osman Müftüoğlu, bugünkü köşesinde
'Uzayan corona virüsü' kaleme aldı ve şu ifadeleri kullandı;
''COVID-19’u geçirdikten bir süre sonra “ağır yorgunluk ve
bitkinlik hali/kronik halsizlik, kafa karışıklığı, unutkanlık,
odaklanma sorunu, uyuklama eğilimi, depresif ruh hali/sisli beyin,
kalp çarpıntıları, göğüs ağrısı, ritim bozuklukları, uykusuzluk,
kas ve eklem ağrıları” gibi belirtilerle ortaya
çıkan “LONG COVID SENDROMU” sorununu önümüzdeki günlerde
ben de daha sık gündeme getireceğim. Elimizdeki mevut bilgilere
bakılırsa “Long COVID/Uzamış COVID” yaşlılardan çok
gençlerde, erkeklerden ziyade kadınlarda karşılaştığımız bir
problem. Ve yine anlaşılan o ki sorunun neden uzayıp gittiği, neden
diğer enfeksiyonlar gibi sonlanıp bitmediği henüz meçhul.
Bilinenler şunlar: Yeni koronavirüs ACE2 reseptörleri bulunan her
organa ulaşabiliyor. Ve o organda/dokuda hastalığa yol açabiliyor.
Ayrıca, sürece “otoimmün bağışıklık” meselesi de karıştığında
bağışıklık sistemi kendi dokularına saldırıp yeni ve farklı
hasarlara sebep olabiliyor. Neticede de akut COVID-19
enfeksiyonunun oluşturduğu yangın söndürülüyor ama süreç için için
yanmaya devam ederek düşük yoğunluklu bedensel bir iç savaş haline
gelebiliyor.
Korona, gripten daha ölümcül
Çoğumuz ısrarla aynı hatayı yapıyor, koronavirüsü grip
virüsüyle eş tutmaya, farklı saymaya çalışıyoruz. Oysa işin uzmanı
klinisyenler bize hep aynı şeyi söylüyor ve şu bilginin üzerinde
ısrarla duruyorlar: COVID-19 hastalığının etkeni olan yeni tip
koronavirüs, grip hastalığının etkeni olan inflüenza virüslerinden
daha çok tehlikelidir, daha fazla sayıda ölüme yol
açabilir. Salgın sonrası araştırmalar bu bilgiyi doğruladı.
Görüldü ki COVID-19’dan kaybettiklerimiz, grip nedeniyle
kaybettiklerimizden katbekat fazla. Üstelik elimizde hâlâ grip
virüsüne karşı kullandığımız kadar güçlü bir aşı ve ilaç yok.
COVID-19’un daha ölümcül olduğunu doğrulayan yeni bir araştırma
neticesi de Fransa’dan geldi. Fransa Medikal Sağlık ve Araştırma
Enstitüsü’nün yaptığı bu çalışmada COVID-19 kaynaklı ölüm oranının
mevsimsel grip nedeniyle yaşanan ölümlerden 3 kat daha fazla olduğu
net ve açık olarak ortaya çıktı. Bu araştırmanın başka çarpıcı
sonuçları da var. Özeti şudur: Lütfen hâlâ ve ısrarla koronavirüsü
grip virüsüne, COVID-19 hastalığını mevsimsel gribe benzetme
yanlışına düşmeyelim.
Otellerde kutlama yapılacak mı?
Bilindiği gibi son yayınlanan İçişleri Bakanlığı genelgesiyle
restoranlar ve otellerde yılbaşı kutlama ve eğlenceleri 15 Aralık
2020’den başlayarak 1 Ocak 2021 gece yarısına kadar yasaklandı.
Sadece otellerde değil sokaklarda da yeni yıl kutlamalarına izin
verilmeyecek. Ne var ki bu yasağı delmeye çalışanlar var. Bunların
başında da maalesef daha çok duyarlı olmaları beklenen 5 yıldızlı
otellerimiz geliyor. Boğaz kenarındaki oteller dahil İstanbul’un 5
yıldızlı otellerinin pek çoğu İstanbullu ve Anadolulu müşterilerine
“Gelin bu sene yeni yıl kutlamarını bizim otelde yapalım. Hem de
canlı müzik eşliğinde eğlenerek!” mesajları gönderiyor. Peki, doğru
mu? Tabii ki doğru değil! Net ve açık kanaatim şudur: Hangi
önlemleri alırsanız alın, ne kadar çok hassasiyet gösterirseniz
gösterin fark etmez. Otellerde yapacağınız o yılbaşı eğlence
programları, baloları, kutlamaları, çok değil 2 saat içinde hızla
bir “koronavirüs bayramı” haline geliverir. Biliyorsunuz ,yoğun
çaba ve bin bir fedakârlıkla İstanbul’daki COVID-19 tsunamisini zor
da olsa bir parça kontrol altına almış gibiyiz. Otellerde yapılacak
bu ve benzeri balolar veya başka mecralarda söz konusu olabilecek
yasak delme girişimleri yeni yıl eğlenceleriyle birleşecek olursa o
tsunamiler yeniden patlayabilir, canımız daha çok yanabilir. Daha
çok can kaybedebiliriz, benden uyarması.
Kas ve kemiklerinizi pandemiden koruyun
Salgın nedeniyle hepimiz evimize kapandık.
Zaten “egzersiz tembeli” bir toplumduk. Kısıtlamalar
nedeniyle biraz da zorunlu olarak “egzersiz
dersi”nden “toplumsal düzeyde” sınıfta kaldık. Yeteri
kadar hareket etmiyoruz. Çoğumuz için “hareketlilik
takvimi”miz zaten sadece hafta sonları yapılan kısa yürüyüşler ile
sınırlıydı. Sokağa çıkma yasakları şimdi onu da imkânsız hale
getirdi. Neticede hepimiz kas ve kemik kaybı problemiyle karşı
karşıyayız. Bu nedenle daha önce sık sık gündeme
getirdiğim “OSMAN HOCA FORMULÜ”nü size yeniden hatırlatmak
isterim: Yaşınız ne olursa olsun evinizde de işinizde de asla 30
dakikadan fazla oturur veya yatar pozisyonda kalmayın. Her 30
dakikada bir ayağa kalkın, ev içinde 5-10 dakikalık kısa turlamalar
yapın. Yürüyemeyecek düzeyde eklem hasarınız varsa bu turlamaları
çömelme egzersizleri ve benzeri daha basit çözümlerle dengeleyin.
Sadece kendi vücut ağırlığınızla yapacağınız direnç egzersizlerinin
bile işe yarayacağını da unutmayın.
Korona hafızayı da etkiliyor
Pandeminin başlangıç günlerinde ilk COVID-19’a bağlı
ansefalit/beyin iltihabı vakaları yayınlandığında hepimiz
şaşırmıştık. Evet, biliyorduk ki grip virüsü inflüenza gibi
COVID-19 etkeni yeni koronavirüs de beyne ulaşıp hasar verebilirdi.
Ama itiraf edelim ki burada da gripteki gibi oldukça az sayıda vaka
ile karşılaşacağımızı umuyorduk. Üzülerek belirtelim, gelişmeler
hepimizi yanılttı. COVID-19’a bağlı nörolojik hasarlar birbiri
ardında yayınlandı. Yayınlanmaya da devam ediyor.
COVID-19’un “inme nöbetleri/felçler, sisli beyin, hareket
bozuklukları ve nöropati” gibi nörolojik komplikasyonlara yol
açabileceğinden artık hiçbirimizin en ufak bir kuşkusu yok. Ayrıca
yeni tamamlanan araştırmalara bakılırsa nörolojik komplikasyonlar
COVID-19’un şiddetinden bağımsız olarak da ortaya çıkabiliyor,
hastalığı sadece ağır geçirenlerde değil orta şiddetli yaşayanlarda
da ciddi nörolojik hasarlar oluşabiliyor. Kısacası COVID-19’da
nörolojik hasarları da dikkatle araştırmak zorundayız.