Ünlü sunucu İkbal Gürpınar, koronavirüse yakalanmasının ardından geçtiğimiz haftalarda yoğun bakıma kaldırıldı. Gürpınar, tedavisinin ardından normal servise çıktı. koronavirüs, Gürpınar'a yaşattığı babası ve eniştesinin acısına annesini de ekledi. Gürpınar, annesinin cenazesine katılamamasının üzüntüsünü dile getirdi.51 yaşındaki İkbal Gürpınar, yaptığı paylaşımla sağlık durumunu ve hastalık sürecinde yaşadıklarını sosyal medya hesabından özet geçti.Koronavirüsü çok ağır geçirdiğini ve annesinin cenazesine bile gidemediğini ifade eden Gürpınar, "Çektiğim acıları bilseniz, dışarıya adım atmazdınız" dedi.İkbal Gürpınar'ın açıklamalarından öne çıkan kısımlar şöyle oldu: Size anlatacak o kadar çok şey birikti ki... Şükürler olsun Rabbime... Kitap okumaya başlayabildim bugün. Hayat ne kadar kıymetli ve ne kadar da boş. Hasta yatağınızda anneniz ölüyor, cenazesine bile katılamıyorsunuz." "Nefes almak ne büyük bir nimet. Bir bardak çay ve pilav, sağımdan soluma dönebilmek... Konuşmak hala yasak, ciğerlerimi yormamak için.""Yoğun bakımda o hummalı çalışmayı, o fedakarlığı gördüm ya... Ömrümün geri kalanını doktor ve hemşirelerimiz için dua ederek geçireceğim inşallah. Yoğun bakım hemşiresi bulmak çok zorlaşmış. Lütfen evlatlarınızı yönlendirin. Sayın Bakanım (Fahrettin Koca) size nasıl teşekkür edeceğimi bilemiyorum. Olağanüstü bir organizasyon bu. Canla, başla çalışıyor herkes. Allah devletimizi daim kılsın.""Sizden ricam; yoğun bakım hemşirelerinin durumlarını düzeltmeniz... İnanın evladımız yapmaz onların bize fedakarlıklarını. Yanımdaki hasta sürekli kolunu oynattığı için kan, ter içinde yeni damar arayışları, altımızı tiksinmeden temizlemeleri. Hangi birini anlatayım?""Taburcu olunca yayın yapar uzun uzun anlatırım inşallah. Lütfen mecbur olmadıkça sokağa çıkmayın. Çift maske, eldiven ve mesafe! Çektiğim acıları bilseniz, dışarıya adım atmazdınız. İnanın, öyle bir an geliyor ki ölümü istiyorsunuz. Dayanılacak gibi değil..."İkbal Gürpınar'ın paylaşımı:Böyle açıklamıştı: sonunda ben de koronaya yakalandım. Gerçekten çok zor bir hastalıkmış. Başım, kaslarım, eklemlerim ağrıdıkça, ‘Babam nasıl dayandı bu acılara?’ dedim. Nereden ve nasıl kaptım hiç bilmiyorum. Umuma açık tuvaletlerden mi, başka yerden mi? Ellerimi sık sık yıkamam ve maske kullanmama rağmen her şey olacağına varıyor demek ki..."Ölümden korkmuyorum. En sevgiliye, Yaradan'ımıza kavuşmadır ölüm. İnşallah iyileşirim de sizlerle birlikte hayırlara koşmaya devam ederiz. Geriye dönüp, baktığımda bomboş bir hayatım yok çok şükür. Kıymetimi bilenler oldu, bilmeyenler oldu, hakkımı yiyenler..."Beni aldattığını sanıp, yediği haramları kâr sayan cahiller... Hepsini burada bırakıp gideceğim öldüğümde. Ölüm, bir gül bahçesi... Hep şehadet istedim Rabbimden. Bu yüzden koşa koşa gittim Kudüs'e defalarca. Orada olmadı, belki bu hastalık cennetime vesile olur. Elbette Allah'tan ölümü istemek doğru değil ama şükürler olsun Rabbime bana her şeyin en güzelini yaşattı. Çektirdiği acıları büyütüp, ona nankörlük yapamam. Benim durumumda olanlar 'Ya Rezzak' çeksin 339. Rabbim tüm hastalara şifa versin, amin. Not; çok halsizim, telefonla arayanlara cevap veremeyeceğimi şimdiden bidiririm. Sizi çok seviyorum. Nelere sahip olduysam, hep sizin vesilenizle. Hakkınızı helal edin lütfen, benden yana helal olsun.