Koronavirüs sonrası ortaya çıkan sorunlar! Bilim Kurulu Üyesi Tevfik Özlü 'en büyük hasar akciğerlerde' dedi
Abone olSağlık Bakanlığı Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Tevfik Özlü, koronavirüs sonrası hastalarda yaşanan sorunlara ilişkin önemli açıklamalar yaptı. "En büyük hasar akciğerlerde oluşuyor" diyen Özlü "Zatürre sonrası tam bir iyileşme olmadığından akciğerlerde sertleşme oluyor ve kişide sürekli nefes darlığı, efor kapasitesinde kısıtlanma oksijen bağımlılığı geliştirebiliyor” ifadelerini kullandı.
Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Tevfik Özlü, daha önce oksijene
bağımlı yaşayan, akciğerde sorunu olan kişilerin sayısının
koronavirüsten sonra ciddi artış gösterdiğini belirtti. Prof.
Dr. Özlü, “Söz konusu hastalığı az semptomatik atlatanlar ya da
hafif atlatanlarda bu tür uzun süreli kronikleşme durumu pek
görülmüyor ama ağır hasta olanlar, yoğun bakımda takibi gerekenler,
mekanik ventilasyon desteği alanlar, evden taburcu edilirken
oksijen tedavisi ile taburcu edilen hastalar yani koronavirüsü ağır
atlatan kişilerde maalesef kronikleşebiliyor hastalık.
Kalıcı hasarlar oluşabiliyor. Bu sadece akciğer için geçerli değil. Kalp damar sisteminde beyinle ilgili nörolojik sistemde hasarlar oluşabiliyor. Kas iskelet sisteminde hasarlar oluşabiliyor ama tabi ki en büyük hasar akciğerlerde oluşuyor.
Zatürre sonrası tam bir iyileşme olmadığından akciğerlerde sertleşme dediğimiz fibrozise giden bir durum oluyor ve kişide sürekli nefes darlığı, efor kapasitesinde kısıtlanma oksijen bağımlılığı geliştirebiliyor. Yani koronavirüs geçiren hastaların tabi az bir kısmında bu görülüyor ama böyle kalıcı hasarlar oluyor” diye konuştu.
‘Kimse geçer gider, diye düşünmesin’
Vücutta kalıcı hasarlar meydana geldiğini kaydeden Prof. Dr. Özlü, “Oran olarak az ama çok sayıda kişinin koronavirüs geçirdiğini düşünürseniz dünyada böyle kişilerin sayısında da büyük bir artış var. Yani daha önce oksijene bağımlı yaşayan akciğerde sorunu olan kişilerin sayısı koronavirüsten sonra ciddi bir artış göstermiş durumda. Bunların da önümüzdeki dönemde sağlık sistemine getireceği yük var.
Yani bunların sürekli bir hasta olarak takip edilmesi, tedavi
edilmesi gerekecek. Bu da akut dönem geçtikten sonra koronavirüsün
sağlık sistemi üzerinde kalıcı etkileri olarak kalacak. Yani kimse
şöyle düşünmesin; 'Ben koronavirüs olurum, atlatırım, geçer gider,
ne olacak' falan diye düşünmesin. Evet, bazen böyle oluyor. Yani
kolayca atlatıp iyileşip geçiyor ama her zaman da öyle
olmayabiliyor. Bazen genç ve sapasağlam hiçbir kronik hastalığı
olmayan kişilerde de böyle ciddi ağır bir tablo gelişebiliyor ve
kalıcı bir hasar olabiliyor.
Öyle hastalarımız var. Maalesef yatalak olup, sedye ve oksijen tüpüyle getirilen hastalarımız da var. Onun için en iyisi tedbir almak, hasta olmamak, aşılanmak, en güzeli bu” dedi.