Koronavirüs salgını DSÖ'yü tartışmaya açtı
Abone olBirleşmiş Milletler (BM) nezdinde 1948'de kurulan Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınında aldığı gecikmeli kararlar nedeniyle ve şeffaflık konusunda sıkça eleştirilirken, örgüt 2020'de tarihinin en zor döneminden geçti.
Çin'in Vuhan kentinde patlak veren Kovid-19 salgını dünya
ekonomisini, insanların hayatını, özgürlüğünü ve alışkanlıklarını
sıra dışı bir şekilde etkilemeye devam ediyor.
DSÖ, geçen yıl bu hafta Vuhan'da yayımlanan bir bülten aracılığıyla şehirde, "nedeni bilinmeyen zatürre" vakalarından haberdar oldu. Aslında bu vakalar yeni tip koronavirüsün ilk ortaya çıkışıydı. Bu ölümcül virüs tarihte eşi görülmemiş şekilde dünyanın en ücra köşesindeki Marshall Adaları'dan Papua Yeni Gine'ye kadar her yere yayıldı. Dünya genelinde Kovid-19 vaka sayısı 81 milyonu, virüs kaynaklı ölümler ise 1 milyon 780 bini geçti.
DSÖ'ye yoğun eleştiriler
Merkezi İsviçre'nin Cenevre kentinde bulunan ve 7 Nisan 1948'de kurulan DSÖ'nün dünya genelinde 150 ofisi, 7 bin civarında çalışanı bulunuyor. Toplum sağlığıyla ilgili uluslararası çalışmalar yapan DSÖ, yaklaşık 7,8 milyarlık dünya nüfusunun sağlık alanında güvenebileceği tek uluslararası platform konumunda bulunuyor. Küresel sağlık otoritesi olan DSÖ, Kovid-19’la mücadelede "yetersiz kalmak", "geç adımlar atmak", "çelişkili mesajlar vermek" ve "aşı çalışmalarından dolayı umutlanan insanlara korku pompalamaya devam etmek" ile suçlanıyor. Bununla beraber örgüt, aşıların Kovid-19 ile mücadelenin yalnızca bir parçası olduğunu, maske, mesafe ve hijyen gibi önlemlere devam edilmesini vurguluyor.