Koronavirüs pandemisinde bu yaz için sevindiren haber geldi! Tevfik Özlü: İki yıl sonunda gerçekleşti
Abone olKoronavirüs pandemisinde sevindiren haberler gelmeye başladı. İki yıl koronavirüs korkusunda geçen sıcak yaz artık bu yaz daha rahat bırakacak. Bilim Kurulu üyesi Prof. Dr. Tevfik Özlü "Başından beri bu virüsün epidemik bir virüse dönüşmesini bekliyorduk ki bu beklenti 2 yıl sonunda gerçekleşmiş görünüyor." dedi.
COVID-19 salgınında açıklanan son vaka sayılarının ardından
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’dan esprili bir paylaşım geldi. Bakan
Koca, azalan vaka sayılarına işaret ederek, “Fahrettin Koca’yı
tanımadığımız günlere dönüyoruz. Bugünkü vaka sayısı: 5.609” dedi.
Hürriyet gazetesinden Fulya Soybaş "2 yıl sonunda hasret ile
beklenen ‘o’ yaz bu yaz mı? Yolun sonuna mı geldik?" sorusunu
uzmanlara sordu.
Artık daha düşük bir tehdit
Bilim Kurulu
üyesi Prof. Dr. Tevfik Özlü, ‘Salgın henüz bitmiş sayılmaz’diyor.
Tam, yılgın bir ses tonu ile ‘Aman, yapmayın!’ diyecektim ki ‘Merak
etme, tünelin sonundayız’ diyerek, yüreğime su serpti. Dünyada
günde yaklaşık 1 milyon vaka, 5-6 bin civarında da ölüm
kaydedildiğini belirten Prof. Dr. Özlüşöyle devam ediyor: “Salgında
2020 ve 2021 ile kıyaslanamayacak bir noktayız. Dünyada ama
özelikle Avrupa’da hayat neredeyse normale döndü. Bizde de durum
benzer. Genel itibarı ile salgının daha düşük bir tehdit haline
geldiğini söylemek mümkün. Bu da COVID-19 virüsünün diğer solunum
yolları virüsleri; grip, soğuk algınlığı, nezle gibi,
sıradanlaştığını gösteriyor.
Başından beri bu virüsün epidemik bir virüse dönüşmesini bekliyorduk ki bu beklenti 2 yıl sonunda gerçekleşmiş görünüyor. Virüs bundan sonra belki hep hayatımızda olacak ama bizler normal hayatımıza devam edeceğiz.
Vaka sayıları önemsiz
Ne oldu da 2 yıl boyunca ortalığı kasıp kavuran bu virüs birden
daha düşük bir tehdit haline geldi? Prof. Dr. Özlü diyor ki: “Bunda
aşılamanın etkisi büyük. Elbette geçirilen enfeksiyonlar da
toplumsal bağışıklığın oluşmasında etkili oldu. Ayrıca virüs
geçirdiği mutasyonlar ile ağır hastalık yapma etkisini yitirdi.
Pandemiden önce yapıp bugün yapamadığımız pek de bir şey kalmadı.
Büyük oranda normalleştik. Bu noktada vaka sayıları da önemini
yitirdi. Bunun üzerinden konuşmak anlamlı değil çünkü artık
hastalık daha hafif atlatıldığı için test yaptıranların sayısı
hayli düşük. Onun yerine hastane yatış ve yoğun bakım dolulukları
daha önemli veriler ki o noktada da salgının eskiye göre oransal
olarak hafiflediğini söyleyebilirim. Dileğimiz, ölüm sayısının da
bir an önce sıfırlanması.”
Risk grupları
“Risk azalmış görünüyor dedim ama virüsün tehdit ettiği riskli
gruplar da var tabii. Virüs, 65 yaş ve üzeri, bağışıklığı
baskılanmış bir hastalığı olan ya da tedavi alan kişilerde hâlâ
ölümcül olabilir. Dolayısıyla kapalı-iyi havalandırılmayan yerlerde
maske takılmalı. Hapşıran, öksüren, ateşlenenlerin dışarı
çıkmaması, çıkıyorsa da önlem alması-hijyene dikkat etmesi
toplumsal saygının gereğidir.”
Mevsimsel hale dönebilir
Geçen hafta
manşetlerde Omikron’un yeni kardeş soyu XE vardı. Endişelenmeli
miyiz? Mikrobiyoloji uzmanı Dr. Tutku Taşkınoğlu, her varyantta
endişe ve paniğe gerek olmadığını belirterek, “Virüslerin mutasyona
uğramaları çok normaldir. Ve bu bizim için iyi haber olabilir”
diyor. Omikron ile virüsün mutasyon şeklinin değiştiği, influenzaya
benzemeye başladığını belirten Dr. Taşkınoğlu bunun virüs inanılmaz
hızla değişse de önümüzdeki 12 ay içinde büyük, yeni bir varyant
olasılığının azaldığı ve COVID-19’un mevsimsel olacağı anlamına
gelebileceğini söylüyor ve diyor ki: “SARS-CoV-2 ortadan
kaybolmadıkça ve dünya genelinde bulaşmaya devam ettikçe mutasyona
uğramaya devam edecektir. Başka bir deyişle, büyük bir soy vardır,
birkaç yılda bir yeni bir varyant ortaya çıkar, diğerleri yok olur.
Ancak SARS-CoV-2 bizi şaşırtan bir mutasyon geliştirme özelliğine
sahip. Bir sonraki varyant sonuncudan türemiyor. Yani Omikron
Delta’dan ve Delta da Alpha’dan gelmedi.”
Bulaşmayı düşük tutmalıyız
“Ancak Omikron
ile bir kırılma yaşandı ve mutasyon ‘alt tipler’ şeklinde gözükmeye
başladı. Bu bize tıpkı gripte de olduğu gibi, basamak benzeri bir
modele geçtiğimizi düşündürüyor. Yani virüsün nasıl değişeceği ve
seyredeceğini artık tahmin edebilecek, önlemlerimizi de ona göre
alabileceğiz. Bu iyi haber! Ama hâlâ bundan sonra ne olacağından ne
yazık ki yüzde 100 emin olamıyoruz. Virüsün başka bir değişim
fırsatı yakalamaması içinse bulaşmayı mümkün olduğunca düşük
tutmalıyız.”
Pandemi endemi oluyor
ABD Jackson Laboratuvarı Baş Araştırmacısı, İmmünoloji Uzmanı Prof.
Derya Unutmaz, birkaç zamandır kendi sosyal medya hesabından da
bağıra bağıra aynı şeyi söylüyor: “Pandemi bitiyor.” Derin bir ‘oh’
çekiyorum, Prof. Dr. Unutmaz ise şöyle anlatıyor: “Geçen ay Hong
Kong, Güney Kore ve Çin’de vaka sayılarının artması hepimizde
endişe yaratsa da bu ‘Salgın yeniden alevleniyor’anlamına gelmiyor.
Pandemin bitiyor olmasındaki en büyük kriterse virüsün ölümcül
olmasının çok düşmesi. Vaka sayılarına oranla ölüm oranı belli bir
noktaya düşer, ağır hastalık yükü azalırsa süreç pandemiden
endemiye dönüşecek ki azalan rakamlara bakınca hızla oraya
gittiğimizi söyleyebiliriz.Bu, virüs tamamen yok olacak anlamına
gelmiyor tabii. Zaman zaman belli dalgalanmalar yaşanacak ama artık
virüsü tanıyoruz, kontrolü de elimizde. ‘Bu ne zaman olacak?’
dersen... Tahminimce önümüzdeki 1-2 ay içerisinde endemik sürece
gireceğiz. Bundan sonra çok daha güçlü bir varyant çıkmazsa ki
bence bu olasılık çok düşük, beklenen o yaz bu yaz
diyebiliriz.”