Edinilen bilgiye göre, aşıyla koruma sağlanan Delta varyantında, vakaların önüne geçmek için bir süre sonra, “milletin aşının ayağına gelmesi yerine, aşının milletin ayağına gitmesi” sistemine geçilmesi planlanıyor. Yaz boyunca insanların ilgisinin azalması, sayfiye ve yaylaların tercih edilmesi, tarla ve seralardaki iş yükünün artması nedeniyle bu bölgelerde seyyar aşı ekipleri oluşturulacak. Tarım işçileri, tarlada aşılanacak.Hürriyet'ten Nuray Babacan'ın haberine göre yapılan toplantılarda, önümüzdeki haftadan itibaren Sputnik V de dahil olmak üzere, aşı için 3 ayrı seçenek olacağı ifade edildi. Toplumda en az yüzde 75 aşılama ve bu oranda bir bağışıklık hedefine ulaşmak için sonbahar gelmeden “agresif aşılama” yapılmasının planlandığı, güz aylarına yüksek koruma ile girmenin amaçlandığı dile getirildi.Aşıların koruma oranları da hesaba katıldığında, bağışıklığın yüzde 50 civarında kalmasının risk olacağı belirtiliyor.Hızlı ikinci doz Planlamaya göre aşı akışı aynen devam ederse, ikinci doz aşıların beklemeden dört hafta sonra yapılmasına karar verildiği belirtiliyor. Daha önce altı veya sekiz hafta arayla yapılabileceği dile getirilen aşıların ikinci dozunun, koruma oranını hızla yükseltmek ve hem kışa hem de Delta varyantına hazırlık olması nedeniyle planlandığı ifade ediliyor. Yapılan çalışmalarda Delta’nın birinci doz aşıların yüzde 70-80 olan koruyuculuğunu, yüzde 30’a kadar düşürdüğü vurgulanıyor.Türkiye’deki sorunun aşı karşıtlığı değil aşı ilgisizliği olduğu, bu ilgisizliğin daha çok 20-35 yaş grubu arasında bulunduğu belirtiliyor. Aşıyı destekleyenlerin oranı yüzde 70 civarında.Geri kalan yüzde 25-30’da ise duyarsızlık ve kafa karışıklığı yaşandığı ifade ediliyor. Aşı kampanyaları ile bu kitlenin bilinçlendirilmesi, özellikle de sonbahardan önce bu sürecin tamamlanması gerektiği belirtiliyor.Uzmanlar en büyük sorunun virüsün ‘müzminleşmesi’ olduğu belirterek, “Bağışıklık oranını yüzde 60, hatta yüzde 70’e çıkarsanız da toplumun yüzde 30’u, yani 25 milyon kişi aşılanmamış olacak. Bu da hastalığın çok yüksek dozda olmasa da sürekli var olması anlamına gelir.Yani bir kişi üç kişiye bulaştırmaz da bir kişiye bulaştırır. Bu da vakaların sürekli devam etmesi, az sayıda da olsa ölümlerin sürmesi anlamına gelir. Güze böyle girmemek gerekir” dediler.Delta'ya karşı hatırlatma Haziran ayı başında günlük 7 binin üzerinde olan koronavirüs vaka sayısı önceki gün 5 binin altına inerken Marmara Üniversitesi Pendik Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. İsmail Cinel, “Yoğun bakımlarda doluluk oranı yüzde 80 azaldı” dedi. Prof. Dr. Cinel, bu günlerin iyi değerlendirilmesi gerektiğini belirterek şunları söyledi:“Eylül, ekim aylarında Delta varyantının yarattığı bir dalga gelebilir. 65 yaş üstü yurttaşlar ve sağlık çalışanları özellikle Delta varyantı açısından büyük risk altındalar. Buna karşılık şimdiden önlem alınmalı.”Sağlık çalışanlarına COVID-19 aşılarının 14 Ocak’ta başladığını hatırlatan Prof. Dr. İsmail Cinel, Delta varyantı nedeniyle sağlık çalışanları ile ek hastalıkları nedeniyle risk grubunda bulunan vatandaşlara bir hatırlatma dozu yapılması gerektiğini ifade etti.Prof. Dr. Cinel, mümkünse ağustos ayına kalmadan bunun gerçekleştirilmesi gerektiğini belirterek “Yüzde 90’ı Sinovac ile aşılanan sağlık çalışanları ile 65 yaş üstü vatandaşların birer doz mRNA ile aşılanması gerekiyor” dedi.Prof. Dr. Cinel, şöyle devam etti: “Haftalık vefat sayısının bu gidişle 50’nin altına inmesini bekliyoruz. Ancak sonbaharda bizi Delta tehdidi bekliyor. Ordu Ünye’de 56 kişide Delta varyantı şüphesi oldu. Bu demek oluyor ki Rusya’dan Karadeniz’e varyant girdi.Yaz aylarında fındık ve çay toplamaya ya da tatil amacıyla Karadeniz’e gidiş çok fazla. Bu kişiler sonbaharda büyükşehirlere dönecek. Bu da Delta varyantının yayılması demek.Semptom olarak nezle, grip belirtileri ile kendisini gösteren Delta varyantı İngiltere varyantından çok daha hızlı bulaşıyor. Rusya, Hindistan gibi varyantın yoğun olduğu bölgelerden gelenlere karşı dikkatli olunmalı.”