Diyarbakır'da 13 günlük tedavinin ardından koronavirüsü yenen 112 Acil Sağlık Hizmetleri'nde paramedik (Ambulans ve Acil Bakım Teknikeri) olarak görev yapan 28 yaşındaki Melek Yıldırım'ın yaşadıkları ibret olacak cinsten. Anne ve babasının tepkileri ise halkımızın salgın hastalık konusunda ne kadar bilinçsiz ve geleneklerin bazen ne kadar acımasız olduğunu gözler önüne serdi. Melek Yıldırım'ı babası koronavirüslü olduğu için eve almazken, annesi hasta olduğunu kimseye söylememesini söylerse kimsenin onunla evlenmeyeceği, evde kalacağı konusunda uyarmış. Habertürk'ten Alper Uruş'a konuşan 28 yaşındaki Melek Yıldırım, 4-9 Mart tarihleri arasında Fransa'nın başkenti Paris'teki yakınlarını ziyaret etti. Melek, 10 Mart'ta İstanbul'a döndü ve aynı günün gecesi Diyarbakır'a gitti. Melek Yıldırım, koronavirüsle geçen 13 gününü, yaşadıklarını ve mücadelesini anlattı.Doğum günümde hastaneye yatışım yapıldı "Diyarbakır'a döndükten 5 gün sonra, 15 Mart gecesi hastaneye başvurmak zorunda kaldım. Şöyle ki bende kesik öksürük ya da solunum güçlüğü gibi semptomlar olmadı ancak çok şiddetli eklem ağrısı ve ateşimin yükselmesinin ardından hastaneye gittim. 16 Mart'ın ilk saatlerinde, doğum günümde, hastaneye yatışım yapıldı.Temasta olduklarımı düşündüm 17 Mart'ta yapılan testin ardından pozitif olduğumu öğrendim. O an inanın kendi adıma üzülmedim ancak temasta bulunduğum insanlarla ilgili çok büyük korku yaşadım. Fransa dönüşü temasta bulunduğum 8 kişiden 2'sine Kovid testi yapıldı ve negatif çıktı. Diğer 6 kişi ise 14 günlük karantina sürecini sorunsuz atlattı. İşin ilginç yanı, Fransa'daki yakınlarım da negatif çıktı. Böyle olunca ben virüsü, İstanbul'da ya da uçakta kaptığımı düşünmeye başladım.İlk 3 gün zorlandım, 5. günden itibaren düzelmeye başladım Tedavimin ilk 3 günü zorlandım. Şiddetli eklem ağrısı ve ateşim vardı. 5'inci günden itibaren düzelmeye başladım. 13 gün boyunca hastanede kaldım. İnsanlara şunu söylemek isterim; bir odada 13 gün tek başına kalmak inanın hiç kolay değil. Bu yüzden gerçekten sosyal mesafeye çok çok dikkat edin. Ben Diyarbakır'da Kovid-19 tedavisi yapılan sanırım ilk kişi oldum.Katilin kurbanı aradığı gibi aradım Hastanedeki izolasyon döneminde psikolojimin yıprandığını belirtmek isterim. Filmlerde katilin kurbanını aradığı gibi temasta bulunduğum 8 kişiyi dönüp dönüp telefonla aradım. Hastalık belirtisi var mı, kendini nasıl hissediyorsun diye sordum.Eve gitmek için ailemi aradım ama... 28 Mart gecesi, saat 23.00 sıralarında taburcu oldum ve evde 14 günlük izolasyon dönemi başladı. Ancak ailem Mardin'de olduğu için evde de yemek yapacak kimse olmadığı için babamı aradım. Babam, 'Kızım eve gelme' dedi. (Gülüyor) Sonra zaten babam köye gitti. Annem Mardin merkezde, ben de Diyarbakır'da kaldım.Kızım kimse bilmesin, evlenemezsin... Bu arada toplumun bakışını yansıtması açısından anlatmak isterim; benim sonucum pozitif çıktığında annemin ilk tepkisi, "Kızım bunu kimseye söylemeyelim. Kesinlikle akrabalar duymasın evlenemezsin' oldu. (Gülüyor)Salgını herkes farklı yaşıyor Ben ise pozitif çıktığımda aşama aşama entübe edileceğimi, solunum güçlüğü çekeceğimi düşündüm. Ancak şu bilinmeli ki; herkes bu virüsü aynı biçimde yaşamıyor ve atlatmıyor. Dediğim gibi bende hiç öksürük olmadı, ekrem ağrısı oldu. Kesinlikle olayı çok ciddiye almamız gerekiyor. Eldiven takanlara bir uyarım olacak Bir de dışarıda eldiven takanlara bir uyarım olacak. Eldiven sizi korurken eldivendeki olası virüsü dokunduğunuz her yere taşıdığınızı unutmayın. Bu yüzden temastan uzak durmak daha iyi bir korunma biçimi herkes için.Serum bağışı psikolojimi düzeltti Plazma bağışı yaptığım zaman psikolojimin düzeldiğini belirtmek isterim. 8 Nisan ve 15 Nisan'da iki kez serum bağışında bulundum ve iki kişinin hayatına dokunmak, iyileştirmek adına adım attım. Bu çok farklı bir duygu ve mutluluk. Son olarak bir şey daha söylemek isterim. Nasıl ölümü bilmiyorsak; bu virüsü de belirtiler ortaya çıktığında öğreniyorsunuz. Ben de virüsü kapacağıma ihtimal vermiyordum ve çok dikkat ediyordum ancak pozitif oldum."