Korkudan 56 marş ezberledi
Abone olDTP'nin farklı bir yüzü.. Bu kez şahinlere fena dokundurdu. Gündeme ilişkin Ahmet Türk'ten ilginç açıklamalar.
DTP'nin güvercin kanadından olduğu söyleniyor. Emine
Ayna gibi sert söylemleri yok. Ancak Kürt sorununa çözüm istemiyor
değil.
Ahmet Türk Yeni Şafak'tan Mehmet Gündem'e konuştu. Partideki
şahinlere mesaj yolladı.
12 Eylül döneminde yaşadığı işkenceleri anlattı. En ilginç iddiası
ise Ergenekon soruşturmasında aranan Levent Ersöz ile ilgili..
Paşanın ölümle tehdit ettiği Hadep ilçe başkanının ortadan
kaybolduğunu söylüyor. İşte o röportajdan bazı
bölümler..
TÜYSÜZ KALAN ŞAHİNLER
Uzun süredir siyasetin içindeyim sorunların çözümü konusundaki
yaklaşımım biliniyor, gerçekçi olmak lazım, biz ütopyamızla bir
dünya yaratamıyoruz. Bunu arkadaşlarımıza da anlatmaya çalıştım,
siz toplumsal realiteyi görmediğinizde Türkiye'nin hassasiyetlerini
bilerek siyaset yapmadığınızda hayal kırıklığına uğrarsınız.
Geçmişte, şahin olup da tüyü dökülen kuşlara dönenleri çok gördük.
Biz Kürt hak ve özgürlükleri mücadelesinde gerekirse şahin,
gerekirse güvercin oluruz. Kimse kimseden daha çok şahin ve daha
çok güvercin değildir.
HERKES DEĞİŞMELİ
İnsanız, tabii ki soruyoruz, Kürt demokrasi güçlerinin kendisini
dönüştürmesi gerekiyor, bu konuda bir arayış da var ama bu
değişimin gerçekleşmesi ve demokratik siyasetin etkili olabilmesi
için devletin de Kürt sorununu demokratik yöntemlerle çözme
niyetini ortaya koyması şart.
Silahlı mücadele daha 10 yıl sürse de sonuç alınamayacağını
herkes görmeye başladı. Biz bunu devletten bekliyoruz, sorunu çözme
yöntemini değiştirdiğini görmemiz lazım. 70 yıllık statükocu
mantıkla hiçbir sorun çözülmüyor. Dünya değişiyorsa Türkiye de
değişmek zorunda ama statükocu kesim kendi iktidarını korumaya
yönelik bir kapanma içinde.
BAHÇELİ İLE DİYALOG NEDEN SÜRMEDİ?
Türkiye'de demokrasi her zaman vesayet altında olduğundan siyasetçi
yeni bir adım attığında nasıl tepki görürüm endişesini yaşıyor.
Sayın Başbakan kimsenin olmadığı bir havalananında gelip nasılsınız
diye elini uzatır, Baykal da öyle ama Meclis'in içinde selam bile
vermez. AK Parti'nin gündeme getirdiği bir iki konuda
memnuniyetimizi dile getirdik, hemen “bölücülerle şeriatçılar bir
araya geldi” dediler oysa ne onlar şeriatçı ne de biz
bölücüyüz.
ERSÖZLE İLGİLİ ŞOK İDDİA
Evet, dönemin Şırnak Jandarma Alay Komutanı HADEP'li Serdar
Tanış'ın ailesine telefon açıyor; “Oğlunuz HADEP ilçe başkanlığı
yaparsa onu öldürürüz” diyor. Serdar Ankara'ya geldi anlattı, ben
de “O zaman bir müddet bekleyin, partiyi kurmayın” dedim. Aradan
bir ay geçmedi Serdar kayboldu. Serdar Tanış'la Ebubekir Yıldız
arkadaşları tarafından Silopi Jandarma Komutanlığı'nın kapısına
kadar götürülüyorlar. İçeri giriyorlar fakat aradan yıllar geçti
hâlâ haber yok. O gün alay komutanı olan kişi bugün Ergenekon
davasında sanık olan Levent Ersöz. Bölgede faili meçhul cinayetleri
işleyen subayların Ergenekon'la bağlantıları var.
BAYKAL ÜRKÜTÜYOR
Sayın Baykal'la uzun süre birlikte çalıştık, parti içinde en ufak
bir tartışmaya bile taraf olmaktan korkar. Böyle birinin
Ergenekon'a bu kadar sahip çıkması beni endişelendiriyor,
kuşkulandırıyor, acaba Baykal'la Ergenekon arasında ilişki mi var
diyorum. Niye kuyruk olduğunu anlayamadım. Eğer CHP Türkiye'nin
demokratikleşmesine katkı yapsaydı Ergenekon bu kadar büyüyemezdi.
CHP'nin her açıklaması beni, savcıları, devleti, hükümeti
ürkütüyor. Bu açıklamalar, Ergenekoncuları cesaretlendirir.
KORKUDAN 56 MARŞ EZBERLEDİM
Beni 200 askerin arasına çırılçıplak getirip copla dövdüler.
Tuvaletlerde pislik yediriyorlar, 24 saat işkence yapıyorlardı.
Dayaktan her yerimiz simsiyahtı. Bir gün adam copunu kaldırmış
“Atatürk'ün annesinin adı ne” diye sordu, bildiğim halde
söyleyemedim, aklım copa takılmıştı. Gece baskın yapılıyor, dayakla
marş okutuluyordu, korkudan 56 tane marş ezberledim. Birçok insan
cezaevinde gözümüzün önünde öldürüldü, yüzbaşı doktora bağırarak,
“rapora ranzadan düşme yaz” diyordu. Bir asteğmen doktoru
gözlerimle gördüm, insanlığımdan utanıyorum diye ağlıyordu.
Cezaevinden çıktıktan sonra köyüme gittim, şafakta uyanıyordum
köyün etrafı panzerle sarıldı diye. Evimde bile geceleri uykuda
ayağa kalkıp marş okuyordum dayak korkusundan.