Korkacak birşey yok
Abone olAbdullah Gül, düzen ve rejim değerlendirilmelerinde insan hakları konusundaki tavrın rol oynadığını söyledi.
Gül: "İnsan hakları konusunda takınılan tavır rejiminin
değerlendirilmesinde rol oynar" Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri
Bakanı Abdullah Gül, günümüzde bir devlet düzeninin ve rejiminin
değerlendirilmesinde, insan hakları konusunda takınılan tavrın
belirleyici rol oynadığını söyledi. İnsan haklarına saygı
göstermeyen bir rejimin, insanın değerini, kişinin insan olma
niteliğini de reddettiğini vurgulayan Gül, "Hükümetimiz politikası
da bu doğrultudadır, dolayısıyla icraatlarımızda esas alacağımız
nokta bu olacaktır" dedi. BM'nin iki insan hakları sözleşmesi,
medeni ve siyasi haklar ile ekonomik, sosyal ve kültürel haklar
sözleşmelerinin önceki gün TBMM'de onaylandığını hatırlatan ve
bunun önemini vurgulayan Gül, "Bugün yapmak istediklerimizin
hiçbiri yeni değil aslında. 6. uyum paketi de bunun içerisinde.
Bunlar aslında imzaladığımız sözleşmelerin gereğidir. Dolayısıyla
çekinecek, korkulacak bir şey yoktur" dedi. Öte yandan Türkiye'nin
AB yolunda kritik bir döneme girdiğini belirten Gül, Avrupa
Parlamentosu'nda gelecek yılın ortalarında milletvekilliği
seçimleri yapılacağına, parlamentonun tamamen değişeceğine ve
Türkiye'yi iyi bilen kişilerin değişerek yeni isimlerin geleceğine
dikkati çekti. Gül, bu nedenle gelecek yılın sonunda müzakerelere
başlamak için, bu yıl vakit geçirmeden mevzuat değişikliklerini
tamamlamaları gerektiğini ifade etti. Gazetecilerin "6. uyum
paketinde yer alan, apartmanda ibadethane ve seçimlerde başka dilde
propaganda yapılması konularında değişiklik yapılacak mı" sorusunu
yanıtlayan Gül, şöyle konuştu: "Söylediğiniz şeylerden ikincisi
zaten paketin içerisinde yok, hazırlık safhasında çıkartılmıştı.
Yani seçimlerde propagandanın başka dillerde olması hususu, zaten
genel paketin içerisinde yok. Bakarsanız göreceksiniz, ama ne yazık
ki, bazı gazeteler sayfa sayfa yazdılar. Ama bakarsanız böyle bir
şey yok. Dışişleri Bakanlığı olarak, Avrupa Birliği Genel
Sekreterliği olarak ibadet yeri yapılabilmesi değişikliğini
getirmiştik, ama bazı zorunluluklar gereği olarak, Antalya
civarında apartman katı şeklinde de İçişleri Bakanlığı tarafından
böyle bir şey konmuştu. Ona gerek görmüyoruz biz. Dolayısıyla
kamuoyunda gereksiz tartışmalara yol açan bu tip hususlar, AB için
çok önemli değil bence."