Körfezden akın var
Abone olBaşbakan Erdoğan ile Dışişleri Bakanı Abdulah Gül'ün Körfez temasları meyvelerini vermeye başladı.
11 Eylül saldırılarından sonra Batı dünyasının Araplara karşı
gösterdiği düşmanca tavırlar ve en son Dubai Ports adlı Arap
şirketinin ABD’deki beş işletmesinin faaliyetlerine engel olunması
Arap yatırımcıları, yeni bir “güvenli liman” aramaya yöneltti.
ABD’deki toplam değeri 1 trilyon dolar olduğu belirtilen Körfez
sermayesi gidecek yer ararken, Türkiye, Çin ve Hindistan’la
birlikte kaçan bu paradan pay almaya çalışıyor. Petrol ihracatçısı
ülkelerden büyük şirketler, yatırım yapmak üzere Türkiye başta
olmak üzere yakın ülkelere yöneldiler. Araplarla İstanbul’da Dubai
kuleleriyle başlayan flört, Türk şirketlerinin Körfez ülkelerinde
üstleneceği projelerle evliliğe dönüşecek.
“Tercihimiz Türklerden yana”
Türkiye için asıl fırsat petrol fiyatlarının 30 dolarlardan 65
dolara çıkmasıyla ortaya çıktı. 1970’li yıllarda yükselen petrol
fiyatlarıyla oluşan sermaye birikimini yatırıma dönüştüremeyen
Araplar, bu kez kendi ülkelerine sanayi yatırımları yapmakta
kararlı.
Suudi-Türk Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) İş Konseyi Başkanı
Dr. Ghassan El Süleyman, Arapların Batı ülkelerinde milyar dolarlık
sermayeleri bulunmasına rağmen 11 Eylül sendromu yüzünden kaçakçı
ve terörist muamelesi gördüğünden yakındı. Bu durumun Türkiye gibi
Müslüman bir ülkenin lehine olduğunu anlatan El Süleyman, “Türk
firmaları Arap ülkelerinde çok prestijli işler yaptı. Yani
kalitenizi gördük. Şimdi açıkça söylüyoruz. Eğer bir malı ve
hizmeti Batı ülkesiyle aynı kalite ve fiyata verdiğinizde
tercihimiz kesinlikle Türkiye’den yana olacak. Önümüzdeki ihale
süreçlerinde bunu yaşayacağız. Bu yüzden Türk firmalarını
ihalelerimize
bekliyoruz” dedi.
>>> Yalçıntaş: Güven ve istikrarın
meyvesi
Körfez ülkelerinden gelen yatırımcıların çaldığı ilk kapının
Türkiye olduğunu belirten İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı
Murat Yalçıntaş, bu ilginin en büyük sebebinin ekonomi ve siyasette
son 3 yılda yakalanan istikrar olduğunu söyledi. Murat Yalçıntaş,
“Türkiye artık güvenli bir ülke. Para Türkiye’ye gelmekten
korkmuyor. Körfez sermayesi hem kendi bölgesine hem de para
kazanmak için başka ülkelere yatırım yapıyor. Türkiye her iki
pastadan da pay alabilir. 1980’li yıllarda Arapları kaçırmıştık bu
kez hata yapmayalım” dedi. Türkiye’nin yıldız sektörlerini turizm,
otomobil, tekstil ve bilişim olarak sıralayan Murat Yalçıntaş,
“Körfez sermayesi gayrimenkule, arazi geliştirmeye sıcak bakıyor.
Bize gelip yatırım imkanlarını soruyorlar. ‘Kârlı sektörleri
belirleyelim, girelim’ diyorlar. Biz de onları ilgili oldukları
alanlara yönlendiriyoruz” diye konuştu.
>>> İşte mega projeler
Körfez
ülkelerinde oluşan sermaye birikimi 320 milyar doları bulurken,
önümüzdeki 10 yıl içinde Arap ülkelerinde altyapı, petrol ve doğal
gaz, ağır sanayi, inşaat ve turizm olmak üzere toplam 1 trilyon
dolar değerinde ihaleler gerçekleştiriliyor. Bu ihalelerden pay
kapmaya çalışan Türk müteahhitlik firmalarının Arap ülkelerinde
üstlendikleri projelerin toplam değeri 30 milyar doları aştı. Suudi
Arabistan’da önümüzdeki 15 yılda toplam 613 milyar dolarlık alt ve
üst yapı ihaleleri yapılacak. Yine Suudi Arabistan’da Cidde’nin
kuzey batısında 26 milyar dolar değerinde ‘Kral Fahd Ekonomik
Şehri’ adı altında yepyeni bir şehir inşa ediliyor. Umman, Katar ve
Suudi Arabistan’da önümüzdeki dönem 50 milyar dolar değerinde 15
gayri menkul projesinin hayata geçmesi planlanıyor.
Katar, doğal gaz altyapısı için 60 milyar dolarlık yatırım
planlıyor. Katar’ın 2012 yılında dünyanın en büyük doğal gaz
ihracatçısı olacağı tahmin ediliyor. Katar’da 80 yeni gökdelen inşa
edilecek. Bu ülkede toplam 120 milyar dolarlık alt ve üst yapı
ihaleleri gerçekleştiriliyor. Birleşik Arap Emirlikleri’nde toplam
150 milyar dolarlık iş hacmi var. Umman’da 15 milyar dolarlık Blue
City’nin ilk etabını Enka alırken, Tekfen, STFA ve Alke bu ülkenin
altyapısını yeniliyor. TAV ise Katar’da aldığı havaalanı ihalesiyle
prestij projesine mührünü vurdu. Öte yandan Türkiye’nin Irak’a
ihracatının önümüzdeki yıllarda 10 milyar dolara çıkması
bekleniyor. Bunun dışında Arap ülkeleri yabancı sermaye çekmek
üzere son dönemde yabancı yatırımcılara birçok teşvik sunuyor.
Türkiye bu fırsatı değerlendirebilirse Hindistan, Batı Afrika gibi
pazarlara erişimi sağlayacak şekilde re-export üssü olabilir.
>>> Yırcalı: Sermaye akmaya başladı
Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) İcra Kurulu Başkanı Rona
Yırcalı, Körfez ülkeleriyle yaptığımız ticaret hacminde de yüzde 28
artış yaşandığını kaydetti. Türkiye’ye gelen en büyük Körfez
sermayesi örneği olarak Türk Telekom’un yüzde 55 hissesini satın
alan Lübnanlı Oger Telekom’u gösteren Rona Yırcalı, “2005 yılında
Körfez ülkelerine ihracatımız ve ithalatımız bir önceki yıla göre
yüzde 28 oranında artarak sırasıyla 9,6 milyar dolar ve 7,3 milyar
dolar olarak gerçekleşmiştir. Türkiye, 2004 yılında Fas, Tunus,
Filistin ve Suriye ile serbest ticaret anlaşması imzalamıştır”
dedi.
>>> Yayla turizmi için geliyorlar
Türkiye, Arap ülkeleri açısından önemli bir turizm destinasyonu
olabilir. Arap turistler yurtdışında yılda 20 milyar dolar
değerinde harcama yapıyorlar. Suudi yetkililere konuşurken İTO’nun
Doğu Anadolu Kalkınma Projesi kapsamında kış ve yayla turizminin de
gündeme geldiğini söyleyen Murat Yalçıntaş şöyle konuştu:
“Arapların tatil alışkanlığı farklı. Ailece uzun süreli ve evde
tatili seviyorlar. Bu kapsamda bizim Kuzey Anadolu (Karadeniz) de
doğa, yayla turizmine yatırım da yapabileceklerini söylediler.
Bunun için yakında buraya bir Road Show için de geleceğiz. Bu
sırada Türkiye’deki diğer turizm imkanları da anlatılacak.”
------
> Hayrettin Turan
>>> Le Figaro: Yatırımın yıldızı Türkiye
İSTANBUL - Fransa’nın ünlü gazetesi, Le Figaro, Türkiye için,
“Yatırımın yeni yıldızı Türkiye” başlığını kullandı. Anne Bodescot
imzalı haberde, “Yabancı yatırımcılar Türk pazarına akın etmeye
başladı” ifadesini kullanarak, “Para akımı var. Türkiye ekonomisi
çok iyi bir yolda. Yapısal değişimlere güvenen Körfez ve Avrupalı
yatırımcılar kitleler halinde Türkiye’ye gidiyor. Geçen yıldan
itibaren ekim ayı hariç net hisseler almaya başladılar. Türk
borsası 132 milyar euroluk bir göstergeye geldi. Avrupa’nın doğu
bloku ülkelerinin yerini almaya başlayan Türkiye, yatırımcılar için
yeni bir yıldız oldu” denildi.
Paralar Anadolu’ya akıyor
Doğu Avrupa Yatırım Fonu’nun ve Avrupa WestAM Fonu’nun Yöneticisi
İsveçli Jose Morales, “Eski Doğu Bloku ülkeleri Rusya’daki
yatırımlarını kısarken, Türkiye’nin yatırım içindeki payı artıyor.
Orta ve Doğu Avrupa ile eski Sovyetler Birliği ülkelerindeki
sermaye artışını desteklemek amacıyla ayrılan 100 milyon sterlin
tutarındaki fonun yaklaşık yüzde 20’lik bir kısmı Türkiye’de” dedi.
Fon yöneticisi Morales, “Son iki yıl boyunca Türkiye, yükselen
piyasalarıyla iyi bir görüntü veriyor. Enflasyon ve faiz oranları
etkileyici bir biçimde aşağı düştü” sözlerine dikkat çekildi.
Fırsatlar ülkesi
İhracatın üst üste rekorlar kırdığına dikkat çekilen haberde,
“Enflasyon da 36 yılda hiç görülmemiş bir düşüşle yüzde 7.7’ye
indi. Faiz oranları da yüzde 13.5 seviyesine geldi. Nüfusunun üçte
biri 30 yaşın altında olan 72 milyonluk bu ülkede, tüketim büyümeyi
sağlıyor. 2005 yılında 9,7 milyar dolarlık bir rakama ulaşan
doğrudan yabancı yatırımlar, Türk borsasında geçen yıl euro bazında
yüzde 80 getiri sağladı. Yıl başından itibaren yüzde 7 oranında
artış olması bu yılın da olumlu geçeceğini gösteriyor. Bazı
şirketlerinin borsa değerleri en az 6 ve 8 kat oranında arttı”
denildi.
Kaynak: http://www.turkiyegazetesi.com/