Kopenhag yerine Ankara kriterleri
Abone olMüzakere tarihinin alınmama ihtimalini önemsemeyen Erdoğan, Kopenhag kriterlerine karşı şu öneriyi getirdi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Avrupa Birliği'nden (AB) müzakere
tarihi alınmasının önemli olmadığını ifade ederek, "Gerekirse,
Kopenhang siyasi kriterlerini, Ankara siyasi kriterleri olarak
uygular, yolumuza devam ederiz" dedi. İslahiye İlçesi'ndeki
programının ardından helikopterle Gaziantep'e gelen Başbakan
Erdoğan, Büyükşehir Belediyesi'nin organize ettiği Kent Konseyi'nin
ilk toplantısına katıldı. Büyükşehir Belediyesi Konferans
Salonu'ndaki toplantıda iç ve dış siyasetle ilgili açıklamalarda
bulunan Başbakan Erdoğan, Kent Konseyi'nin hayata geçirilmesinin
demokratik bilincin teorikten pratiğe geçirilmesi olduğunu
vurgulayarak, "Türkiye, gelen ağam giden paşam diyen seviyesiz,
ciddiyetsiz, ömrünü sadece şakşakçılıkla geçiren , her tarafından
yağ akan zihniyetlerin bedelini ödüyor. Bunlar yöneticilerin hoşuna
gidiyor ama bedelini de millet ödüyor. Ben kalkamayacağım yükün
altına sorumlusu olduğum kurumları sokmam. Doğruyu söylersek, ancak
mesafe alabiliriz" diye konuştu. Erdoğan, AB'den müzakere tarihi
alınmasının önemli olmadığını ifade ederek, "Aralık 2004'de tarih
almak o kadar önemli değil. Gerekirse, Kopenhang siyasi
kriterlerini, Ankara siyasi kriterleri olarak uygular, yolumuza
devam ederiz. Türkiye'nin, AB'ye girmesi sadece Türkiye'nin
menfaatine değildir. Bundan AB'de faydalanacaktır. Artık,
Türkiye'den fiziki göç olmayacak, eğer biz istersek ancak beyin
göçü olabilir. Çünkü, o beyinler bize de lazım" şeklinde konuştu.
"IRAK'TA SIKINTI BÜYÜK" Başbakan Erdoğan, Irak'taki işkence
fotoğraflarını hatırlatarak, bu konuyu İngiltere Başbakanı Tony
Blair'e de anlattığını söyledi. Erdoğan, "İnsanlıktan nasibini
almış her insanın o fotoğraflardan rahatsızlık duymaması mümkün
değildir. 80 yaşımdaki annem, o fotoğrafları gördüğünde ağlıyor.
Bunu Blair'e söylediğimde, Blair kendi eşinin de o fotoğraflar
karşısında ağladığını söyledi. Irak'ta sıkıntı büyük. Herkes bundan
rahatsız ama öyle bir ateş var ki, herkesi yakıyor. Temennimiz,
biran önce Irak'ta demokratik yönetimin biran önce hayata
geçirilmesidir. Ancak, çözüm şu andaki yapı ve anlayış değil.
Türkiye ve çevre ülkeler baştan Irak'daki çözüme dahil edilseydi,
belkide tüm bunlar yaşanmayacaktı. Çözüm çok daha iyi olabilirdi"
dedi. Erdoğan, Suriye'ye uygulanan ABD ambargosuyla ilgili olarak
da, şunları söyledi: "Suriye'ye uygulanan ambargo sadece ABD'yi
ilgilendirir. Bizi bağlamaz. Çok açık söylüyorum, Suriye ile
ilişkilerimizi sürdürmeye devam edeceğiz." Başbakan Erdoğan, son
zamları da savunarak, kriz söylentilerine de tepki gösterdi.
Erdoğan, "Zammı yapmak zorunda kaldık. Aksi halde mali disiplin
bozulur, ekonomik parametreler oynardı. Zam yapılması gerekiyorsa
yaparız. Biz geçmiş hükümetler gibi, akaryakıtı otomatiğe
bağlamadık. Milleti aldatmaya kimsenin hakkı yok. Bugün ABD
faizleri 3.4'lerden 4.3'lere çıkardı. ABD'de ciddi bir dış ticaret
açığı bulunuyor. Ama orada böyle feryatlar yok. Bizde ise bunu bir
yerlere fatura etmeye çalışıyorlar. Petrolün varili 32 dolardı, 40
dolar oldu. Biz 2 ay zam yapmamak için direndik. Artık zam yapmak
zorundaydık" şeklinde konuştu. Salonda bulunan Milli Eğitim eski
Bakanı ve Büyükşehir Belediye Başkanı Danışmanı Hasan Celal Güzel,
Başbakan Erdoğan'ın konuştuğu sırada rahatsızlandı. Sağlık
görevlileri, ısrarlara rağmen salondan çıkmayan Güzel ile yakından
ilgilendi. Başbakan Erdoğan, salondan ayrıldıktan sonra ambulans
gelmesine rağmen Güzel, hastaneye Sağlık İl Müdürü Yusuf Ziya
Yıldırım ile birlikte kendi makam arabasıyla gitti. Güzel,
otomobile binerken gazetecilere ülserinin azdığını söyledi.