Köpek giren eve melek girmez mi?
Abone olSelçuk Üniversitesi'nden Prof. Orhan Çeker'in 'köpek giren eve melek girmez' açıklamasına meslektaşlarından tepki geldi.
Çukurova Üniversitesi (ÇÜ) İlahiyat Fakültesi Temel İslam
Bilimleri Bölüm Başkanı Prof. Dr. Ali Osman Ateş, "Köpek giren eve
melekler girmez" iddiasının gerçeği yansıtmadığını belirterek,
"İslam Dini'ne göre Meleğin girmediği yer yoktur" dedi. Selçuk
Üniversitesi İlahiyat Fakültesi İslam Hukuku Ana Bilim Dalı Öğretim
Üyesi Prof. Dr. Orhan Çeker'in gazetelerde yayınlanan,"Köpek giren
eve melekler girmez" şeklindeki açıklamalarına tepki gösteren Ateş,
"Halk arasında köpeklere olumsuz bakışın nedeninin bu uydurma
hadisler olduğu çok açıktır" ifadesini kullandı. Başta sokak
köpekleri ve tüm hayvanlara güzel bir bakış açısı geliştirebilmesi
için mevcut olumsuz ve bozuk kültürel temellerinin ortadan
kaldırılması gerektiğini vurgulayan Ateş, "Genç kuşaklarımıza işin
doğrusunun öğretilmesi gerekir. Aksi takdirde bu problemler her
alanda sürer gider. Şunu hepimiz bilmeliyiz ki, çağımız, hiç bir
sorgulama ve eleştiriye tabi tutmadan 1200 sene önce yazılmış
kitaplardan bir takım görüş ve rivayetlerin topluma gelişi güzel
aktarılma dönemi değildir. Kanaatimce böyle yapanlar yanlış yapıyor
ve topluma karşı sorumlulukları olduğu bilinciyle hareket
etmiyorlar. Şunu hepimiz biliyoruz ki, günümüzde bir Müslüman'ın
Kur'an konusundaki problemi, anlama ve yorumlama problemidir.
Geçmiş çağlarda Kur'an'ı tefsir edip yorumlayanların da yaşadıkları
çağın kültürel birikimiyle donanmış insanlar olduklarını, onların
görüşlerinin de hatalı olabileceğini, eskiyebileceğini
unutmamalıyız. Böyle olunca Kur'an'ın çağımıza uygun yorumunun
yapılması, akademik bir zorunluluk olduğu kadar, toplumumuza karşı
da bir borçtur" diye konuştu. Hadislerin İslam dininin ikinci
kaynağını oluşturduğunun da altını çizen Ateş, şunları söyledi:
"Hadislere gelince, burada da Müslümanlar olarak karşımıza iki
problem çıkmaktadır. İlk problem, hadis dediğimiz bu sözleri
gerçekten Hz. Peygamber söylemiş midir? Yoksa başkalarına ait olan
bir takım sözler, görüşler O'na isnat edilmiş midir? Uydurulan bir
takım yalanlar, Hz. Peygamber'in ağzından çeşitli kitaplara
doldurulmuş mudur? Biz bilim adamlarına düşen, çeşitli bilimsel
yöntemlerle Hz. Peygamber'e ait olan gerçek hadislerle, O'nun adına
uydurulmuş yalanları birbirinden ayırmak, toplumu da bu konuda
aydınlatmaktır. Kısacası bu konudaki ilk problem kaynak
problemidir. O yüzden bizler, kitaplarda gördüğümüz bir rivayet ya
da bilgiyi eleştiri süzgecinden geçirmeden topluma aktarmayız.
Makale veya kitaplarımızda kullanmayız. Hz. Peygamber'e ait olanla
olmayanı ayırt edebilmek, bu çok önemli bir konudur. Her
İlahiyatçının bu konuda aynı başarıyı gösterdiği elbette
söylenemez. Hadisler konusunda karşımıza çıkan ikinci önemli
problem ise, aynen Kur'an konusunda olduğu gibi, anlama ve
yorumlama problemidir. Hz. Peygamber'e ait olduğu kesin olan
hadisleri doğru bir şekilde anlamlandırıp yorumlayabilmek, buradan
toplumumuza mesajlar çıkarabilmek. Bu husus da elbette çok
önemlidir. Yanlış yorumların, yanlış anlamlandırmaların Hz.
Peygamber'in yanlış anlaşılmasına sebep olacağı açıktır." Hz.
Peygamber'e ait hadislerle O'na ait olmayanların iyi ayırt edilmesi
gerektiğini de belirten Ateş, sözlerine şöyle devam etti: "Bu
ayrımı iyi yapamazsak, O'na ait olmayanları ayırt edemezsek,
örneğin, karşımıza merhamet ve sevgiyi emretmeyen bir din,
hayvanları, köpekleri sevmeyen, bunların yanımızda bulundurulmasını
şiddetle yasaklayan bir peygamber anlayışı çıkar ki, bunun
yanlışlığı çok net bir biçimde ortadadır. Günümüzde bir hekim,
gerekli tıbbi tetkikleri yaptırmadan hastasına nasıl ki teşhis
koymuyorsa, bir ilahiyatçı da iyice araştırmadan, eleştiri ve
sorgulama süzgecinden geçirmeden, günümüzde o konuyu önceden
araştıranlar var mı? Hangi sonuçlara varmışlar diye en küçük bir
zahmete katlanmadan bir konuda konuşmamalıdır. Hele hele sanki o
devirde yaşıyormuşuz gibi, bin sene önce yazılmış kitaplardan
gelişigüzel nakillerde bulunmamalıdır. Şunu bir kez daha
yenileyeyim ki, köpek bulunan eve meleklerin girmeyeceğinden
bahseden rivayetler güvenilir değildir. Bakın bunlara rivayetler
diyorum, fakat hadis demiyorum, çünkü bunların Hz. Peygamber'e ait
oluşu söz konusu değildir, kendilerinde kaynak problemi vardır. Bu
rivayetlerle amel edilmez, bunlar dinde delil olmaz. Bunlara
dayanılarak evde köpek beslemenin haram olduğu söylenemez. Ayrıca
hepimiz bilmeliyiz ki, Dinimize göre meleğin girmediği yer yoktur.
İnsanın işlediği davranışlarını yazan Yazıcı Melekler, Koruyucu
Melekler de insanın yanından hiçbir zaman ayrılmazlar."