Konut kredisi faizi 1in altına düştü!
Abone olEv almak isteyenler için en uygun zaman. Konut kredilerinde faiz yüzde 1'in altına düştü.
'10 yıl vade için yüzde 0,95 faiz uygulaması, 100 bin
lira kredi için aylık 1.400 lira taksit anlamına
geliyor.'
Türk Ekonomi Bankası (TEB) Bireysel Bankacılık Satış Direktörü
Tuğbay Kumoğlu, 10 yıl vadeli konut kredisinde faiz oranını yüzde
1'in altına çekmelerinin ardından şubelere günlük konut kredisi
başvurusunun yaklaşık 3 kat arttığını bildirdi.
Kumoğlu, TEB'in, uzun vadede yüzde 1'in altında faiz uygulayan ilk
banka olduğunu belirterek, konut kredisi faiz oranlarının yıl
sonuna kadar bu seviyeleri koruyacağını düşündüğünü ifade etti.
Şu andaki seviyelerin Merkez Bankası faiz politikasıyla paralel
olarak bankaların inebileceği en düşük seviyeler olduğuna dikkati
çeken Kumoğlu, faizlerdeki düşüşün konut kredisi kullanımına
etkilerine ilişkin şunları kaydetti:
''Geçtiğimiz aylarda faizlerde sadece kısa vadede bir indirim
gerçekleşti. Ancak uzun vadede faizlerde herhangi bir değişiklik
olmaması ve ağırlıklı uzun vadeli düşük taksitli konut kredisinin
tercih edilmesi sebebiyle, bu indirimin konut kredisi talebine
etkisi sınırlı oldu. Bu noktada tüketicilerin kira öder gibi ev
sahibi olmak hayalini biz gerçekleştirelim istedik ve 10 yıl vadede
yüzde 1'in altında faiz uygulamasını başlattık. Şu anda 10 yıl vade
için
yüzde 0,95 uyguluyoruz. Bu da 100 bin lira kredi için aylık 1.400
lira taksit anlamına geliyor. Şubelerimizde günlük konut kredisi
başvurusu yaklaşık 3 katı arttı.''
''HEM FAİZ HEM FİYATLAR ALIM İÇİN EN UYGUN
SEVİYELERDE'
Yapı Kredi Konut Finansmanı Pazarlama Bölüm Başkanı İsmet Erdem de,
uzun bir süredir durgun seyreden konut piyasasında hem faizlerin
hem de fiyatların alım yapmak için en uygun seviyelere indiğine
işaret ederek, ''(Faizler düştüğünde ev fiyatları yükselir, konut
fiyatları düştüğünde ise faizler yükselir)in yerini, bugün
faizlerin düşmesine karşın ev fiyatlarının yükselmediğine dikkat
çekmek gerekiyor'' dedi.
Ocak ayında konut kredisi kullanmak isteyen bir tüketicinin
piyasada bulabileceği ortalama faizin yüzde 1,75'ler
seviyesindeyken, bugün oranın kısa vadede yüzde 1'lerin, uzun
vadelerde yüzde 1,15'lerin altına kadar gerilediğini kaydeden
Erdem, tüm bunların yanında bankaların, konut kredisi faizlerini
belirlerken bu kredinin ömrü boyunca karşılaşacakları fonlama
maliyeti öngörülerini dikkate almak durumunda olduklarını ifade
etti.
Şu anda fonlama maliyetlerinin ''tarihi düşük'' seviyelerde
bulunduğuna ve bir süre daha bu seviyelerde kalacağı beklentisinin
hakim olduğuna işaret eden Erdem, şunları kaydetti:
''Bu da bankalara göreceli olarak daha kısa vadeli kredilerde faiz
oranlarını aşağı çekme fırsatı veriyor. Ancak ekonomideki
durgunluğun aşıldığı bir ortamda, Merkez Bankası'nın politika
faizinin ve sonuç itibarıyla fonlama maliyetlerinin bu
seviyelerinden yukarıya gelme olasılığı söz konusu. Bu nedenle,
uzun vadeli faizlerde indirim olsa da bu faizlerin bir süre daha
kısa vadeli konut kredi faizlerinden yukarıda kalmasını bekliyoruz.
Piyasada, önümüzdeki dönemde Merkez Bankası'nın kısa vadeli
faizlerde bir miktar daha indirim yapma alanı olduğu ve bu düşük
faiz seviyesinin bir süre devam edeceği beklentisi bulunuyor. Bu
koşullar altında, yakın dönemde konut kredisi faizlerinin de bir
miktar daha aşağı gitme olasılığı olabilir. Bununla birlikte,
unutulmamalı ki Merkez Bankası politika faizi gecelik vadeyi temsil
ederken, diğeri 5-10 yıllık bir aktifin getirisine karşılık
geliyor. Uzun vadeli kredinin faizinin belirlenmesinde hem bu
kredinin yaşamı boyunca gerçekleşmesi beklenen fonlama maliyeti,
hem de risk koşulları dikkate alınıyor. Bu nedenle, konut kredisi
faizi ile gecelik politika faizi arasında belirgin bir marj kalması
doğal. Bu çerçevede, bugün itibarıyla ortalama yüzde 1,07 civarında
bulunan uzun (10 yıl) vadeli konut kredisi faizlerinin de yıl
sonunda yüzde 1,05 ve altına düşmesi muhtemel. Konut kredisinde
kısa vadede faiz düşüşlerinin çok fazla olmayacağını öngörüyoruz.
Beş veya yedi yıllık vadelerde yüzde 1'in altına düşmesinde, orta
vadede global ve ulusal ekonomik gelişmeler belirleyici
olacak.''