Konut kredileri için emsal karar
Abone olAYDIN'da 14 ay içinde tamamlanma taahhüdü verilen konutu kendisine süresinde teslim edilmeyen ve müteahhit ile anlaşması bulunan bankadan çektiği kredinin ödemelerinin durdurulması için dava açan kişinin talebi haklı bulundu.
Merve Cengiz Demir, 2016 yılında ön ödemeli satış sözleşmesi
imzalayarak bir konut almak istedi. Demir, yüklenici firmaya
peşinat ödedi, sonra da müteahhitin yönlendirmesiyle bir bankadan
konut ödemesi için kredi çekti.
Ancak 14 ayda tamamlanması gereken konut, süre sonunda Demir'e teslim edilmedi. Demir, avukatı aracılığıyla zararının karşılanması için hem müteahhide hem de kredi sağlayan bankaya "sözleşmenin feshi ve kredi ödemelerinin durdurulması" talebiyle dava açtı.
4. Asliye Hukuk Mahkemesi, "davacı vekilinin tedbir talebinin kabulü ile davalı bankaca davacıya 16 Kasım 2016'da kullandırılan kredi ödemelerinin tedbiren durdurulmasına" kararı verdi.
Davalı banka, karara "kredinin 'bağlı kredi' olmadığı"
iddiasıyla itiraz etti.
İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi, dosya içerisinde
bulunan kayıt ve belgeler, davalı banka ve müteahhit arasında
düzenlenen sözleşme maddeleri kapsamında tedbire hükmedilme
koşullarının gerçekleştiğini belirterek, bankanın istinaf talebini
reddetti.
"İcra tehlikesi ile karşı karşıyaydı"
Avukat Seda Ayaz Aksoy, müvekkili Demir'in bankadan çektiği
kredinin müteahhidin yönlendirmesiyle belli bir bankadan çekilen
"bağlı kredi" olduğunu ifade ederek, davayı açarken kredi
ödemelerinin ivedilikle durdurulmasını talep ettiklerini
söyledi.
Aksoy, yargılama sürecinde hem konutun teslim edilmemesinin hem de kredi ödemelerinin devam etmesinin çok büyük sıkıntı yarattığını, kredi ödemelerinin durdurulmaması halinde müvekkilinin icra ile karşı karşıya kalma tehlikesinin bulunduğunu aktardı.
Aynı sıkıntıyı yaşayan çok sayıda mağdurun bulunduğunu kaydeden
Aksoy, şöyle konuştu:
"Bu tür sözleşmeler ve 'bağlı kredi'ye ilişkin davalar henüz çok
yeni. Henüz içtihat oluşmamış durumda. Dolayısıyla istinafın
verdiği bu karar, emsal olabilecek bir karar. Her kredi bağlı kredi
değil. Tüketicinin bu krediyi kendi başına almamış olması
gerekiyor. Bu yasa kapsamında bağlı kredinin yasal avantajlarından
tüketicinin faydalanabilmesi için mutlaka satıcıyla finans kuruluşu
arasında bir ekonomik birlik olması lazım ancak bu tür bir bağ var
ise o kredinin bağlı kredi olduğunu söyleyebiliyoruz. Tüketici
kendisi bulmuş olmamalı o finans kuruluşunu.
Müvekkil başka bir konutta kiracı idi. Hem kira veriyordu hem kredi ödemeleri devam ettiği için teslim edilmeyen konutun kredi ödemelerini sürdürmek durumundaydı. İcra takibi gibi bir tehlike ile de karşı karşıyalar tüketiciler. Dolayısıyla kredi ödemelerinin durdurulması tüketicileri son derece mutlu edecek bir karar."