Konut fiyatları ne olur?
Abone olKonut fiyatlarındaki artış piyasaları nasıl etkiliyor. Vatan'dan Gazi Erçel, fiyat artışındaki nedenleri yazdı.
Geçen yıl büyük showlarla kamuoyuna tanıtılan ve bugüne kadar
bir türlü yasası çıkarılamayan mortgage sistemi, konut fiyatlarını
anormal derecede yükseltti. Düşen enflasyonun faizlere yansıması
sonucu, maliyeti düşen banka kredileri de bu ivmeyi
hızlandırdı.Konut sahipleri bir anda kendilerini zengin sanmaya
başladılar.
Son zamanlarda ise bu eğilim gözlenmez oldu. Konut fiyatlarında
artışlar durdu. Bu konuda ne yazıkki elimizde güvenilir
istatistikler yok. Türkiye'de konut fiyatlarını izleyen bir sistem
kurulamadı. Resmi veriler, vergiden kaçınma saiki nedeniyle gerçeği
tam yansıtmıyor. Belediyelerin tespitleri ise hem gecikmeli, hem de
piyasa ile uyumlu değil. Ancak gerek emlak pazarlayıcıları, gerekse
bankacılar konut fiyatlarındaki artış eğiliminin durduğuna işaret
ediyorlar.
Nedenler
Bu gelişmelerin çeşitli nedenleri
var.
* Konut alımına ilişkin talepler tıkandı. Banka kredilerinin aylık
taksitlerinin tutarının, gelir düzeyleri göreli olarak yüksek olan
kişilere hitap etmesi nedeniyle, bu kesimin talebi doyma noktasına
ulaştı. Daha düşük gelirliler ise bu olanaktan, aylık ödemelerin
yüksekliği nedeniyle zaten yararlanamıyorlar. Faizler daha da
düşmeden, konut kredisi kullanmaları oldukça güç.
* Bankalar, vade riskini aşmakta zorlanmaya başladılar. Mevduatın
vadesi 3 ay olan sistemde, daha ileriye gitmek, riski fazlalaşması
anlamına geliyor. Yurt dışından swap yoluyla sağladıkları orta
vadeli YTL kredi olanakları ise, 9 milyar dolar düzeyine erişince
duraksadı.
* Yeni bir yasaya değil, konut kredilerinde vergi indirimlerine
gereksinimi olan mortgage sistemi bir türlü yoluna sokulamadı.
Politik risk taşıyan ve enflasyon yüzde 5'in altına düşmeden,
sağlıklı bir sistem olamayacağı anlaşılan mortgage, kredibilite
kaybetti. Mortgage sisteminden oluşacak avantajları bekleyenlerin
ümitleri azalmaya başladı.
* Konut kredisi faizleri bir yıldır aynı düzeyini koruyor. Yıllık
olarak dünyada yüzde 5-6 oranlarında değişen kredi maliyetleri,
Türkiye'de yüzde 15'lerde dolaşıyor. Faizlerin daha da inmesi için
enflasyonun düşmesine gerek var.
* Banka kredileri ile alınan konutların, kayıt içine girmesi de
fiyatlarını arttırdı. Gerçek alım satım fiyatları belli olmaya
başladı. Kayıt içine girmenin bedeli olarak artan alım-satım
giderleri ve ödenen gerçek vergiler fiyatları yukarı çekti.
* Konutlarının fiyatı artan kişiler, "refah etkisiyle" daha da
zenginleştiklerini sandılar. Bu oluşum, bir taraftan tüketimlerini
arttırırken, öte yandan sahip oldukları konut fiyatlarını daha da
yükseltme eğilimi içine girmelerine neden oldu. Ancak azalan konut
talebine karşın, fiyattan düşürmekte direndiler ve hala da
direniyorlar. Fakat, alıcı bulamıyorlar. Konutunu acilen satmak
isteyenler de fiyattan aşağıya çekiyorlar.
Sonuçlar
Buradan üç sonuç çıkıyor.
1. Bizim konut piyasasında daha yeni yeni gözlemlediğimiz bu
eğilimler, dünyanın bir çok ülkesinde ekonomik sorunların
kaynaklarından birini oluşturuyor. ABD'de, Avrupa Birliği'nde,
Japonya'da ortaya çıkan "konut fiyat köpüklerinin" yarattığı
sarsıntıların ciddiye alınacak nitelikte olduğunu hatırlamamızda
yarar var.
2. Fiyattan duraksayan veya inişe geçen konutların kiralarında bu
eğilimi gözlemek olası değil. Konut fiyatları yükseldi diye
kiralarını arttırmayı sürdüren ev sahipleri, fiyat istikrarını da
zorluyorlar.
3. Konut fiyatlarının gerçek değerlerini izleyecek bir sistemi de
kurmamız şart. Belediyelerin fiyat saptama yöntemleri ve tapu
dairelerinin kayıttan yeterli değil. Eğilimleri yansıtamıyor.
Olayın gerçek boyutlarını bize gösteremiyor.
Gazi Erçel
Vatan