Mikrofonun karşısına geçtiğim 14 Haziran 2010 tarihinde kalbim
yerinden fırlayacaktı neredeyse.
Yılların tecrübesi Cem Arslan'dan hemen sonra üstelik!
Mutlu'nun "Abi mikrofon yokmuş gibi konuş" demesi...
Çağla'nın küçücük elini omuzuma koyarak, "Rahat olun"
tesellisi...
30 yılı deviren Cem Arslan'ın her sabah açılış yaparken aynı
heyecanı yaşadığını söylemesi, itiraf etmeliyim ki bana ilaç gibi
gelmişti!
***
Hergün sabah 06'da radyonun yolunu tuttum.
Türkiye'nin en çok konuşulan programı olan "Konuşan Türkiye"
bayrağını daha da yukarı taşımak zorunda hissettim kendimi. O
bayrağı yıllarca Murat Erdin taşımıştı çünkü. Fatih Portakal da
kısa zamanda az iş yapmamıştı hani.
Metehan Demir ise "Konuşan Türkiye"nin olmazsa olmazıydı!
***
Ne yaptık peki iki ayda?
ve , "Konuşan Türkiye"de ne yaptığımızı takdir ettiler
birer gün arayla.
Ben de gönül rahatlığı ile şunu
söyleyeyim, "Konuşan Türkiye" bayrağı şimdi
çok daha yükseklerde!
***
Gelelim başlıktaki sorunun cevabına...
İtiraf ediyorum, "Konuşan Türkiye"yi İnternethaber susturdu!
40 kişinin ekmek yediği bu kuruluşun, ihmal edilmemesi
gerekiyordu.
"Konuşan Türkiye" bana çok şey kazandırdı bu doğru. Ama
sevdiğim, dünüm, bugünüm, geleceğim İnternethaber'den çok uzak
kalamazdım. Hal böyle olunca, yeni edindiğim dostlukların ebedi
olması dileğiyle, Emrah Hattat'tan ve Best FM'in sevgili Genel
Müdürü Heytem Dağıstanlı'dan izin istedim.
***
Buruk bir ayrılık!
Ama medeni bir ayrılık!
Dostça!
Teşekkürler sevgili Emrah...
Teşekkürler, sevgili Heytem...
Sana da Metehan Demir...
Ve Best FM'in tüm emektarlarına...
"Tavla çırağım" Cem Arslan'a da özel bir teşekkür :)
6 çift çorap için!