Kontrollü darbe diyenlere hakkımı helal etmiyorum
Abone ol15 Temmuz şehidi Tevhit Akkan'ın gazi olan iki oğlundan Ferit Akkan, "kontrollü darbe" iddiasını ortaya atanlara hakkını helal etmediğini söyledi.
Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe
girişimine karşı mücadele etmek için evden çıkan Ferit, Nahit ve
Emrah Akkan kardeşlerden ikisi gazi olurken, babaları Tevhit Akkan
da şehit düştü.
15 Temmuz darbe girişiminde eşi şehit, çocukları da gazi olan
Edebiye Akkan, darbe girişiminin ardından ailece yaşadıkları zor
günleri, AA muhabirine anlattı.
Akkan, sanki şehit eşi bir gün çıkıp gelecek ve ona o günden bu
yana neler olduğunu anlatacakmış gibi zamanını geçirdiğini
söyledi.
Yıllarca kirada oturduklarını, eşi şehit olduktan sonra devletin
desteğiyle ev aldıklarını anlatan Akkan, "Evi aldık, içine girdik
ama insanın hayat arkadaşı olmadıktan sonra hiç bir şey güzel
değil." dedi.
VATANA HEPİMİZİN SAHİP ÇIKMASI LAZIM
"Her şeysiz olunuyor ama vatansız olunmuyor." ifadesini kullanan
Akkan, ailece vatana çok düşkün olduklarını, o gece eşinin
kendisine, "Hanım kendine dikkat et. Başını eğme, dik dur."
öğüdüyle evden çıktığını belirtti.
Akkan, "Eşim keşke gitmeseydi demiyorum, bu hiç aklımdan geçmiyor.
Hatta Allah göstermesin öyle bir şey olursa yine bütün çoluk çocuk
çıkarız, bu defa evde kimse kalmaz. Çünkü onların amacı bizi
birbirimize kırdırmaktı. Ama Allah onlara o fırsatı vermedi, vermez
de inşallah." diye konuştu.
Geçen bir yılda her şeyin bir şekilde düzene girdiğini belirten
Akkan, duygularını, "Ama evimizin çatısı yok. Gurur duyuyorum,
çünkü bana hep, 'Cennete seni ben götüreceğim' derdi. Arkadaşlarına
'Ben şehit olacağım siz kendinizi kurtarın' derdi." sözleriyle dile
getirdi.
Edebiye Akkan, darbe sorumlulularına en ağır cezanın verilerek,
idama mahkum edilmesini istedi.
Vatana sahip çıkılması gerektiğini ifade eden Akkan, "Her şeyi de
devletten beklemeyelim. Biz de çaba gösterelim. Vatana hepimizin
sahip çıkması lazım." dedi.
Akkan, "O gece bağrıma taş basarak onları geri gelmeyecekler gibi
gönderdim. MİT'i bombalıyorlar dedikleri anda dizlerimin bağı
çözüldü. Bunlara da durmayın gidin dediğim için hiç pişman değilim.
Hem beyimi kaybettim acım vardı, oğullarım yaralıydı, beni ziyarete
gelenlere, 'Onlar ölmeseydi sen de beni ziyarete gelemezdin' dedim.
Laf sokmaya gelenler var ama hepsinin de hakkını veriyorum. Yine
olsa yine gönderirim. Şu andan sonra kendim de dahil onlarla
çıkarım. Çünkü vatan denildiği zaman gerisi boş." diye konuştu.
KONTROLLÜ DARBE DİYENLERE HAKKIMI HELAL
ETMİYORUM
En büyük ağabey Ferit Akkan, o gece evden kardeşleriyle
çıktıklarını, Jandarma Genel Komutanlığında tankların önünü
kestikleri sırada kardeşlerinin ve babasının vurulduğunu
söyledi.
Kardeşlerini ve babasını hastaneye kendisinin götürdüğünü anlatan
Akkan, babasının hastanede son nefesini verdiğini belirtti. O
günden sonra İstanbul'daki işini bırakarak kardeşlerine tedavi
sürecinde refakatçilik yapan Akkan, kendilerine tanınan istihdam
hakkıyla Milli Eğitim Bakanlığına atandığını dile getirdi.
Bazı kişilerin o gece olanları "kontrollü darbe" olarak
değerlendirmesine tepki gösteren Ferit Akkan, bunu iddia edenlere
hakkını helal etmediğini söyledi.
EN KÖTÜ VATAN VATANSIZLIKTAN İYİDİR
Diş teknisyeni olan gazi Nahit Akkan ise şehit evladı olmaktan
dolayı gururlu ve mutlu olduğunu belirtti.
"Babamı kaybettim diye sadece o gecenin sabahı üzüldüm." diyen
Akkan, asıl üzüldüğü durumun darbe girişiminden sonra insanların
kendilerine yönelik bakış açısının değişmesi olduğunu aktardı.
Akkan, "Şükürler olsun devletimizden bir beklentimiz yoktu, bizi
yalnız bırakmadılar. Devletin verdiği imkanlardan dolayı üzerimize
gelenler çok oldu." dedi.
Kendisinin hala özel sektörde diş teknisyeni olarak çalıştığını,
memuriyet hakkını ise dondurduğunu söyleyen Akkan, "Önceden de bir
ekmek yiyorduk, şimdi de bir ekmek yiyoruz. En kötü vatan,
vatansızlıktan iyidir. Vatanımız var, yeter." ifadesini
kullandı.
BİZDEN SONRA MEYDANLARA ÇIKANLARDA ALLAH RAZI
OLSUN
Gazi Emrah Akkan ise Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın
çağrısıyla meydana indiğini belirterek, Jandarma Genel Komutanlığı
önünde tankların ateş açmasıyla vurulduğunu, abisi ve babasının da
o anda yere yığıldığını anlattı.
Kalbin yanından giren kurşunun, midesini ve karaciğerini
parçalayarak sırtından çıktığını ifade eden Akkan, hastanede
tedaviye alındıktan dört gün sonra uyandığını, babasının vefatını
ise 14 günün ardından öğrendiğini belirtti.
O günü, "Başın sağ olsun dediklerinde bir ateş düştü." sözüyle
anlatan Akkan, uzun süre kendine gelemediğini söyledi.
Tedavisinin 3 ay hastanede, 8 ay evde sürdüğünü belirten Akkan, son
ameliyatını da geçen ay olduğunu kaydetti.
15 Temmuz'dan sonra özellikle insanların kendilerine bakış açısının
değiştiğini aktaran Akkan, duygularını şu sözlerle dile
getirdi:
"Niye çıktınız bu vatanı siz mi kurtaracaktınız, dediler. Biz
kurtaramazdık ki, bizim elimizde taş bile yoktu. Biz sadece orada
gövde gösterisi yaptık. Bizden sonra meydanlara çıkanlardan Allah
razı olsun. Biz sadece 15 dakika ayakta kalabildik. Vurulanları
görmelerine rağmen yine de çıktılar. Çoğu insan kurban kesildiğinde
kana dayanamıyor. O insanların paramparça naaşlarını yerde
görmelerine rağmen çıkanlar, benim bulunduğum mertebeden daha üst
mertebedeler. Bize gazilik verildi ama onlar benim gözümde daha
üstteler."
15 Temmuz'a kadar aşçılık yaptığını aktaran Akkan, gazilere tanınan
istihdam hakkından yararlanarak Çevre ve Şehircilik Bakanlığına
atandığını söyledi.
Devletten hiç bir taleplerinin bulunmadığını, o gece meydanlara
inerken de beklentilerinin olmadığını belirten Akkan, "Kimse bir
şey için çıkmadı. Bu verilenler hediye oldu. Çoğu kişi 'Şunu
aldınız, bunu aldınız' dediler. Biz istemedik ki, verdiler. Belki
peşine düşmüş olsaydık verilen bu hediyeleri alamazdık bile. Çok
şükür, hiçbir şey istemedik. Allah devletimize zeval vermesin."
dedi.