Kongo'da gorillere adanan bir hayat:
Abone olKongo'da dünyanın sayılı milli parklarından birinde görevli Bauma, yetim kalan gorillerin bakımından sorumlu. Bauma'nın hayatı, kendi ailesi ve 'goril ailesi' arasında bölünmüş durumda. BBC muhabiri Vibeke Venema'nın haberi.
Afrika'nın en eski milli parkı Virunga'da görevli Andre Bauma, yedi yıldır baktığı yetim gorilleri 'kendi çocukları gibi seviyor.'
Bauma'ya en yakın goril ise onu annesi gibi gören Ndakasi. Bauma, bir erkek ve bir insan olmasına rağmen, Ndakasi için anne rolünü üstleniyor.
"Aynı yatağı paylaştık. Onu besledim, onunla oynadım… Onun
annesi olduğumu söyleyebilirim" diyor Bauma.
Bauma, Ndakasi'yi bulduğunda o daha iki buçuk yaşında bir bebekti. Annesi, kafasının arkasına yakın mesafeden açılan ateşte vurulup öldürülmüştü. Park yetkilileri olayın "infaz" olduğunu söylüyor.
Ndakasi, ormanda annesinin cansız bedenine sarılmış halde bulundu. Bauma, "Çok ufaktı, yalnızca birkaç kilogram ağırlığındaydı" diyor Ndakasi için. O andan itibaren de, kendisini Ndakasi'nin hayatını kurtarmaya adadı.
Park görevlisi, "Her bir goril hayati öneme sahip, çünkü türleri tükeniyor. Ona bakmamız gerekiyordu biz de aldık" diyor.
Ndakasi, Rugendo ailesi olarak bilinen ünlü dağ gorilleri ailesinden geliyor. Ailenin dört ferdi, Ndakasi'yi de yetim bırakan 2007'deki saldırıda katledildi.
Saldırıların ardında yasadışı odun kömürü ticaretinin olduğuna inanılıyor. Olayla ilgili Virunga Parkı'nın eski bekçisi Honore Mashagiro suçlandı, fakat hüküm giymedi.
Yasalar uyarınca, Demokratik Kongo Cumhuriyeti'ndeki parkın içinde insan faaliyetlerine izin verilmiyor, bekçiler de bu tip faaliyetleri engellemekle yükümlü.
Fakat bu zor bir görev, zira 1996'dan bu yana 130'dan fazla bekçi öldürüldü. Bauma, "Sürekli tehdit ediliyoruz, yalnızca park içindeki milisler tarafından değil, genel olarak halktan da tehdit geliyor" diyor.
"Büyük bir yoksulluk var, dolayısıyla insanlar var olma mücadelesinde. Kömür yapmak için odun kesmek, tarım arazilerini kullanmak veya yasadışı balıkçılık gibi, park içindeki doğal kaynakları kullanmaya çalışıyorlar."
Bauma, Ruhamgabo'da, yetim kalan gorillerin bakımı için kurulan merkezden sorumlu. Merkeze ilk getirilen goril Ndakasi'ydi. Kısa bir süre sonra da yine aynı Rugendo ailesinden Ndeze merkeze getirildi.
Bu iki dişi gorile 2010 yılında, üçüncü dişi goril Maisha ve Kaboko adlı erkek goril eklendi. Her ikisi de kaçak avcıların hedefi oldu. Tuzağa düşerek bir elini kaybeden Kaboko 2012 yılında öldü.
O tarihten sonra parkın dışında terk edilmiş halde bulunan genç bir erkek goril de merkeze dâhil edildi.
Hiç kimse Ndakasi'nin hayatta kalabileceğine inanmıyordu. Ama o artık 65 kilogram ağırlığında sağlıklı bir ergen. Yine de hala bebek gibi davranıyor.
Bauma, "Beni her gördüğünde annesiymişim gibi sırtıma çıkıyor" diyor.
"Ama o artık büyük, güçlü bir kız. Onunla artık eskisi gibi oynayabilecek gücüm yok. Sırtıma her çıktığında kendime zarar vereceğimden endişe ediyorum, aslında gün sonuna doğru sırtımda ciddi bir ağrı oluyor."
Park bekçileri gorillerle el kol işaretleri ve ses komutlarıyla iletişim kuruyor. Bauma şöyle anlatıyor:
"Örneğin onlara yaklaşırken şu çağrıyı yapıyoruz: 'Ben geldim. Sana yakın bir yerde duracağım, hiçbir sorun yok, her şey yolunda'."
"Onlara bazen bazı şeyleri yasakladığımız da oluyor. Şöyle diyebiliyorum: 'Bu senin için iyi değil, bunu yapmamalısın'."
Bauma, iletişim kurmanın zor olmadığını söylüyor:
"Çok akıllılar, her şeylerini anlıyorum. Ses tonlarından korktuklarını, endişelendiklerini veya yemekle ilgili bir sıkıntıları olduğunu, kendilerini tehlikede hissettiklerini anlayabiliyorum… Çıkardıkları farklı sesler var, birlikte uzun zaman geçirdiğimiz için ruh hallerini iyi tahlil edebiliyorum."
Goriller yaramazlık yaparsa, onları dizginlemek için kaba kuvvete başvurulmuyor, zira bu yetim goriller artık bakıcılarından çok daha güçlü.
"Eğer inatçı olmaya karar verirlerse, onları bir şey yapmaya zorlayamazsınız. O zaman işte güçlüklerle karşılaşırsınız" diyor Bauma.
Örneğin, eğer bir goril parmaklıklardan kaçarsa onu içeri sokmak saatler alabilir. Parkın internet sitesinde bu durum 'gorillerin en sevdiği oyun' olarak nitelendiriliyor, fakat bakıcılar için hiç de eğlenceli bir durum olmuyor.
Bauma'nın bu gibi durumlar için gizli bir silahı var: Patates cipsi Pringles.
Bunu da şöyle açıklıyor: "Sevdikleri bir şey verdiğinizde, sizin arkadaşları olduğunuzu anlıyorlar. Bunu onlara yemek olarak değil, daha ziyade onları idare edebilmek için bir taktik olarak veriyoruz."
Virunga Milli Parkı, yeryüzünde biyolojik çeşitliliği en zengin olan ve en iyi korunan parklardan biri.
Park, 1925 yılında öncelikli olarak dağ gorillerini koruma için kuruldu. Dünya genelinde 890 gorilin dörtte birine yakın bir kısmı bu parkta yaşıyor.
Doğal Hayatı Koruma Vakfı'nın (WWF) verilerine göre, bu hayvanlardan tek bir tanesi yaşamı boyunca kendisini görmeye gelen turistlerin harcamalarıyla, dolaylı olarak 2.5 milyon sterlin (4 milyon dolar) gelir sağlayabiliyor.
Park, en çok rağbet gördüğü 1970li yıllarda, bir yılda ortalama 6 bin 500 turist çekiyordu. Fakat daha sonra yaşanan çatışmalar nedeniyle bu rakam giderek düştü.
Gorillerin 2007 yılında katledilmesi de bir dönüm noktası oldu. Parkın geleceği atanan yeni müdürle beraber değişti. Turist sayısı tekrar binleri buldu. Fakat 2012 yılında, M23 adlı bir milis grubunun parka girmesiyle ziyaretçilere de kapılar kapandı. Aynı zamanda, park İngiliz bir petrol şirketinin keşif tehdidiyle de karşı karşıyaydı.
Bu zorlu zamanlar, Orlando von Einsiedel'in yönettiği ve Leonardo Di Caprio'nun da baş yapımcısı olduğu Virunga adlı filmle beyaz perdeye aktarıldı.
Filmin ilk gösterimi de, geçen Cuma günü Netflix aracılığıyla yapıldı.
Film, yetim gorillerin bakımının üstlenildiği merkezle ilgili. M23 milis grubu parka yaklaşırken Bauma da filmde ürkek bir genç gorili sakinleştirmeye çalışırken görülüyor.
M23 milisleri parka yaklaştığında ellerinde tüfeklerle bekleyen park bekçileri hariç bölgedeki herkes parkı terk ediyor. Bauma, "Gorillerle burada kalma zorunluluğu hissettim" diyor ve devam ediyor: "Dünyada var olmak için haklı gerekçelerimiz olmalı, bu goriller benim gerekçelerim, onlar benim hayatım. Eğer mesele ölmekse, ben de bu goriller için ölürüm."
Filmde, yerli halk yardım için parka koşarken görülüyor, yaralıların iyileştirilmesi için veterinerlerin tesislerinden faydalanılıyor. Sonunda ise milislerle çatışma olmuyor. "Öncelikle onlarla savaşacak araçlarımız yok, dolayısıyla başka bir çözüm seçiyoruz" diyor Bauma.
"Onlara politikacı olmadığımızı, doğayı korumaya çalıştığımızı anlattık. Doğa herkese, Kongolulara ve dünyadaki herkese ait. İşler yolunda gitti, parkta olmalarına rağmen büyük bir zarar vermediler, çünkü biz bu barışçıl yaklaşımı tercih ettik."
2013 yılının Ekim ayında, ordu Rumangabo'yu M23 milislerinden geri aldı.
WWF ile ortak açıklama yapan İngiliz petrol şirketi Soco, Virunga'da petrol arama çalışmalarına son verdiğini duyurdu.
Parkın uzun vadede güvenli olması için Unesco, Kongo hükümetine tüm petrol arama faaliyetleri planlarına son verilmesi çağrısında bulundu. Fakat parkın hala düşmanları var.
Park müdürü Emmanuel de Merode, Nisan ayında düştüğü tuzakta vuruldu ve yaralandı.
Bauma, uzun vadede yetim kalan bu gorillerle ne yapılacağına karar vermenin zor olduğunu söylüyor.
"Amacımız, onları vahşi yaşama salmak" diyen Bauma, bekçilerin gorillerin güçlenmesi için gösterdikleri çabaların ters tepebileceğini şu sözlerle ifade ediyor:
"Onları genellikle marketten aldığımız gıdalarla, meyveler, havuçlar, elmalarla besliyoruz. Bunlar vahşi doğada bulabilecekleri türden besinler değil. Ayrıca geceleri evin içinde uyuyorlar, bu da endişe yaratan bir unsur. Şimdi ise, onları vahşi doğaya saldığımızda beslenmekle, hava şartlarıyla ilgili sorunları olmasından ve ölmelerinden kaygılanıyoruz."
Yetim gorillerin şimdilik sığınıklarda kalmalarına karar verildi. Bu da Bauma'nın üç hafta goril ailesiyle birlikte Virunga'da, bir hafta da kendi ailesiyle evinde kalması anlamına geliyor. Peki kendi ailesi gorillerle geçirdiği vakti kıskanıyor mu? Bauma bu durumu da şöyle açıklıyor:
"Ailem, gorillerle çalışmalarımın ne kadar önemli olduğunu anlıyor. Gorilleri kendi ailemden daha çok sevdiğimi söyleyemem ama bir denge tutturmaya çalışıyorum. Her iki ailem de benim için çok önemli. Goril ailem ve insan ailem arasında paylaştığım bir aşk var."