KONDA'nın sahibi Tarhan Erdem'den itiraf
Abone ol1 Kasım seçim sonuçları konusunda yanılan Tarhan Erdem itiraf etti. Tarhan Erdem 'AK Parti'nin bu düzeyde oy alacağına inanmıyordum' dedi.
1 KASIM seçim sonuçları anket firmalarının karizmasını fena
halde çizdi. Bunlardan biri de KONDA araştırma şirketinin sahibi
Tarhan Erdem oldu. 1 Kasım seçim sonuçlarında fena halde yanılan
Tarhan Erdem, "Ak Parti’nin bu düzeyde oy alacağını; halkın
iktidarı Ak Parti’ye vereceğini de inanmıyordum" sözleriyle
yanılgısını itiraf etti.
“Yanlış yaptık” diyen Tarhan Erdem, sürpriz seçim sonuçlarını halkın koalisyondan korkmasına bağladı. Tarhan Erdem, “Önümüzdeki süreçte kutuplaşma daha da artar. Nefret dili daha da artar. Ama belki AK Parti kendine gelir de; Erdoğan yasal sınırlar içine çekilir. Çünkü her şey Davutoğlu ile Erdoğan’ın ilişkisinin nasıl olacağına bağlı” dedi.
MUHALEFET ERDOĞANLAŞTI
Erdem; muhalefeti de “Oturdukları koltuğu seviyorlar” diye eleştirirken, “Ne yazık ki Türkiye’de, muhalefet de Erdoğanlaşmıştır. Oysa bu başarısızlıktan sonra istifa etmeleri gerekirdi” dedi.
KÖŞESİNDE YAZDI : NİÇİN AK PARTİ?
Tarhan Erdem Radikal gazetesindeki köşe yazısında da AK Parti'nin
alacağı oyu beklemediği itirafında bulundu. Tarhan Erdem "Niçin AK
Parti?' sorusunun yanıtını aradığı yazısında şu analizi yaptı;
-"Ak Parti’nin bu düzeyde oy alacağını; halkın iktidarı Ak Parti’ye vereceğini de inanmıyordum. Pekçok araştırma kurumunun sonuçları da, Ak Parti’nin tek başına iktidar olabileceğine işaret etmiyordu. Dün gece ortaya çıkan sonuçlar, iktidara bir başka partinin ortak edilmesini de halkın kabul etmediğini gösterdi.
HALK DOĞRU KARAR VERDİ
Halk başka açıdan baktı, hiç şüphem yok, doğru bir karar verdi; halk her seçimde olduğu gibi Pazar günü sabahı kalktı, durumu ve siyasal partileri değerlendirdi; tabiatıyla geçerli kararı.
Halkın endişeleri ve şüpheleri çoktur. Fakat halk çözüm için Ak Parti’ye sorumluğu bırakmaktan başka çare bulamamıştır.
Halkın bu tercihiyle, muhalefet partilerine bir kapı açılmıştır. Halk muhalefete, partilerini demokratikleştirme için önemli bir fırsat yarattı. Programlarını ve tüzüklerini halkla birlikte tasarlamak ve yazmak için önlerinde yeter zaman vardır.
Belki de, Türkiye’nin gerçek demokrasiye geçmesi için gerekli olan parti içi demokrasi reformu, halkın dünkü tercihinin bir sonucu olarak gerçekleştirilecektir.