KONDA'dan kritik Köşk seçimi iddiası!
Abone olKONDA’nın “Nisan ayı barometre”sinde Başbakan Tayyip Erdoğan, “ilk turda cumhurbaşkanı seçilmeye en yakın aday” olarak gösterildi
KONDA Araştırma Şirketi’ne göre, Başbakan Tayyip
Erdoğan, cumhurbaşkanlığı seçimlerinde ilk turda seçilmeye en yakın
aday olurken, üç muhalefet partisi ortak bir aday çıkarırsa tablo
değişebilir.
Yerel seçimlerin ardından, Türkiye gündemi ilk kez “halk oyuyla”
yapılacak olan Cumhurbaşkanlığı seçimine odaklanırken KONDA’nın
“Nisan ayı barometre”sinde Başbakan Tayyip Erdoğan, “ilk turda
cumhurbaşkanı seçilmeye en yakın aday” olarak gösterildi.
Ayşe Sayın’ın Cumhuriyet’teki haberine göre, CHP, MHP ve HDP’nin
“kendi adayını çıkarmaları”nın Erdoğan’ın Köşk’e “rahat” çıkmasını
sağlayacağı değerlendirmesine yer verilen araştırmaya göre,
muhalefet partilerinin Erdoğan karşısındaki tek şansı “Erdoğan
karşıtları”nın etrafında birleşeceği ortak bir aday çıkarması.
Araştırmada, Erdoğan’ın Köşk’e çıkması halinde partiyi tutamayacağı
ve AKP içinde “ayrışma” sürecinin başlayacağına dikkat çekildi.
KONDA’nın “Nisan 2014 Barometresi”nde, Cumhurbaşkanlığı seçimine
dönük senaryo ve analizlere de yer verildi. Siyasi partilerin 30
Mart yerel seçimlerinden aldığı sonuçlara göre Cumhurbaşkanlığı
seçimi stratejilerini ve adaylarını “yeniden düşünmeleri” gerektiği
görüşüne yer verilen araştırmada, seçimin ikinci tura kalması
halinde, seçmenin “ittifaklara yöneleceği”ne dikkat çekildi.
KONDA’nın araştırmasında Erdoğan’ın
adaylığı halindeki olası siyasi gelişmeler şöyle
yorumlandı:
İlk turda şansı var: Erdoğan, aday olması halinde
ilk turda seçimi kazanma olasılığı en yüksek kişi. İlk turda
kazanamasa bile ikinci turda Erdoğan’ın kazanma olasılığı mevcut
koşullarda çok yüksek. Muhalefet partilerinin her biri seçime kendi
adayıyla girerse, Erdoğan için rahat bir seçim olur.
Muhalefetin şansı, partisiz aday: Seçimlerde
sadece CHP’nin ve MHP’nin birlikte hareket etmesi de muhalefet için
yetersiz kalır. HDP/BDP seçmenini yok sayarak yapılacak olan
hesaplar ikinci turda HDP/BDP seçmeninin sandığa gitmemesine neden
olur ve bu durum Erdoğan’ı cumhurbaşkanı yapar. Muhalefet,
Erdoğan’a karşı sansını ancak ve ancak bütün toplumsal muhalefetin
onay vereceği, partisiz bir isim üzerinde anlaşabilirse
yükseltebilir. Böyle bile olsa, Erdoğan kendi seçmenlerini büyük
oranda sandığa götürme yeteneğine ve kapasitesine sahipken
belirlenecek partisiz bir adayın, CHP, MHP ve BDP/HDP seçmenlerinin
ne kadarına sandığa gitme motivasyonu aşılayacağı belirsizdir.
Kutuplaştırma kaybettirebilir: Bugünkü siyasi
atmosfer bağlamında çok düşük ihtimal olsa da Erdoğan’ın aday
olması Cumhurbaşkanlığı’nı kesin kazanacağı anlamına gelmez. Seçim
süreci toplumsal kutuplaşmayı daha da derinleştirirse, seçim
Erdoğan ile “Erdoğan karşıtlığı” noktasına gelebilir. Bu durum
öngörülemez sonuçlar doğurabilir. AKP’nin MHP ve BDP/HDP tabanına
karşı kullandığı söylem ve Erdoğan’ın karşısına çıkacak adayın
niteliği, Erdoğan karşıtlığında zemin bulabilir ve MHP ve BDP
seçmenini biraz olsun ikna edebilirse, Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı
seçimini kaybedebilir.
Gölge Başbakanlık krizi olur: Erdoğan’ın
cumhurbaşkanı seçilmesi durumunda kimin başbakan olacağı sorusu öne
çıkar. Türkiye’nin geçmiş deneyimleri, cumhurbaşkanının “gölge
başbakanlık” yapma çabasının uygulanabilir olmadığını göstermiştir.
Ayrıca Erdoğan’ın cumhurbaşkanı olması durumunda anayasal
sınırlarını zorlaması; başbakan ve cumhurbaşkanı yetkilerini
kendinde toplamak istemesi olasıdır. Osmanlı Devleti’nden beri,
benzer şekilde devam eden düzeni güçlü bir “başkanlık” sistemine
çevirmek, sistem krizine yol açabilir.
Partiyi tutamaz: Cumhurbaşkanı seçilmesi halinde
Erdoğan ne kadar denerse denesin, bugünkü gibi teşkilatına ve
partisine hâkim olamayacaktır. Bu durum, AKP’de ayrışmalara yol
açar.
ABDULLAH GÜL AK PARTİ'DKİ "YENİLİKÇİ"
OLABİLİR
Erdoğan’ın Köşk’e çıkması halinde, Gül’ün “emanetçi” haline
getirilmiş bir makamı kabul etmeyeceği değerlendirmesine yer
verilen analizde, Gül’ün ne kadar “imtina ederse etsin” aktif
siyaset sahnesinde yer alacağı ve 2000’li yıllarda Fazilet Partisi
içinde yaşanan “yenilikçi-gelenekçi” benzeri bir parti içi
gruplaşmada etkin bir güç olacağı tahminine yer verildi. Erdoğan’ın
“aday olmaması” senaryosuna göre yapılan analizde ise AKP yetkili
organlarının “devamı” yönünde karar aldığı “3 dönem parti
yönetiminde görev almama” kuralının, sadece Erdoğan için
değiştirilebileceği belirtildi.