Komşu Almanlar'ın desteğini arıyor

Yunanistan Başbakanı Yorgo Papandreu, Almanya'da sanayi liderlerinin bulunduğu bir forumda yaptığı konuşmada, yatırım yapılması halinde ülkesinin içine düştüğü derin krizden çıkabileceğini söyledi.

Yorgo Papandreu, Atina'nın rekabet edebilir hale gelebilmek için eşi benzeri görülmemiş reformlar yapmakta olduğunu anlattı.

Papandreu, ülkesinin yaşadığı borç krizine çözüm yolları aramak için Almanya Başbakanı Angela Merkel'le görüşmek üzere Berlin'de bulunuyor.

Yunan başbakan, Merkel'e, ülkesinin bütçe açığını kapatmaya yönelik ilerleme kaydettiğini anlatacak.

Almanya Parlamentosu, perşembe günü Yunanistan'a sağlanan ikinci kurtarma paketini görüşüp oylayacak.

Yunanistan'a borçlarını ödeyebilmesi için ek kredi verilmesini öngören paket Temmuz ayında AB liderlerinin zirvesinde kabul edilmişti.

Yunanistan eğer Ekim ayı ortasına kadar yeni krediler alamazsa borçlarını ödeyemeyecek.

Başlıca Avrupa borsalarının sabah seansında Euro bölgesinin borç krizini çözeceğine ilişkin açıklamaların yarattığı güvenle değer kazandığı gözlendi.

Kontrollü temerrüde yalanlama

Öte yandan, Atina, Euro bölgesindeki borç krizini aşmaya yönelik yeni planlar kapsamında Uluslararası Para Fonu IMF ve Avrupa Merkez Bankası ECB ile borçlarının yarısının silinmesini görüştükleri yolunda haberleri reddetti.

Yunanistan Maliye Bakanı Evangelos Venizelos, haftasonunda IMF ve AB'den yetkililerle görüştüğü sırada 'kontrollü temerrüt' senaryosunun gündeme gelmediğini söyledi.

Uluslararası Para Fonu IMF'den sızan haberler, euro bölgesini iflas riskinden korumak için kapsamlı ve iddialı bir paketin hazırlanmakta olduğuna işaret ediyor.

Euro bölgesindeki borç krizini çözmek için hazırlanmakta olan iddialı plana göre, Yunanistan'ın borçlarının yarısı silinecek, euro istikrar fonunda borçlanmakta zorlanan ülkeler için ayrılan kaynak 2 trilyon euroya çıkarılacak.

Avrupa hükümetleri planın beş ya da altı hafta içinde hazır hale gelmesini umuyor.

BBC ekonomi editörü Robert Peston, taslak halindeki planın tamamlandıktan sonra uygulanmasının ise son derece zor olacağına dikkat çekerken, başarısızlığın faturasının cılız küresel büyümeyi resesyona, belki de daha kötüsüne dönüştürecek bir mali kriz olabileceğini kaydediyor.