Kolestrol hakkında bunlar yanlış!
Abone olKolestrol büyük bir düşman olarak gösterildi. Neredeyse azraille eşdeğer tutuldu. İşte doğru bildiğimiz gerçekler;
Uzun yıllar kolesterol konusunda çalışmalar yürüten
uzman biyolog Mevlüt Durmuş, bu konudaki yeni kitabı ''Kolesterol
ve Akıl Oyunları''nda ''yıllardır suçlu gösterilen'' söz konusu
molekül ile ilgili ilginç görüşlere yer veriyor.
Kitabında, ''Kolesterolün kalp krizine neden olmadığını, kalp krizi
geçirenlerin yarısının kolesterolünün normal olduğunu'' savunan
Durmuş, ''Yüksek kolesterol düzeyleri ile damar sertliğine bağlı
geçirilen kalp krizleri arasında doğrusal bir bağıntı
bulunmadığını'' iddia ediyor.
Daha önce kolesterol ile ilgili 4 kitabı bulunan Durmuş, yeni
kitabında, bilim adamlarının yıllardır ''suçlu'' gösterdikleri
kolesterole artık ''masum'' dediklerine dikkati çekiyor.
KOLESTROL KALP KRİZİNE NEDEN OLMUYOR
''Son dönemlerde yapılan ciddi araştırmalara göre kolesterolün kalp
krizine neden olmadığını, bu molekülün hayati bir önem
taşıdığını'' savunan Durmuş, ''Kalp krizi ve kolesterol
ilişkisini anlamak için eş zamanlı yapılan araştırmalarda, kalp
krizi geçirenlerin en az yarısının kolesterol düzeylerinin normal
olduğu'' iddiasında bulunuyor.
Kitapta, kanda tek başına gezinen kolesterol molekülleri
bulunmadığını kaydeden Durmuş, ''Eş zamanlı geçirilmiş kalp
krizlerine bakıldığında, yüksek kolesterol-kalp krizi ilişkisi
anlamını yitiriyor. Yani yüksek kolesterol düzeyleri ile damar
sertliğine bağlı geçirilen kalp krizleri arasında doğrusal bir
bağıntı bulunamıyor'' ifadesini kullanıyor.
Yüksek kolesterol düzeyinin, kanda partikül birikimini doğrudan
gösterdiği için ciddi bir tanısal değeri bulunduğuna değinen
Durmuş, kolesterolün kendisinin risk olmadığını, sadece kandaki
partikül çokluğunu ifade ettiğini belirtti.
YUMURTA, ET, SÜT, TEREYAĞI YENEBİLİR Mİ?
Durmuş, kitabına şu görüşleri savunuyor:
''Kolesterol yüksekliği konusunda son derece kesin olan bir şey
var: Hiçbir uzman veya araştırmacı kolesterol molekülünü
hastalıklar açısından birincil özne ve etken haline getiremez. Bu,
günümüzdeki tıp biliminin tarihsel bir ayıbıdır. Tek başına
kolesterol molekülleri damarlarda birikemez. Burada özne ve etken,
kolesterol molekülleri değil, kanda birikerek kolesterol
yüksekliğine neden olan, kanda kullanılamayan partiküllerdir.''
Normal kolesterol seviyesinde görülen kalp krizlerinin
istatistiklere yansıtılmadığını öne süren Durmuş, ''Normal
kolesterol düzeylerinde oluşan damar sertliğine bağlı geçirilen
kalp krizleri söz konusu kardiyologların söz ettiği dünyaca ünlü
araştırmalara (gerçek anlamda) dahil edilseydi, bugün kolesterol
risk faktörü olarak karşınıza çıkamazdı'' ifadesini kullanıyor.
YUMURTA, ET, SÜT, TEREYAĞI YENEBİLİR Mİ?
Yumurta, süt, tereyağı, et, keten tohumu, ceviz, fındık, Antep
fıstığı ve benzeri besinlerin aşırıya kaçmadığı sürece kalp başta
olmak üzere insan sağlığı için faydalı olduğunu ifade eden
Durmuş, bu besinlerin kan, kolesterol ve trigliserid
düzeyini yükseltmediğini, lipit değerlerini azaltma
ihtimallerinin ise çok daha yüksek olduğunu savunuyor.
Kolesterol teorisine göre bütün suçu karaciğere ve genlere doğru
yönlendirmenin, hastada karamsar bir durgunluk, hekimde ise hastaya
karşı çok kısa vadeli bir kurtuluş ve rahatlama ortaya çıkardığını
kaydeden Durmuş, kitabında şu görüşleri dile getiriyor:
TARKAN'IN KOLESTEROL YÜKSEKLİĞİ
''Ünlü pop şarkıcımız Tarkan'ın kolesterol yüksekliğine
de 'genetik' deyip kurtulmuşlar doktorlarımız. Her şey
genlerde başlar, gerçekten bu doğru. Fakat genler organizma
üzerindeki etkilerini en az bir organ üzerinde ortaya çıkarırlar.
Hangi organ nedeniyle bu durumun ortaya çıktığını sanırım söylemeyi
unutmuşlar.''
KOLESTEROL VE SEKS HORMONLARI
Steroidlerin organizmadaki psikolojik etkilerinin umulmadık
zamanlarda ortaya çıkabildiğini ifade eden Durmuş, ''Bir
kadını ya da erkeği çok çekici bulmamızın, sevmemizin, ona aşık
olmamızın sebepleri arasında steroidlerin bizi etkileme ve
yönlendirme gücü olduğu iddia edilirse sakın şaşırmayın. Steroid
hormonlarımız psikolojik yapımızı etkileyebilir''
değerlendirmesinde bulunuyor.
Steroid hormonlarından östrojen ve testosteronun, hem kadın hem de
erkeklerde kemik ve kas gelişimi metabolizmasında, beyin
fonksiyonlarının düzenlenmesinde, D vitamini kullanımında, kalsiyum
metabolizmasında ve daha bir çok alanda rol oynadığına değinen
Durmuş, fakat bu hormonların daha ziyade seks hormonları olmaları
nedeniyle dikkatleri üzerine çektiğini belirtiyor.
Durmuş, kitabında, ''Burada tıp bilimleri açısından hedef,
insanlarda yaşla birlikte ortaya çıkan steroid eksikliğini
olabildiğince azaltmaktır. Yöntem doğal olmadığı, yani
kolesterolden başlamadığı için bazı öngörülmeyen riskler elbette
kaçınılmazdır'' iddiasında bulunuyor.
''GERÇEKLERİN ORTAYA ÇIKMASI KAÇINILMAZ''-
Durmuş, kendisinin de yıllardır yanlışlığını
savunduğu, kolesterol ile ilgili bazı yerleşik görüşlerin yapılan
araştırmalarla çürütüldüğünü, son olarak kan kolesterol seviyesinde
önemli bir artışa yol açmadığı belirlenen yumurtanın
''aklandığını'' söyledi.
Kitabını kolesterol gerçeğiyle yüzleşilmesi için kaleme aldığını
ifade eden Durmuş, kolesterol konusundaki gerçeklerin er ya da geç
ortaya çıkmasının ''kaçınılmaz'' olduğunu belirtti.
Kolesterol konusundaki farklı, yerleşik teorilere karşı düşünceleri
nedeniyle zaman zaman eleştiriye uğradığını ifade eden Durmuş,
''Çünkü düşüncelerim kolesterol ile ilgili var olan görüşlere karşı
sıra dışı bir yaklaşımı zorunlu kılıyor'' diye konuştu.