Kolajen vücudun yapı iskelesinin hammaddesidir. Temel görevi bağ dokusunu güçlendirmek ve vücut bütünlüğünü korumaktır. Cilt dışında kemik, eklem, tendon ve kaslarda da bol miktarda kolajen bulunur. Cildin orta tabakası olan “dermiş”in %70-80’i kolajendir. Cildin güçlenmesini, elastik olmasını ve su tutma kapasitesini etkileyen önemli faktörlerin başında kolajen gelmektedir.20 yaştan sonra her yıl kolajenin yüzde 1'i kaybediliyor Yaşlandıkça kolajen üretimi azalır ve özellikle 20 yaşından sonra her yıl yaklaşık %1’i kaybedilmektedir. Bunun sonucunda da cilt elastikiyetini yitirir, ciltte kuruma, sarkma, kırışıklıklar, güneş lekeleri, ince cilt ve kırılgan tırnaklar ortaya çıkar. Kolajen yaşlanma belirtilerini hafifleterek, kişinin daha parlak, canlı bir cilde sahip olmasına ve daha genç görünmesine yardımcı olur. Düzenli kolajen kullanımında başarılı sonuçGünde 1 gr olmak üzere 12 hafta alım sonrası deri kuruluğunda %76, çizgilerde %12 azalma, deri kan akımında iyileşme ve kolajende %6 artış tespit edilmiştir. 8 çalışmayı ele alan bir derlemede ise kolajen takviyesinin deri yaşlanmasında azalma, deri elastisitesinde artış, hidrasyon (su tutma), dermal kolajen yoğunluğunda artış sağladığı sonucuna varıldığı bildirilmektedir. Kolajen takviyesinin genellikle güvenli olduğu ve bildirilmiş bir yan etkisi olmadığı belirtilmektedir. Ancak tüm bunları kanıtlayacak geniş kapsamlı bilimsel çalışmalara ihtiyaç vardır. Bununla birlikte kolajen takviyesinin tıbbın farklı alanlarında ümit verici olduğu düşünülmektedir.Ürün seçimine dikkat edinKolajen takviyeleri tablet, kapsül, toz, sıvı ve hatta sakız olarak bulunabilmektedir. Takviyenin kolajen içeriği tercihen 10gr veya en az 5 gr olmalıdır. Kolajen sentezine destek olması açısından alınan takviyenin bakır, çinko, C vitamini içermesi etkinliğini artırabilir. Kolajen takviyelerinin daha çok emilebilmesi ve yüksek biyolojik yararlanımın sağlanabilmesi için düşük molekül ağırlıklı (3000 dalton civarında ) kolajenlerin tercih edilmesi doğru bir seçim olacaktır. Kullanmadan önce doktorunuza muhakkak danışın Kolajen takviyesine başlanmadan önce doktora danışılması çok önemlidir. Özellikle hamileler, emziren anneler, deniz ürünlerine, sığır-tavuk etine alerjisi olanlar ve diyabet hastaları da bu ürünler nedeniyle istenmeyen etkilerle karşılaşabilmektedir.Kolajen dokuyu harekete geçirmek için önemli önerilerSadece bir besin takviyesi kullanarak mucizevi bir etki beklenmesi doğru bir yaklaşım değildir. İlk yapılması gereken var olan kolajeni korunmaktır. Kendi kolajeninizi korumak için; -Egzersiz, kolajen yapımına destek veren en etkili yoldur. Düzenli egzersiz yapın.-Sağlıklı ve dengeli beslenerek; protein, vitamin ve mineralleri gerçek gıdalardan almaya çalışın.-Kemik suyu, yumurta, balık, fasulye gibi yiyecekler bu konuda idealdir. Kolajen üretimini artırmak ve var olanı korumak için etkili yollardan biri de bir vitamin A türevi olan retinol kullanmaktır. Retinol yanında vitamin C serumlar da antioksidan etki ile kollajen yıkımını azaltır.-Cildinizi kolajen yıkımından korumak için sigarayı bırakın, güneşten mutlaka korunun, düzenli ve yeterince uyuyun, şeker ve rafine edilmiş ürün tüketmeyin.-Deride kolajen üretimini uyaran lazer, fraksiyonel radyofrekans (altın iğne), dermapen, dermaroller, PRP uygulamaları bir dermatoloji uzmanı tarafından yaşa ve ihtiyaca göre seçilerek düzenli olarak uygulanmalıdır.