Kök hücre ile kanseri yendiler
Abone olTürkiye'de birçok hastaya kök hücre nakli yapılarak hastaların çoğunun yaşamını sürdürmesi sağlandı.
Türkiye'de 1978 yılından bu yana 2 bin 860 kanser hastasına kök
hücre nakli yapıldığı ve hastaların büyük çoğunluğunun yaşamını
sürdürdüğü bildirildi. Ankara Üniversitesi (A.Ü) Tıp Fakültesi
Hematoloji Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Günhan Gürman, A.A
muhabirine, hastane bünyesinde 1988 yılında kurulan Kök Hücre Nakli
Ünitesi'nde yaptıkları çalışmalar hakkında bilgi verdi.
''Hematopoietik Kök Hücreler''in, kandaki hücreleri
oluşturabildiğini ve daha çok kemik iliğinde bulunduklarını
belirten Prof. Dr. Gürman, kan hücrelerinin bir kısmının, vücudun
organlarına oksijenin aktarılması, bir kısmının vücudun
mikroorganizmalara ve diğer yabancılara karşı mücadele edilmesi
görevini üstlendiklerini, bir kısmının da kanın pıhtılaşmasını
sağladığını anlattı. Gürman, kök hücrelerin ve onlardan oluşan
bağışıklık sisteminin organların içinde de bulunduğunu ve eskiden
''kemik iliği nakli'', günümüzde ise ''kök hücre nakli'' olarak
adlandırılan nakilde, normal bir organ naklinden daha farklı işlem
yürütüldüğünü vurguladı. -''DÜNYADA İLK KEZ 1957 YILINDA YAPILDI''-
Kök hücre nakli yapılırken, mutlaka hastaya uygun doku tipinin
bulunması ve bağışıklık sistemini baskılayan ilaçların kullanılması
gerektiğine işaret eden Gürman, ''Aksi halde, verilen ilik anında
vücuttan atılıyor. 1957 yılında insanda kök hücre nakli
denendiğinde, bu iki kritere dikkat edilmediği için başarı
sağlanamadı'' diye konuştu. -KANSERE KÖK HÜCRE İLE ÇÖZÜM- Bilimin
gelişmesiyle zaman içinde başkasından alınarak verilen kök
hücrelerin yalnız eksik, hastalıklı olan iliğin yerini almadığının,
aynı zamanda vücutta habis bir hastalık varsa onu da etkilediğinin
saptandığını kaydeden Gürman, şunları söyledi: ''Örneğin, bir
kişide kan kanseri veya diğer bir organın habis hastalığı varsa,
kök hücreler bağışıklık özellikleriyle hastalığı ortadan
kaldırabiliyorlar. Bu etki dolayısıyla, kanserli hastalarda
immünoterapi (bağışıklığı öne çıkararak hastalığı iyileştirme) öne
çıkmaya başladı.'' Kök hücre naklinin, vücutta olmayan hücrelerin
vücuda verilmesi gibi bir amaçla da kullanıldığını ifade eden Prof.
Dr. Gürman, vücuda verilen hücrelerin her yere yerleşebildiklerini
ve vücuttaki hücrelerin eksik fonksiyonlarının ortadan kalkmasını
sağlayabildiğini bildirdi. Prof. Dr. Gürman, ağır bir hastalık olan
talasemi (Akdeniz anemisi) ve orak hücre hastalığında da bu
yöntemin kullanılabildiğini belirterek, ''Örneğin orak hücre
hastalığında, hastaya başkasının sağlam hücreleri yüzde 2-3
oranında bile verilirse hasta iyileşebiliyor'' diye konuştu. Prof.
Dr. Gürman, kök hücre naklinin, kanser hastalarında bağışıklığı
kuvvetlendirerek hastalığı ortadan kaldırmak, kemik iliğinin ağır
hastalıklarında kemik iliğini sağlamıyla değiştirmek, olmayan kemik
iliğini yerine koymak, kemik iliği ile alakası olmasa bile vücutta
tüm hücreleri ilgilendiren bazı anormalliklerde vücutta yeni sağlam
hücrelerin konuşlanmasını sağlamak için en uygun yol olduğunu ifade
etti. -KEMOTERAPİ ÖNCESİ KÖK HÜCRE SAKLAMA- Doku grubu uyan
birisinden (kardeş veya aile dışı) yapılan nakle ''allojeneik'',
hastanın kendisinden alınan kök hücrenin bir süre saklanarak
nakledilmesine ise ''otolog'' nakil denildiğini anlatan Gürman,
otolog nakilde amacın, yüksek doz kemoterapi alması gereken bir
hastanın kök hücrelerinin zarar görmesini engellemek olduğunu
bildirdi. Prof. Dr. Gürman, yöntemi şöyle anlattı: ''Yüksek doz
kemoterapi verdiğinizde iyi olacağını bildiğiniz lenf kanseri veya
diğer vücut organlarının habis hastalıklarında, yüksek doz ilaç,
kemik iliğine yan etki yapıyor ve kemik iliğini ortadan kaldırıyor.
Bu da hastanın hayatını tehdit ediyor. Bu yöntemle siz önceden
hastanın kendi kemik iliğini sağlama alıyorsunuz, yüksek doz ilacı
hastaya veriyorsunuz, sonradan kemik iliğini tekrar veriyorsunuz.
Burada asıl amaç, yüksek doz ilaç tedavisinin kemik iliği üzerine
yan etkisini ortadan kaldırmak.'' -TÜRKİYE'DE 25 YILDA 2 BİN 860
NAKİL- Kök hücre naklinin, Türkiye'de ilk kez 1978 yılında
Hacettepe Üniversitesi, 1986'da Gülhane Askeri Tıp Akademisi (GATA)
ve 1988'de de Ankara Üniversitesi'nde yapıldığını kaydeden Gürman,
1978'den bu yana toplam 2 bin 860 hastaya otolog veya allojeneik
nakil yapıldığını bildirdi. Bunların yaklaşık 600'ünün kendi
ünitelerinde yapıldığını söyleyen Gürman, nakillerin başarı
oranının hastalıklara göre değiştiğini, Türkiye'deki başarı
ortalamasının dünya istatistikleriyle aynı olduğunu vurguladı.
Hastaların büyük çoğunluğunun yaşamına devam ettiğini belirten
Gürman, ''1970'lerde akut lösemi çaresiz bir hastalıkken, şimdi
yüzde 60'a varan kurtulma şansı veriliyor'' diye konuştu. -''NAKİL
İÇİN YURTDIŞINA GİTMEK ANLAMSIZ''- Türkiye'de 29 merkezde yapılan
kök hücre naklinin maliyetinin 25-45 bin ABD Doları arasında
değiştiğini, yurtdışında ise maliyetin 200-400 bin ABD Doları'nı
bulduğunu bildiren Prof. Dr. Gürman, çok nadir belli bazı durumlar
dışında nakil için yurtdışına gidilmesinin anlamsız olduğunu dile
getirdi. -KÖK HÜCRE NAKLİ YAPILANLAR BULUŞACAK- Bu arada, A.Ü Tıp
Fakültesi Hematoloji Bilim Dalı Kök Hücre Nakli Ünitesi'nde kök
hücre nakliyle hayat bulan hastalar, yarın biraraya gelecek. İbni
Sina Hastanesi konferans salonunda düzenlenecek etkinlikte,
hastalar, yakınları ve kendilerini sağlıklarına kavuşturan doktor,
hemşire ve diğer personelle yeni yaşamlarını kutlayacaklar.
Hematoloji Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Hamdi Akan, kök hücre
naklinin, hasta, hasta yakını ve nakil ünitesi çalışanlarının
işbirliğini gerektiren bir uygulama olduğunu, bu nedenle yılda bir
kere de olsa farklı ortamlarda birlikte olma ve bu karşılıklı
dayanışmayı güçlendirme düşüncesiyle hastalarla biraraya
geleceklerini bildirdi. -YILDA 60-70 NAKİL- Kök hücrelerin, sıvı
azot tankları içinde, çok uzun süre olmamak kaydıyla saklandığı
ünitede, halen 6 yatakla yılda 60-70 kök hücre nakli yapılan
200'den fazla hastaya poliklinik hizmeti veriliyor. Uluslararası
Doku Bilgi Bankası üyesi olan, buradaki veri tabanına internet
aracılığıyla ulaşılan ünitede, hastalara uygun ilik Türkiye'de
bulunamadığında yurtdışından doku aranıyor ve uygun kök hücre
bulunarak Türkiye'ye getiriliyor.