Koçyiğit'ten Semra hanım yorumu
Abone ol187 yapıma imza atan Türk Sineması'nın ünlü oyuncusu Hülya Koçyiğit, virüs gibi yayılan reality programlarını değerlendirdi.
Siyah-beyaz Türk filmlerinden toplumun sorunlarını anlatan
sosyal içerikli filmlere kadar 187 yapıma imza atan Türk
Sineması'nın ünlü oyuncusu Hülya Koçyiğit ile ''İkinci Bahar''
dizisinde ''Kasap Melahat'' karakteriyle sevilen ve pek çok
tanınmış dizinin senaryoya imza atan Meral Okay, ''Roller, Modeller
ve Biz Kadınlar'' adlı panelle Başkent'e konuk oldu. Uçan Süpürge
Uluslararası Kadın Filmleri Festivali kapsamında Alman Kültür
Merkezi'nde düzenlenen paneli yöneten Okay, bugüne kadar sinemada
ve beyazcamda kadınların fedakar anne, uyumlu, saygıdeğer,
tevekküllü ve birleştirici olarak görüldüğünü, ancak gerçeğin böyle
olup olmadığı üzerinde düşünülmesi gerektiğini söyledi. Kadınları
etiyle, kanıyla hayatın içinden varlıklar olarak görmek gerektiğini
belirten Okay, toplumdaki aile, inanç, cinsellik gibi tabulara
başkaldıran, mücadele eden, yara alan ve ''kara koyun'' olmayı
kabul edenlerin ''kahraman'' sıfatını elde ettiğini kaydetti.
Hayatla çatışmayanların ise ancak ''anti kahramanlar''
olabileceğini ifade eden Okay, televizyon ekranlarında günde
ortalama 200 kanal ve görüntünün insanın karşısına çıktığını,
bilinçaltında yer edinenlerin ise bu ''kahramanlar'' olduklarını
belirtti. Televizyon ekranlarını adeta işgal eden yarışma
programlarının da farklı bir dünya sunduğunu dile getiren Okay,
''Yarışmadaki Semra Hanım gibi bir karakteri hiçbir senaryo yazarı
kurgulayamaz. Burada hayat kurgunun önüne geçiyor ve filtresiz, tüm
çıplaklığıyla görülüyor. Pornografi sadece cinsellikle olmaz. Bu
yarışmalardaki vahşet tek kelimeyle pornografidir'' dedi. Bu
''vahşetin'' dozunun giderek arttığını belirten Okay, ''Bir
zamanlar televizyonda bir kadın bayıldığında hepimiz hayret
ediyorduk. Ama şimdi birbirine bardak atanlar, bıçak çekenler var.
Sonunda orada birbirlerini katledecekler'' diye konuştu. Ünlü
oyuncu Hülya Koçyiğit de, aynı konuya değinerek bu programların
gençler için yanlış modeller teşkil ettiğini söyledi. Koçyiğit,
''Gençlerin bunları rol model almasından müthiş korkuyorum. Bu
yarışmaların yapılacağı daha anons edilir edilmez onbinlerce kişi
başvuruyor. Bu da beni ayrıca endişelendiriyor'' sözleriyle
görüşlerini dile getirdi. -''FİLMLERİM UĞRUNA SAHNEYE ÇIKTIM'' Türk
Sineması'nın serüveni içerisinde ilk olarak Hollywood filmlerinden
etkilendiğini ve bu yaşam biçimlerinin taklit edildiğini belirten
Koçyiğit, daha sonra değişen anlayışla beraber kendisinin de
toplumda yaşayan, ailesine düşkün, emeğinin, ürettiğinin
karşılığını almak isteyen ve bunları yaparken de ezilen kadının
hikayesini işlemeye yöneldiğini belirtti. Henüz 15 yaşındayken ilk
filmi olan ''Susuz Yaz''da rol aldığını ve o zamanlar gerekli
bilinci henüz taşımadığı için yönetmenin çabalarıyla rolün altından
başarıyla kalktığını anlatan Koçyiğit, sonraki yıllarda kendisinin
kadının sorunlarını işleyen film projelerine imza attığını söyledi.
Bu filmler arasında ''Kurbağalar'', ''Derman'' ve ''Firar'' adlı
yapımların başı çektiğini ifade eden Koçyiğit, ''Ben bu filmleri
yapabilmek için sahneye şarkı söylemeye çıktım. Bu filmlere
inandığım için onları yaptım. Ancak biliyorum ki bu filmler hala
yaşıyor'' dedi. Günümüzde insanların kendi yaşamadığı hayatları,
kendinde olmayanları ekranda ve beyazperdede görmek istediğini dile
getiren Hülya Koçyiğit, ''İnsanlar artık 'bana benim yaşamımı
anlatma, ben zaten bu sancıları yaşıyorum. İçimi açan şeyler, aşk
filmleri istiyorum, zengin dünyaları görmek istiyorum' diyorlar. Bu
da televizyonun görevi oldu ve televizyonlar da bunu yapmaya
başladı'' diye konuştu. -KONUK ALMAN YÖNETMEN- Festivalin
konuklarından Alman kadın yönetmen Ulla Stöckl de filmlerinden
örnekler vererek filmlerde kadın modelini masaya yatırdı. Ne
istediğini bilen kadınların hayatta başarılı olabileceğine dikkati
çeken konuk yönetmen, ''Ancak erkekler olmadan da olmuyor.
Erkeklerden isteğimiz bizi engellemesinler, önümüzü tıkamasınlar.
İstediklerimizi başardığımız zaman da bizi kıskanmasınlar.
Birlikte, omuz omuza yürüyelim'' dedi.