Kocasının sevgilisinden tazminat istedi

İzmir'de Asliye Hukuk Mahkemesi'ne başvuran A.S., 1990'da evlendiği eşi Pilot Binbaşı Murat S.'nin 2000 yılında İzmir'e atandığını ve internette tanıştığı T.A. ile aşk yaşamaya başladığını söyledi.

T.A.'nın, eşinin evli olduğunu bilmesine rağmen ilişkiyi sürdürdüğünü öne süren A.S., şu iddialarda bulundu:

"Eşimin çocuk sahibi olması mümkün değildi. Ama T.A. onu bu zaafını kullanarak kendisine bağlamak için hamile olduğuna dair rapor getirdi. Eşim evi terk etti. Ruhsal çöküntüye sürüklendim. İntihara bile teşebbüs ettim. Eşim hatasını anlayıp eve döndü ama vicdan azabı çektiği için zehir içip kollarımda öldü." A.S. bu suçlamaların ardından T.A.'dan 10 bin lira tazminat istedi.

'SOSYAL DEĞERLERE SALDIRI'

T.A., binbaşı Murat S.'nin ölümünün ardından babasız büyümesini istemediği için bebeği aldırdığını öne sürdü. Yerel mahkeme A.S.'nin manevi zarara uğramasının, eşinin sevgilisi T.A.'nın eylemiyle ilgisinin olmadığına, zararın evlilik birliğine aykırı davranan kocadan kaynaklandığına karar vererek davayı reddetti. A.S.'nin kararı temyiz etmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 4. Hukuk Dairesi, eşlerden birinin aldatmasının, diğer eşin sosyal kişilik değerlerine saldırı niteliği taşıdığını, evliliği bilerek bu eyleme katılan kişinin de doğan zarardan sorumlu olduğunu belirtti. Yargıtay, T.A.'nın, Murat S. ile evli olduğunu bilerek ilişkiye girdiği için manevi tazminatla sorumlu tutulması gerektiğine hükmetti. Ama yerel mahkeme, ilk kararında direnince dosya bu kez Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'na gönderildi. Genel Kurul da Hukuk Dairesi'nin verdiği kararın doğru olduğunu belirterek, A.S.'ye tazminat ödenmesine karar verdi. Bu kararla, aldatılan eşlerin, "üçüncü kişiye" tazminat davası açma ve kazanma yolu da açılmış oldu. Şimdi yerel mahkeme, A.S.'ye ne kadar tazminat ödeneceğine karar verecek.