Kocasını erkek sevgilisiyle bastı!

Abone ol

Kadın önce MSN kayıtlarını gördü. Sonra Kocasının erkek sevgilisinin karısıyla bir olup ikisinin de foyasını açığa çıkardılar...

Genç kadın internette kocasının erkek arkadaşına yazdıklarını görünce şok oldu. Adam çocukluk arkadaşım diye tanıttığı erkeğe "kokunu özledim, kazağınla yatıyorum" diye yazmıştı.

Ankara 3. Aile Mahkemesi'nde açılan boşanma davası dosyasına yansıyan ilişkide, genç kadın G.A. bir süre sonra kariyerini geliştirmek için ABD'ye gitti. Eşi E.A.'yı da yanına aldı.

G.A. bir yandan okuyup, bir yandan da çalışarak iş bulamayan ve zamanını bilgisayar başında geçiren kocasına baktı. Bir gün iş yerinden erken çıkan genç kadın eve geldiğinde eşinin evde olmadığını, bilgisayarın ise açık olduğunu fark etti.

ERKEK ARKADAŞINA 'KOKUNU ÖZLEDİM' YAZMIŞ

Bilgisayarda kocasının, çocukluk erkek arkadaşı A.S.'ye, "Kokunu özledim senin kazağınla yatıyorum" şeklinde mesajlarını görünce şok oldu !

Aynı günlerde genç kadın ortak arkadaşlarından, eşinin gay barlara gittiğini de öğrendi. Çift bir süre sonra Türkiye'ye döndü. Türkiye'de yaşamaya başlayan çift arasında sorunlar yaşanmaya başladı. Türkiye'ye döndükten sonra kocasının erkek arkadaşı daha çok zaman geçirmeyi tercih edince kadın, eşinin erkek arkadaşı A.S.'nin karısı C.S. ile de tanıştı.

YOKSA BUNLAR GAY Mİ?

Bu süre içinde iki koca sık sık "İhale var, biz il dışına çıkıyoruz" diyerek, birlikte seyahate gittiler. Bu durumdan rahatsız olan A.S.'nin eşi C.S., "Yoksa bunlar gay mi?" diyerek şüphesini ortaya koydu. İki kadın, eşlerinin bilgisayarlarında, kocalarının birbirlerine yazdıkları e-mailler, MSN konuşmaları ile sevgili olduklarına dair kanıt içeren fotoğrafları bulunca, boşanma davası açtı.

CİNSEL İLİŞKİ İSTEMİYOR

Genç kadın, dava dilekçesinde cinsel ilişki isteğinin kocası tarafından yerine getiremediğini belirterek, 250 bin TL maddi ve 800 bin TL manevi tazminat ile 5 bin TL de tedbir ve yoksulluk nafakası istedi.

Dosya için ABD'den tanıklar bile dinlendi. İki yıl süren dava sonrasında mahkeme, kocanın evlilik birliğinin temel gereklerini yerine getiremediği gerekçesiyle çifti boşadı, kocayı nafaka ve tazminata mahkum etti. Hakim Çetin Durak davanın evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki nedenine dayalı boşanma davası olduğuna dikkat çekerek 'Kişilik hakları zedelendi' dedi.

VİCDANSIZ ANNENİN KORKUNÇ SIRRI

[PAGE]

VİCDANSIZ ANNENİN KORKUNÇ SIRRI


İzmir'de, iki yıl önce gayrimeşru ilişki sonrası hamile kalan bir kadın, iddiaya göre 112 Acil Servis'te hemşire olan kız kardeşinin yardımıyla doğurduğu bebeğini ölüme terk ettikten sonra annesinin mezarına gömdü.

Olay, iki yıl sonra bir ihbar sayesinde ortaya çıktı. Anne gözaltına alınırken, kemikleri bulunan talihsiz bebeğin cesedi Adli Tıp Kurumu'na gönderildi.

İzmir'de, G.T. isimli kadın, gayrimeşru bir ilişki sonrası hamile kaldı. Bebeği aldırmak için geç kalan kadın, uzun süre gebeliğini ailesinden sakladı.

ODADA ÖLÜME TERK ETTİ

Gebeliğin son dönemlerinde çaresiz kalan G.T., 112 Acil Servis'te hemşire olarak çalışan kız kardeşi F.T'ye durumu anlatarak yardım istedi. İddiaya göre kız kardeşinin Karataş semtinde bulunan evinde suni sancı verilerek doğum gerçekleştirildi. Olması gereken tarihten önceki bir tarihte suni sancı verilerek ve bazı tıbbı yöntem kullanılarak erken doğması sağlandığı için bebeğin kendiliğinden ölmesine karar veren anne G.T. bebeği başka bir odaya koyarak ölüme terk etti.

BEBEK AĞLAYA AĞLAYA ÖLDÜ

Başka bir odaya alınıp ölüme terk edilen bebek saatlerce ağlayarak öldü. G.T. ve kardeşi bebeğin cesedini daha önce kaybettikleri annelerinin mezarını yüzeysel kazarak bir poşet içinde gömdüler.

Olayın üzerinden iki yıl geçtikten sonra İzmir Emniyet Müdürlüğü'ne olay bildirildi. İhbar üzerine harekete geçen Cinayet Büro Amirliği ekipleri yaptıkları soruşturma sonucunda, bebeğin gömüldüğü iddia edilen mezarı tespit etti. Harmandalı Mezarlığı'nda bulunan G.T.'nin annesine ait mezarda yapılan kazıda bebeğe ait kemik parçaları bulunarak İzmir Adli Tıp Kurumu'na gönderildi.

İDDİALARI KABUL ETMEDİ

Gözaltına alınan anne G.T.'nin verdiği ifadede, "bebeği tek başına kardeşinin evinde altı aylıkken ilaç içerek doğurduğunu, bebeğin ölü doğduğunu bu yüzden kimseye söylemeden gömdüğünü söylediği" öğrenildi. G.T. adliyeye sevk edildi.

Bu arada G.T.'ye doğum sırasında yardımcı olduğu iddia edilen hemşire kız kardeşi F.T.'nin yakalanması için çalışma başlatıldı.

F.T.'nin artık hemşirelik yapmadığı ve yaşamını İngiltere'de sürdürdüğü yolunda bilgiler alındığı öğrenildi.

AYNI GÜN DOĞUP AYNI GÜN ÖLDÜLER

[PAGE]

AYNI GÜN DOĞUP AYNI GÜN ÖLDÜLER

Diyarbakır’ın Bağlar ilçesinde istemediği halde dayısının oğlu ile evlendirilmek istendiği iddia edilen 21 yaşındaki ikiz kız kardeşten biri, 5. kattan atlayarak intihar etti. Kardeşinin peşinden atlayan diğer kız da yaşamını yitirdi.

Alınan bilgilere göre, Çınar ilçesine bağlı İncirtepe köyünde oturan ve dayısının oğlu ile evlendirilmek istendiği öne sürülen Hediye D, ikizi olan kız kardeşi Kadriye D. ile birlikte nişan alışverişini yapmak üzere Bağcılar Mahallesi Sento Caddesi’nde bulunan ağabeylerinin evine geldi.

Nişanı yapılacak olan Hediye D, sabah saat 05.00 sıralarında ağabeyinin oturduğu apartmanın 5. katından atladı. Bunu gören ikizi Kadriye D. de kendisini kardeşinin arkasından boşluğa bıraktı. Hediye D. olay yerinde hayatını kaybederken, yaralı olarak yakınları tarafından Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Araştırma Hastanesine kaldırılan Kadriye D. müdahalelere rağmen kurtarılamadı.

Hediye D’nin cenazesi Eğitim Araştırma Hastanesinde, kardeşi Kadriye D’nin cenazesi de Dicle Üniversitesi Hastanesi morguna otopsi yapılmak üzere kaldırıldı.

Olayla ilgili Hediye ve Kadriye D. kardeşlerin bazı yakınlarının gözaltına alındığı, olayla ilgili geniş çaplı soruşturma başlatıldığı bildirildi.

Demirel kardeşlerin anneleri ile bir kız kardeşleri ve dayılarının kızlarının 1997 yılında Çınar ilçesi yakınlarındaki Göksu Baraj Göleti’nde yün yıkamak isterken boğuldukları, babalarının daha sonra yeniden evlendiği öğrenildi.

ÇOCUK KOĞUŞUNDA TECAVÜZ

[PAGE]

ÇOCUK KOĞUŞUNDA TECAVÜZ

Samsun E Tipi Cezaevi Çocuk- 2 Koğuşu'nda gasp suçundan tutuklu olan 17 yaşındaki C.K., hırsızlık suçundan tutuklu 15 yaşındaki A.K.'ya, banyoda tecavüz etti.

Koğuşta kalan çocukların C.K.'dan korkmaları ve ses çıkarmamaları üzerine bir süre gizli kalan olay, geçen yıl Eylül ayında açık görüşte ortaya çıktı.


Çocuklar arasındaki söylentiler üzerine harekete geçen cezaevi yönetimi, tecavüz olayını ortaya çıkardı. Soruşturma sonucu C.K. hakkında ‘cinsel istismar', ‘cinsel amaçlı alıkoyma' ve ‘tehdit' suçlarından dava açıldı.

BİR KOĞUŞTA 8 ÇOCUK

Olay, Samsun E Tipi Kapalı Cezaevi'nde 8 kişinin kaldığı Çocuk-2 Koğuşu'nda meydana geldi. İddialara göre gasp suçundan 13 yıl 4 ay hapis cezasına çarptırılan ve çok sayıda suç kaydı bulunan C.K., geçen yılın Eylül ayında gece herkesin uyuduğu sırada hırsızlık suçundan aynı koğuşta bulunan A.K.'nın yanına gitti.

AĞZIYLA ELİNİ KAPATIP BANYODA TECAVÜZ ETTİ

C.K., uyandırdığı A.K.'nın ağzını eliyle kapadıktan sonra zorla alt kattaki banyoya götürdü. Burada A.K.'nın ellerini arkadan bağladıktan sonra elbiselerini çıkarıp, ölümle tehdit ederek tecavüz etti. Koğuştaki bu olay uyanan diğer çocuklar tarafından da görüldü. Diğer çocuklar da C.K.'dan korktukları için kimseye bir şey söyleyemedi. Geçen yıl eylül ayındaki Ramazan Bayramı'nda yapılacak olan açık görüş öncesinde yapılan rutin kontrollerde çocuklar arasında söylentiden yola çıkan cezaevi yönetimi, tecavüz olayını ortaya çıkardı.

SUÇLAMALARI KABUL ETMEDİ

Sorgulama sırasında C.K. suçlamaları kabul etmeyerek, kendisine iftira atıldığını ileri sürdü. C.K., “Koğuşta bana küfür ettiği için onu dövdüm. O da bana bu iftirayı atıyor” dedi. Ancak, A.K. olayı detaylarıyla anlattı. C.K.'nın kendisine tecavüz ettiğini söyleyen A.K. “Geceyarısı beni uyandırdı. Ağzımı kapatıp, sürükleyerek banyo yaptığımız alt kata götürdü. Nereden bulduğunu bilmediğim iple ellerimi arkadan bağladı. Daha sonra da tecavüz etti. Kimseye söylemeyeyim diye de ölümle tehdit etti” dedi.

40 YILA KADAR HAPSİ İSTENİYOR

Soruşturmayı yürüten Cumhuriyet Savcısı koğuşta bulunan diğer çocukların ifadesini aldı. Onlarında olayı doğrulaması üzerine savcı, C.K. hakkında Samsun 1'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde ‘cinsel istismar', ‘tehdit', ‘cinsel amaçlı alıkoyma' suçlarından toplam 40 yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açtı. Olaydan sonra hırsızlık suçundan yargılanan A.K.'nın bir süre sonra tutuksuz yargılanmak üzere tahliye olduğu, C.K.'nın halen tutuklu olduğu belirtildi.

KAMYONET DUVARDA ASILI KALDI

[PAGE]

KAMYONET DUVARDA ASILI KALDI

Trabzon'un Akçaabat ilçesinde freni boşalan araç, 13 metrelik duvarın üstünde asılı kaldı.

Abdulkadir Yurdakul (31) yönetimindeki 61 KN 589 plakalı kamyonet, hidrolik sisteminin boşalması nedeniyle, Dürbinar Mahallesi'nde, kontrolden çıktı.

Freni boşalan araç, Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Akçaabat Meslek Yüksek Okulu'nun yaklaşık 15 metrelik duvarında asılı kaldı.

Vatandaşların yardımıyla araçtan çıkartılan sürücü ve yanındaki 2 kişi, kazadan yara almadan kurtuldu

CİNAYETİN NEDENİ FİİLİ LİVATA

[PAGE]

CİNAYETİN NEDENİ FİİLİ LİVATA

Afyonkarahisar’da öldürüldükten sonra cesedi parçalanarak, şehrin 3 değişik yerine atılan Kemal Gözel’in katil zanlısı Serhan Hasar’ın (32), cinayeti kendisine "fiili livata" yoluyla tecavüz edilmesi nedeniyle işlediğini, cesedi ise taşıyamadığı için parçaladığını söylediği öğrenildi.

Zanlı, olay günü öldürdüğü Kemal Gözel’in önce cinsel organını kestiğini, sonra da bıçaklayarak, öldürdüğünü itiraf etti.

Eşi hemşire olan katil zanlısı, olayı önce Adıyaman’daki annesine anlattığını ve annesinin Afyonkarahisar’a gelmesiyle, annesi ile birlikte Emniyet Müdürlüğüne giderek, teslim olduğunu ifade etti.

Yıllık izinini kullanan hemşire eşinin, Manisa’nın Salihli ilçesindeki ailesinin yanına gittiğini belirten zanlı, durumu telefonla eşine anlatamadığını, çocuğunun sesini duyduktan sonra telefonu kapattığını bildirdi.

FİİLİ LİVATA YOLUYLA TECAVÜZ ETTİ

Afyonkarahisar’a eşinin tayini nedeniyle 2006 yılında geldiğini belirten Hasar, sürekli bir işi olmaması nedeniyle amele pazarında iş aradığı bir sırada, yaklaşık 2 ay önce Kemal Gözel ile bir cami avlusunda tanıştıklarını anlattı.

Olay günü yine cami avlusunda bir araya gelerek, iş konuşmak için birlikte eve geldiklerini belirten zanlı, evde yaşadıklarını şöyle anlattı: "Kendisinin bir inşaat aldığını belirterek, beni de yanında çalıştırabileceğini söyledi. Cami avlusunda bana bir sigara verdi. Biraz oturduktan sonra başım ağrımaya başladı, eşimin de nöbetçi olması nedeniyle ’eve gidelim çay içelim orada konuşalım’ dedim. Eve giderken bir bakkalın önünde indik ve bir şeyler aldık. Eve gittiğimizde ise ben kola içtim, o da şarap içti. Bu sırada ben de ona bir kaç kez mutfaktan buz ve ekmek getirdim. Başımın ağrısı geçmediği için bana kola içmemi ve başımın ağrısına iyi geleceğini söyledi. Ben de onun bana verdiği kolayı içtim. Kola içtikten sonra duramaz hale gelince, kanepeye uzandım. Kendimden geçmişim." Uyandığında ise Kemal Gözel’in kendisini çırılçıplak soyduğunu ve kendisinin üzerinde olduğunu ileri süren Serhan Hasar, kendisinin bıçakla önce cinsel organını kestiğini, sonra da çeşitli yerlerinden bıçaklayarak öldürdüğünü itiraf etti.

"CESEDİ TAŞIYAMADIĞIM İÇİN PARÇALADIM"-

Öldürdüğü Kemal Gözel’in elindeki bıçağı almaya çalışırken, elinin de kesildiğini bildiren zanlı, cesedi ise taşıyamadığı için parçaladığını söyledi.

Cesedi, yorgana sararak sokağa atmak istediğini ancak kaldıramadığını belirten zanlı, ifadesinde şunları bildirdi: "Evde her taraf kan olmuştu. Cesedi yorgana sarıp sokağa atmaya çalıştım ama kaldıramadım. Cesedi banyoya götürerek önce başını sonra diğer yerlerini kestim. Büyük bir poşete koyarak, pazar arabasıyla götürerek, dışarı attım.

Cesedi taşıyamadığım için parçaladım. Başka bir nedeni yok. Götürdüğüm poşetleri boşaltarak, poşetleri ve elbiselerini evdeki sobada yaktım. Daha sonra banyoda bir parça kaldığını görünce, onu da kül dolu bir çuval ile evin önündeki çöpe bıraktım."

"YÜRÜYEREK POLİSLERİN ÖNÜNDEN GEÇTİM"

Kemal Gözel’in parçalanmış cesedini değişik yerlere attıktan sonra evdeki kan lekelerini de temizlediğini belirten zanlı, evinin çevresindeki polisler nedeniyle bir süre evden çıkamadığını söyledi.

Daha sonra evinden çıkarak, polislerin önünden geçip gittiğini ifade eden zanlı, çarşıyı dolaşıp geldikten sonra evdeki geri kalan kanlı yorganı parçalayarak, atmak istediğini ancak çevredeki polisler nedeniyle atamadığını, bir koliye yerleştirip evine bıraktığını ifade etti.

BABAN KALP KRİZİ GEÇİRİR O GELMESİN

Çarşıya çıktığında, Adıyaman’daki annesine telefon ederek, babasıyla birlikte Afyonkarahisar’a çağırdığını söyleyen zanlı, annesinin ısrarı üzerine durumu kendisine anlattığını kaydetti.

Zanlı, telefonla durumu anlatmasının ardından annesinin, "baban duymasın o kalp rahatsızı, kalp krizi geçirebilir" demesi üzerine sadece kendisinin Afyonkarahisar’a gelmesini istediğini ifade ederek, "Annemle telefonla konuştuktan sonra onun gelmesini bekledim. Sabah saat 04.00 gibi annem geldi ve ne yapacağımı sordu. Ben de teslim olacağımı anlattım. Birlikte Emniyet Müdürlüğüne gittik, teslim oldum" dedi.

ÇOCUĞUMUN SESİNİ DUYDUM EŞİME ANLATAMADIM-

Eşinin Afyonkarahisar’da sözleşmeli olarak hemşirelik yaptığını ve o nedenle kente geldiklerini belirten zanlı, olayın ardından eşinin yıllık izinli olması nedeniyle Manisa’nın Salihli ilçesindeki ailesinin yanına gittiği söyledi.

Zanlı, olayın ardından eşini telefonla aradığını ancak durumu anlatamadığını, çocuğunun sesini duymasının ardından telefonu kapattığını kaydetti.

Günün Önemli Haberleri