Kocası yatağı ıslatınca boşadı
Abone olBoşanma gerekçeleri kitap oldu. Kadının eşinin cebinden habersiz para alması bir boşanma sebebi... Dahası da var.
2000-2007 yılları arasında 600 binden fazla çiftin
boşandığı Türkiye’de, birbirinden ilginç nedenlerle boşanma
kararları verildi: Kalça çıkığı, kötü kokma, yatağını ıslatmak,
cepten habersiz para almak, iç çamaşırları balkondan
atmak.
İlginç boşanma kararları avukat Mehmet Şerif Sağıroğlu tarafından
“Neden Boşandılar?” adlı kitapta bir araya getirildi.
Boşanma davalarında karar gerekçeleri arasında yer alan bazı
ifadeler şöyle:
-Kadının kocasının cebinden habersiz para alması güven duygusunu
sarsıcı ve ahlak kurallarına ters düşen bir eylemdir
-Kocanın geceleri yatağını sık sık ıslattığı ve bu rahatsızlığın
sürekli nitelikte olduğunun tıbbi raporla sabit olduğu
anlaşıldığından, kadının bu duruma katlanması beklenemez
-Kadının iki taraflı ve doğuştan kalça çıkığı cinsel birleşmeyi
zorlaştırdığına göre evlilik çekilmez haldedir
-Kocanın evlilik görevlerini yerine getirmediği, karısını ‘Seni
boşadım, boşsun’ diyerek evden kovduğu anlaşılmaktadır
-Kocanın karısını devamlı olarak silahla tehdit ettiği, dövdüğü,
halıya sarıp üzerine oturduğu anlaşılmaktadır
-Kocanın karısına kötü muamelede bulunduğu, karısının iç
çamaşırlarını balkondan attığı, diğer eşyalarını da evden attığı
anlaşılmaktadır
-Kadının kendisini aşırı şekilde ibadete verdiği, yemek yapmadığı,
evin temizliği ve çocuklarla ilgilenmediği anlaşılmaktadır
-Kadının alışılagelmiş temizlik kurallarına uymadığı, adeta
saçından yağ damladığı ve koktuğu anlaşılmaktadır
-Kadının televizyona çıkarak aile sırlarını açıkladığı
anlaşılmaktadır.
NİŞAN TÖRENİNDE BAŞÖRTÜSÜZ FOTOĞRAF
ÇEKTİRİNCE
Kitapta Yargıtay’ın son 44 yılda verdiği değişik kararlar da yer
aldı.
Kadının ırzına geçilmiş olması, kocası açısından ortak hayatı
çekilmez hale getiren bir olaydır. Türk toplumu, karısı böyle bir
duruma düşen kocadan karısını şefkatle bağrına basmasını beklemez.
Bu şartlar altında kocayı müşterek hayatı devam ettirmeye zorlamak
haksızlık olur. Bu halde boşanmaya karar verilmesi gerekir.
(Yargıtay 2. Hukuk Dairesi/1 Mart 1976)
-Hangi nedenle olursa olsun cinsel uyum ve doyumun sağlanmaması
evlilik birliğini temelinden sarsar. Olayımızda kocanın cinsel
organı normal yapıda olmasına rağmen psikolojik nedenlerle olsa
dahi 8 aylık evlilik süresinde eşinin kızlığını bozamamış olması,
evlilik birliğini temelinden sarsar. (Yargıtay 2. Hukuk Dairesi/25
Ocak 1990)
-Davalı kadının gerçekten kesin yasağı bile söz konusu olmayan ve
yoruma açık bulunan tesettür (örtünme) hususunda bağdaşmaz bir
tutum içine girmesi müsamaha ile karşılanamaz. Nişan töreninde
başörtüsüz fotoğraf çektirmiş ve orta öğretim sırasında yine
örtünmeyi düşünmemiş bir kızın evlendikten sonra başörtüsüyle
gezmekte ısrar etmesi uygun bir davranış sayılmaz. (Yargıtay 2.
Hukuk Dairesi/25 Ocak 1983)
-Evlilik hayatında kadın ve erkeğin birbirine her bakımdan zevkle
yaklaşması ve bu suretle cinsel doyuma ulaşmaları asıldır. Erkek
görünüşlü ve ömür boyu ilaç gücüyle dişiliğini korumaya çaba sarf
eden bir kadınla erkeğin yaşamaya zorlanması mümkün değildir.
(Yargıtay 2. Hukuk Dairesi/14 Mayıs 1981)
-Tarafların 3 yıldır aynı evde 2 yabancı gibi yaşadıkları, aynı
ortamda yemek yemedikleri, farklı odalarda yattıkları, kadının
istek ve düşüncelerini yazıp kapı altından atmak suretiyle
kocasıyla iletişim kurduğu, bu yazılarda kocasından nefret ettiğini
de belirttiği anlaşılmaktadır. (Yargıtay 2. Hukuk Dairesi/17 Aralık
2003)
-Davacı kocanın davalı kadını evden kovduğu, davacı kadının ise
kocasının kendisini daha çok sevmesini temin amacıyla onun yemeğine
tırnak, idrar ve kan kattığını beyan ettiğinin anlaşılmasına göre
davacı kadın daha ziyade kusurludur. (Yargıtay 2. Hukuk Dairesi/26
Şubat 2002)