Kocaman: Amacımız Konyaspor'u yeniden Avrupa'ya taşımak
Abone olATİKER Konyaspor Teknik Direktörü Aykut Kocaman, "Fenerbahçe'den ayrıldıktan sonra yıpranmadan, hem de içsel birtakım nedenlerden dolayı çalışmaya bir süre ara vermek istedim ancak Konya şehrinin bana ve ekibime göstermiş olduğu sıra dışı, olağanüstü sevgi ve saygı, futbola olan dönüşümüzü biraz daha hızlandırdı. İş odaklı bir insanım. Gittiğim her yerde ve bulunduğumuz her kurumda sadakatle çalışıyoruz" dedi.
3'üncü kez Atiker Konyaspor'un başına geçen Aykut Kocaman,
Konyaspor Dergisi'ne yaptığı açıklamada takıma geliş sürecini ve
hedeflerini anlattı.
Kocaman, Konyaspor ile 3'üncü kez yollarının kesişmesinin 3 Haziran'da Fenerbahçe'de yapılan genel kurulun büyük payı olduğunu söyledi. 13 Haziran tarihinde kendisi açısından bir karar verildiğini belirten Kocaman, yaşadığı süreci ve yeşil beyazlılara gelişini şu sözlerle anlattı:
"3 Haziran’da Fenerbahçe’de bir genel kurul oldu. Ondan sonra 13 Haziran gibi benimle ilgili karar verildi. Verilen karardan sonraki süreçte birçok teklif oldu. İstekli takımlardan biri de Atiker Konyaspor’du. Ancak dönem, çalışmam için çok uygun gözükmüyordu. Çünkü özellikle bizi yıpratan bir süreçten geçmiştik. Ayrıldıktan sonra yeniden bir işe başlamak için, bir toparlanma dönemine ihtiyaç vardı. Bu ne kadar sürebilirdi, bilmiyordum. Hem futbol nezdindeki yıpranmadan, hem de içsel birtakım nedenlerden kaynaklanan yıpranmadan dolayı ara vermek istedim. Ama açıkçası bu süre ne kadar olurdu; belki sezon sonuna kadar, belki de 3-4 ay. Bu konuda kesin bir kararım yoktu. Bir süre çekilmek istedim. Aynen de böyle uyguladım. Sonraki süreçte gelişen olaylar açıkçası hiç beklemediğimiz olaylardı. Enteresan bir durum ortaya çıkmıştı. İlginç olaylar oldu. Özellikle birlikte çalıştığım ekibimle ilgili gelişmelerdi bunlar. Çalışmaya doğru öne çıkaran gelişme, onların durumu oldu. O arada biz bu safhaya doğru gelirken Atiker Konyaspor’un böyle bir arayış içerisine girmesi, başlama kararından sonraki süreci hızlandıran bir etken oldu. Buradaki en önemli faktör; uzun yıllar burada çalıştık, son derece yakından tanıdığımız bir camia, tanıdığımız insanlar, tanıdığımız oyuncular pek çok şey bir araya geldi. Ama en önemli tarafı, benim de buradan ayrı kaldığım süreçte Konya şehrinin bana ve ekibime göstermiş olduğu sıra dışı, olağanüstü sevgi ve saygı, futbola olan dönüşümüzü biraz daha hızlandırdı."
'AMACIMIZ KONYASPOR'U DAHA YÜKSEĞE
ÇIKARMAK'
Amaçlarının Atiker Konyaspor'u daha yüksek seviyelere çıkarmak
olduğunu ifade eden Kocaman, " O günle bugün arasında
kıyaslama yaparken bıraktığımız yerden başlama hali hiçbir yerde
yok. Bıraktığımız yerden başlama hali olmayacak. Zaten öyle bir şey
olsaydı burada olma durumumuz olmazdı. Ancak bugünü söylemek
gerekirse; o güne göre oyuncuların kulübe bağlılığı, aidiyet hissi
bir seviye daha yukarıda. Bireysel değil, grup kalitesinden
bahsediyorum. Dolayısıyla avantajlarla dezavantajlar iç içe. Bizim
için kırılgan olabilecek tek yer zaman zaman oluşabilecek başarısız
sonuçlardaki ‘Ne oluyor? Bu beklenmedik bir durumdu?’ şeklinde
insanların bu yöne doğru gitmeleri. Mutlaka istenmeyen sonuçlar ve
istenmeyen dönemler olacaktır. Ama bizim grubumuzun en büyük
özelliği, hem de ana özelliği demek lazım durumu iyi analiz edip,
olanların farkına vararak onları düzeltmedeki hem çabamız, hem
becerimizdir. Bu, burada da böyle devam edecek. Israrla ve sabırla
hem kendi adımıza oyunun çevresinde, hem de Atiker Konyaspor adına
doğrular ne ise yapmak için büyük bir irade göstereceğiz. 2,5 yıl
uzun bir dönem sayılabilir, kısa bir dönem olabilir. Aslında bu
süreyle ilgili değerlendirme sübjektif. Ama amacımız, Atiker
Konyaspor’u istediği ve aynı zamanda benim de olması gerektiğini
düşündüğüm yere ve seviyeye doğru sağlam bir zeminle bir adım daha
yukarıya çıkarabilmek, artık hayalperestlik değil hayallerinin
peşinde koşabilmesi için o seviyeyi yakalayabilmek. Bu sadece
istekle olmuyor. Bütün unsurlarıyla beraber o hayallere gidebilecek
ortamı oluşturabilmek" diye konuştu.
'YARIŞMA KÜLTÜRÜNE KARŞI DEĞİLİZ'
Yarışma kültürüne karşı olmadıklarını güçleri ölçüsünde de
yarışacaklarını belirten Aykut Kocaman, "Yarışma kültürüne karşı
değiliz. Tabi ki kendi gücümüz ölçüleri içerisinde yarışacağız. Ama
üst tarafta da kuvvetli takımların olduğu bir örgü var. Buradaki
yerimizi tespit etmek sadece bizim gücümüzle alakalı değil. Önce
bunu vurgulayalım. Farklı farklı güçler ve güç odakları var. Ama
önce kendi tarafımızdan söylemek gerekirse, yarışmak için gayret
edeceğiz ve bu mevcut şartlarda nereye kadar gider bunu ben de
bilemiyorum. Futbolun içerisinde kalarak söylemem gerekirse; bizim
güç artırımımızı tamamlamamız kadar, rakiplerimizin de güçlerinin,
güç kayıplarının ve güç artırımlarının nerede olacağı ile ilgili.
Kesinlikle şunu söyleyemem ‘Yarışmayacağız’. Mutlaka yarışacağız.
Ama bu yarışmadaki durumumuzu belirleme konusunda bizim takımımıza
sunacağımız katkı, ilerleyen zamanlarda biraz daha artacaktır.
Bugünler, o yarışmacı takım olma ivmesini çok kolay arttıracağımız
günler değil. Uzun süre başarılı sonuçlar alacak bir takım
oluşturmaya çalışırken, diğer yandan da yarışmaya çalışacağız.
Bunları ne kadar birbirleriyle örtüştüreceğiz, açıkçası benim de
merakla beklediğim bir süreç" şeklinde konuştu.
'TEKRAR AVRUPA'YI ZORLAMAK İSTİYORUZ'
En büyük amaçlarından bir tanesinin yeniden Avrupa'yı zorlamak
olduğunu vurgulayan Kocaman, "Tekrar Avrupa’yı zorlamak en büyük
amacımız olacak. Çünkü her ne kadar tabloya bakıldığı zaman
takımlar birbirine çok yakın gibi gözüküyorsa bunun bir avantajı
var ve bu da, orada yer alma avantajını bize veriyor şu anda. Lig
ikincisiyle aramızdaki puan farkı 1,5 maç bile değil. Bununla
birlikte lig ikincisiyle bizim aramızda hatta bir sonraki takımı da
saydığımızda 9 takımın da aynı gücü sergilediği gözüküyor. Aradan
sıyrılmak da kolay, sıyrılamamak arada kalmak da kolay. Buradaki
belirleyici olan faktör; saha içerisinden konuşmak gerekirse yeni
gelen bir ekip olarak takımın bize olan uyumu; biraz daha hızlı
gerçekleşme tarafına geçerse, bu geçiş sürecinde de en azından şu
ana kadar fena gözükmeyen ortalamamızla puan kayıplarımız biraz
daha az olursa yarışma içerisinde bir yer tutmaya giden, Avrupa’yı
tekrar zorlayan bir hale gidebiliriz. Tekrarlamakta fayda var.
Çünkü en önemli yer burası. Herkes kendini ‘bir şey’ görmek
istiyor. Ama orada bir şey olan 8 tane takım var. Bunu atlamamak
gerekiyor. Güç benzerliğinin içerisinde aradan sıyrılmak ve tekrar
bir Avrupa’ya gidebilmeyi bulmak, en büyük hedeflerimizden biri
olacak. Bunu da zorlayacağız" ifadelerini kullandı.
'İŞE ODAKLI BİRİYİM'
Futbolculuktan hızlı bir şekilde antrenörlüğe geçtiğini belirten
Kocaman, iş odaklı bir kişiliğe sahip olduğunu söyledi. Kocaman
şunları söyledi;
"Uzun yıllar futbolcu olarak görev yaptım. Ardından çok hızlı bir şekilde futbol oynarken antrenörlüğe geçtim. Tamamen işe odaklı, önce mesleğime, sonra mesleğimi yerine getirebilmek için bana alan ve zaman veren kulüplere hizmet veren biriyim. Kulüpçü müyüm? Değilim. Kulüpçü demek doğru bir tabir olmayabilir. Ama kulüplerin sağlıklı bir şekilde yaşaması adına yapılması gerekenler konusunda çaba gösteriyorum. Kulüplere meslek sadakati içerisinde hizmet etmeye çalışıyorum. Aynı zamanda işim bittiği zaman eve giden biriyim. Dolayısıyla bu kadar çok fazla alan işgal etme durumunu anlayamıyorum. Şundan dolayı diye bir şey söyleyemem. Çalıştığımda tamamen iş odaklıyım. Burada yaşıyoruz. İzin günlerinde İstanbul’da olduğu gibi ev ile iş arasında giden biriyim. Grubumla beraber bu oyunu takip etmeye çalışıyoruz. Bu oyunda neler oluyor diye takip etmeye ve dışında da kalmamaya çalışıyoruz. Bununla beraber ülkemiz gerçeklerini de atlamayarak ve göz önünde bulundurarak bu oyunun en iyi yerlerde oynandığı haliyle, buradaki oynanma haliyle arasında bir bağ kurmaya çalışan ve bütün zamanını bu düşünce etrafında geçiren bir grubuz."
'SADAKATLE ÇALIŞIYORUZ'
Gittiği her yerde ve bulunduğu her kurumda sadakatle çalıştığını
vurgulayan Aykut Kocaman, "Her toplumda ve toplulukta kolaycı ve
ucuzcu yaklaşımlar mutlaka var. Ancak ben hep meslek yaşantımda
bunu inşa etmeye çalışıyorum. En sonunda aklı selim her zaman gaibe
çalınıyor, sağduyu her zaman gaibe çalınıyor. İnsanı insan yapan en
önemli değer bence diğer canlılardan da ayıran vicdanı, aklı selim
ve sağduyusu. En sonunda bize karşı bu kadar ilginin olmasında
bence sanki burası öne çıkıyor gibi gözüküyor. Belki bunu
tanımlayabileceğim yer burası. Gittiğimiz her yerde ve bulunduğumuz
her kuruma sadakatle çalışıyoruz. Bence insanlar bunun farkına
varıyorlar. Orta ve uzun vadede fazlasıyla farkına varıyorlar. Ama
kısa vadede de aklı selim denen, sağduyu denen şey fanatizmin önüne
geçerek sanki öne çıkıyor gibi gözüküyor" dedi.