Gölcük ilçesinde 45 yıldır kafe restoran işletmeciliği yapan 56 yaşındaki Savaş Hacıbilaloğlu, 2 ay önce dükkanının önünde bir yavru karganın yuvasından düştüğünü gördü. Karganın kendilerine doğru geldiğini gören Hacıbilaloğlu, hayvanı almak için yerinden kalktı. Bu sırada kargaya yoldan geçen bir kamyonun çarptığını gören Hacıbilaloğlu, hemen kargaya doğru giderek hayvanı savrulduğu yerden aldı.Yavru karganın yaralarını sararak tedavi eden Hacıbilaloğlu, karga için dükkanına kendi elleriyle kafes yaptı. Hacıbilaloğlu’nun tedavisi tamamlandığını düşünerek uçsun diye saldığı kargaya yerde yürümeye çalıştığı esnada yine aynı yoldan geçen bir otomobil çarptı.İyi geleceğini düşünüp kelle paça ve sucukla besledi İkinci kez otomobilin çarpmasıyla kanadı kırılan yavru karganın başına gelen talihsizlikleri Kemal Sunal'ın başrolde oynadığı "Sakar Şakir" filmine benzeten Hacıbilaloğlu, karganın adını "Şakir" koyarak yeniden tedaviye aldı. 2 ay boyunda kargaya çocuğu gibi bakan Hacıbilaloğlu, yaralarına iyi geleceğini düşünerek yavru kargayı kelle paça ve sucukla besledi.Şırıngayla su içiriyor, hayvanseverlerden destek bekliyor Hayvanla duygusal bir bağ kuran ve susadığı zaman hayvana şırıngayla su veren Hacıbilaloğlu, yavru karganın çıkardığı seslerden acıkıp acıkmadığını anladığını söyledi. İş yerine gelen müşterilerin Şakir’e yoğun ilgi gösterdiğini ifade eden Hacıbilaloğlu, Şakir’in sakat olan kanadı ve bacağının tedavi edilebilmesi için hayvanseverlerden destek bekliyor."Bu kadar talihsizlik olur mu?" Yuvadan düşen kargayı sahiplenerek beslediklerini söyleyen Savaş Hacıbilaloğlu, “2 ay kadar önceydi. Yolda baktık bir tane karga yavrusu var, bize doğru geliyor. Alalım derken üzerinden kamyon geçti. Tabii o ara yuvarlandı. Aldık bunu, baktık, ettik, iyileştirdik. Bakmaya başladık. Ondan sonra 2 ay kadar bizde kaldı. O arada saldık uçsun, uçmayı öğrensin diye. Tekrar bir araba çarptı. O ara buna bir isim koyalım diye düşünmeye başladık. Dedim ki Laz kafası işte, olsa olsa bunun adı Şakir olur. ‘Bir kuşa iki kere araba çarpar mı?’ dedim. Bu kadar talihsizlik olur mu? Adını Şakir koyduk. Ondan sonra ismi Şakir kaldı. Müşteri de Şakir diyor, herkes Şakir diyor. İsmini de tanıyor” dedi.Karganın yavru olmasından dolayı yemek yemeye alışık olmadığını, bu yüzden de yemeği hayvana kendisinin yedirdiğini söyleyen Hacıbilaloğlu şöyle konuştu: “Acıkınca annesi diye beni arıyor. Sürekli bağırmaya başlıyor. Durmuyor zaten, doyurana kadar durmuyor. 2-3 lokma yer, ne verirsen yer. Peşinden de şırıngayla ağzına su veriyorum. Çünkü alışık olmadığı için bazen kusuyor. Ama sucuk, kelle paça, onları kusmuyor. Börek verdiğin zaman, ekmek verdiğin zaman kusuyor. Ağzının tadını biliyor yani. Kelle paça ile besliyorum. Sucuk veriyoruz. Kelle paça çorbası bizde meşhur olduğu için artığı çok oluyor."Hele sucukla kelle paçayı Şakir'e ver gerisine karışma" "Mecbur Şakir’e ondan veriyoruz. Zaten Şakir’in kırık kanadına en büyük fayda kelle paça çorbası. Şakir’de o ara kendini toparladı içe içe. Sucuk, et, arada sırada börek veriyoruz, böreği pek beğenmiyor. Bunları yedikten sonra böreğe pek bakmıyor. Tatlı olarak üzüm veriyorum. Hele sucukla kelle paçayı Şakir’e ver gerisine karışma. Üzerine de üzüm verdiğin zaman tamam. Bak konuşmaya başladı. Belki de kelle paça istiyor”