Koç Türkiye markası hedefliyor
Abone olKoç Holding Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Koç, Koç Topluluğu'nun stabilizör konumuna ulaştığını söyledi.
Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa V. Koç, Koç
Topluluğu'nun bugün kendi bilançolarının ötesinde Türkiye
ekonomisine de stabilizör olacak bir konuma ulaştığını belirterek,
bu şirketlerin lokal sıkıntılardan sınırlı ölçüde etkilenmesinin,
Türkiye ekonomisindeki büyük çalkantıların da önünde bir emniyet
sübabı görevi göreceğini söyledi. Koç Holding'in 4 Nisan'da
gerçekleştirilen Genel Kurul Toplantısı'nda Yönetim Kurulu
Başkanlığı görevini devralan Mustafa V. Koç, ekonomiden siyasete,
Avrupa Birliği (AB) ile ilişkilerden spora kadar çeşitli
konulardaki soruları yanıtladı. Koç, topluluğun 21. yüzyıl
vizyonuna ilişkin soru üzerine, Koç Topluluğu'nun gelişim tarihinin
bir bakıma Türkiye'de özel sektörün gelişim tarihiyle özdeş
olduğunu vurguladı. 21. yüzyıla girerken önlerine yeni hedefler
koyduklarını ve bu hedeflerin topluluğun bir dünya şirketi haline
gelmesi anlamını taşıdığını kaydeden Koç, ''Gelirlerimizin giderek
daha büyük bir kısmını yurtdışı faaliyetlerimizden elde edebilir
hale gelmek istiyoruz. Dünya ekonomisinin geleceğinde belirleyici
olacak sektörlere yatırım yapmayı hedefliyoruz'' dedi. Mustafa Koç,
''Yönetim Kurulunuzdaki yabancı üyelerin bu misyonun
gerçekleşmesinde katkıları neler olacaktır?'' sorusu üzerine, dünya
ekonomisi hakkında yüksek bilgi ve deneyim sahibi uzmanlara
kadrolarında yer vermeye önem verdiklerini anlattı. Koç, ''Geçen
yıl Yönetim Kurulumuz'da 3 yabancı uzmana yer verdik. Bu yıl bu
sayı 4'e çıktı. Unicredito Italiano'nun CEO'su Alessandro Profumo
aramıza katıldı. Belki önümüzdeki yıllarda Koç Topluluğu'nun
gelişim seyrine ve faaliyet alanlarımızdaki değişime göre bu sayı
daha da artacak'' dedi. Otomotiv pazarındaki daralmayla, önemli bir
üretim üssü haline gelen Tofaş ve Ford Otosan'daki gelişme
çizgisine ilişkin görüşlerini de açıklayan Koç, ''2003'ün ilk
aylarına damgasını vuran Irak Savaşı'nın yarattığı dalgalanmaları
yavaş yavaş atlatacağız, bunu kabul etmemiz gerek'' diye konuştu.
Otomotivin bu tür dalgalanmaların çok sert şekilde hissedildiği bir
sektör olduğunu anlatan Koç, savaşın yarattığı endişenin de
dağılmasıyla sektörün hemen hareketlenmeye başladığını bildirdi.
''POZİTİF ETKİLERİ HİSSEDECEĞİZ'' Ayrıca pazarlama birimlerinin de
sektördeki duraklama ile paralel olarak yeni stratejileri devreye
soktuklarını kaydeden Koç, şunları söyledi: ''Bu satın almayı
kolaylaştırıcı uygulamalar da kısa sürede meyvelerini verecek gibi
görünüyor bana. Sanıyorum bu pozitif etkileri önümüzdeki aylarda
daha güçlü bir şekilde hissedeceğiz. Tabii ek otomobil vergisinin
de bir negatif etkisi olacaktır. Ancak şahsen bunun da çok önemli
bir engel oluşturacağını düşünmüyorum. Dış pazarlarda da aynı
şekilde bir hareketlenme olacak.'' Fiat Grubu şirketlerinin
topluluk için son derece önemli bir itici güç oluşturacağını
bildiren Koç, iç piyasada liderliğini sürdüren Türk Traktör'ün de
2003'de yeni piyasaya sürülecek modelleriyle bir ivme yaratacağını
vurguladı. Ford Otosan'ı ise artık Avrupa'nın ticari araçlar
merkezi haline gelmiş bir kuruluş olarak gördüklerini anlatan Koç,
bu kuruluşta kullanılan teknoloji ve tasarımın son derece olumlu
tepkiler aldığına işaret etti. Koç, ''Tesislerimizde ticari
araçlarda kullanılmak üzere yeni, daha güçlü bir motor üretildi, 1
milyon kilometrelik testleri başarıyla tamamlandı. Önümüzdeki
aylarda Ford Otosan'ın çok güçlü bir atılım yapacağını düşünüyoruz.
Koç Topluluğu'nun bu adımları Türkiye'nin uluslararası pazarlardaki
rekabet gücünü de artıracaktır'' dedi. ÖNE ÇIKACAK SEKTÖRLER
Perakende, beyaz eşya ve otomotivin yanı sıra gıda, finans ve bilgi
grubunun faaliyetlerine de dikkat çeken Koç, ''Finans ve bilgi
gruplarımızın çalışmalarının 21. yüzyılın Türk ekonomisine damga
vurabilecek bir potansiyel taşıdığını söyleyebilirim. Dünya
pazarlarında Türkiye markasını yaratmayı hedefliyoruz. Güçlü
olduğumuz sektörlerde bunu başarabilme potansiyelimiz var'' diye
konuştu. Koç, ''Şirketler kronik enflasyon ve siyasi
istikrarsızlıkla geçen yılların deneyimiyle kriz planları
hazırlıyorlar. Koç Topluluğu'nun tedbirleri nelerdir?'' sorusunu
ise şöyle yanıtladı: ''Koç Topluluğu, bugün kendi bilançolarının
ötesinde Türkiye ekonomisine de stabilizör olacak bir konuma
ulaşmıştır. Türkiye ekonomisinin zaman zaman geçirdiği konjonktürel
sarsıntıları maalesef veri kabul etmemiz gerekiyor. Bugün sorunumuz
iç piyasaların ötesinde global ekonomiye mümkün olduğunca
eklemlenerek lokal krizlerin Türkiye'nin makroekonomik dengelerine,
üretim gücüne mümkün olduğunca az etki etmesini sağlayacak
şirketlerimizin ortaya çıkması. Koç Topluluğu şirketlerinin pek
çoğu şimdiden bu yönde önemli adımlar attılar. Bu şirketlerin lokal
sarsıntılardan sınırlı ölçüde etkilenmesi Türkiye ekonomisindeki
büyük çalkantıların da önünde bir emniyet sübabı görevi
görecektir.'' Topluluk olarak en öncelikli önlemlerinin üretim
kapasitelerini global pazarlara entegre edebilmek olduğunu
vurgulayan Koç, diğer yandan bu süreçte şirketlerin atabileceği çok
farklı adımlar olduğunu da gördüklerini bildirdi. ''VERGİSİNİ
ZAMANINDA ÖDEYENLER MAĞDUR EDİLMEMELİ'' Mustafa Koç, ''Koç
Topluluğu şirketlerinin Vergi Barışı Yasası uygulamasıyla ilgileri
var mıdır? Bu uygulamayı nasıl değerlendiriyorsunuz?'' sorusu
üzerine, ekonominin ek kaynaklara gereksinimi bulunduğunu
belirterek, Vergi Barışı Yasası ile katrilyonlarca liralık başvuru
yapıldığını ve bunu son derece olumlu bulduklarını söyledi. Koç,
şöyle devam etti: ''Ancak bu tür uygulamaların bir süreklilik arz
etmesine, bir alışkanlık haline getirilmesine de karşıyız.
Vergisini zamanında ödeyen kurum ve kuruluşlar bu tür uygulamalarla
mağdur edilmemelidir. Koç Topluluğu kurulduğu andan itibaren
vergisini eksiksiz ödemeyi en öncelikli kurumsal ilkeleri arasında
saymış, iyi kurumsal yurttaşlık anlayışının da temeline koymuştur.
Dolayısıyla Vergi Barışı Yasası ile bu anlamda bir ilgimiz
yok.''