Koç, Erdoğanı Avarele benzetti
Abone olCHP'li Haluk Koç, Başbakan Erdoğan ile Maliye Bakanı Unakıtan'ı Dalton kardeşlere benzetti.
CHP, Maliye Bakanı Kemal Unakıtan hakkındaki üçüncü gensoru
önergesini TBMM Başkanlığı'na sundu. CHP Grup Başkanvekili Haluk
Koç, TBMM'de bir grup milletvekiliyle birlikte düzenlediği basın
toplantısında, Türkiye'nin iç ve dış siyasal sorunların altında
savrulduğu bir sırada Maliye Bakanı Kemal Unakıtan'ın maceralarının
gündemden düşmediğini öne sürdü.
Bakan Unakıtan'ın neden olduğu değişik iddialar hakkında Başbakan
Recep Tayyip Erdoğan'ın Maliye Bakanı'nı korumaya devam etmesinin
son derece önemli bir siyasal gerçek olduğunu ifade eden Koç,
şunları söyledi:
''Başbakan daha da ileri gitti. Tüm basın kurumlarını hiç ayırt
etmeden, Maliye Bakanı'nın üzerine gitmelerini bir çıkar ilişkisine
dayandırdı. Maliye Bakanı'nı siyaseten koruma sürecini de
sürdürdü.
Bu tavırlar, bu siyasi sahipleniş, bu hamilik olayı, artık konuyu
Sayın Maliye Bakanı'nın kendi ekseninden çıkartmış, olayı Başbakan
ve AKP hükümeti üzerinde kurumsallaştırmış oluyor. Gerçekten de
Sayın Maliye Bakanı, kendisi hakkında dile getirilen belgeye dayalı
tüm iddiaları, 'Başbakanın bilgisi dahilinde gerçekleştirmektedir'
görüşü bu süreçte geçerlilik kazanıyor.
Sayın Deniz Baykal bugün İzmir'de, 'Maliye Bakanı'nın siyaset,
icraat ve ahlakıyla Başbakanın siyaset, icraat ve ahlakı arasında
bütünleşme olduğunu görüyorum. Bunu yadırgamıyorum, bu sürece de
hiç şaşırmıyorum' diyor. Gerçekten de ben biraz daha Sayın
Başbakanın anlayacağı kelimelerle söyleyeyim; Sayın Maliye
Bakanıyla Sayın Başbakanın iş tutuş tarzı aynı.
Bu ikili bir elmanın iki yarısı haline gelmiştir. Bir yanda yüksek
bir kamu görevi olan, şu an yürüttükleri görevin gölgesinde, ticari
nüfuz kullanma gayretleri, diğer yanda tarikat şeyhlerinin kah
yanlarında kah dizlerinin dibinde bağlılık gösterileri... Özetle,
siyaset-ticaret-tarikat üçgeninin ayrılmaz ikilisi haline
gelmişlerdir.''
Haluk Koç, Başbakanın derin himayesinde Maliye Bakanı Unakıtan'ın
kaçmaya çalıştığını, CHP'nin ise Türk halkı adına kovalamaya ve
hesap sormaya devam ettiğini söyledi.
''DALTON KARDEŞLER'' BENZETMESİ
CHP Grup Başkanvekili Koç, gazetecilere bir benzetme yapacağını
ifade ederek, Red Kit okuyup okumadıklarını sordu. Red Kit'in
önemli olduğunu eski Cumhurbaşkanlarından birisinin de düşkün
olduğunu anlatan Koç, ''Orada bir Dalton kardeşler vardı. Şimdi o
fotoğrafı bir gözünüzün önüne getirin. Bu fotoğrafta kim Avarel
Dalton kim Joe Dalton rolünde? Artık onları siz kimlik olarak
yerleştirirsiniz'' diye konuştu.
Türk siyasi hayatında bir Maliye Bakanı hakkında 3-4 ay içerisinde
2 kez gensoru verilmesinin istisnai bir olay olduğunu ifade eden
Koç, daha önce 14 Ekim 2005 ve 6 Şubat 2006 tarihlerinde gensoru
verdiklerini hatırlattı.
''BAŞBAKAN BİZİM MERCEĞİMİZDE DURUYOR''
Koç, bir gazetecinin, Başbakan Erdoğan hakkında da gensoru önergesi
verip vermeyeceklerine ilişkin sorusunu cevaplarken, şimdilik
Maliye Bakanı üzerinde odaklaştıklarını söyledi. Başbakan hakkında
daha önce bir önerge verdiklerini hatırlatan Koç, ''Sayın Başbakan,
bizim merceğimizde her boyutuyla durmaya devam ediyor. Öncelikle
Sayın Maliye Bakanı hakkında Türkiye'deki toplumsal duyarlılığı bir
kez daha iktidar partisindeki sağduyulu milletvekillerine duyurmak
istiyoruz. Bir an önce Türkiye bu Maliye Bakanı felaketinden
kurtulmalıdır. Bu kendilerinin de hayrına olacaktır'' diye
konuştu.
Siyasi haklar sözleşmesinin TBMM'de kabul edilmesiyle ilgili soruyu
da cevaplayan Koç, daha önce Genel Kurul'da bu anlaşmanın
sakıncalarına dikkat çektiğini söyledi. Türkiye'de yolsuzluk ve
yoksulluğun her boyutuyla devam ettiğini savunan Koç, ''Bunların
kafasında varsa yoksa belli noktalarda odaklanmış saplantılar var.
Ama hepsi beraber gidecekler öyle gözüküyor. Sayın Maliye Bakanı
önde hepsini çekecek gücü var. Hepsini arkasından sürükleyip
götürüyor'' dedi.
Koç, gazetecilere Unakıtan markalı pastörize yumurta reklamının yer
aldığı metro biletlerini de gösterdi.
GENSORUNUN GEREKÇESİ
TÜPRAŞ, Galataport, 2B ve mısır ithalatıyla ilgili iddialara Maliye
Bakanı Unakıtan'ın cevap veremediği ileri sürülen gensoru
gerekçesinde ise şu görüşlere yer verildi:
''AKP iktidarı, seçim meydanlarında verdiği sözü unutarak, bizzat
Başbakan'ın desteği ve siyasi himayesiyle Kemal Unakıtan'ı açıkça
korumuştur. Başbakan'ın; çıkar karşılığında basın organlarının
Maliye Bakanı'nın üzerine gittiğini, kendisinin Bakan'a kefil
olduğunu belirten açıklamaları, ibretle izlenmektedir. Bu tavırlar,
bu sahipleniş, konuyu artık Maliye Bakanı boyutundan çıkarmış,
Başbakan ve tüm AKP hükümetini yolsuzluk penceresine
oturtmuştur.
Bu siyasi davranış, Türk siyasetinin yolsuzluklardan arınması,
halka güven vermesi, siyasetin düzey kazanması sürecine vurulmuş en
büyük darbedir. Gensoruların mürekkebi kurumadan, Maliye Bakanı'nın
kendisine ve yakınlarına yönelik yeni çıkar ilişkileri kamuoyunun
gündemine oturmuştur. O kadar ki, bu çıkar ilişkileri aile
bireylerinin de iştirakiyle artık kamu vicdanını rahatsız eden
boyutlara ulaşmıştır.''
Gerekçede, Maliye Bakanı'nın kızının ortağı olduğu Telemobil
firmasının temsilcisi olarak 5 Eylül 2005 tarihinde Telsim'i
ziyaret ederek ürünlerini pazarlamaya çalıştığı iddia edilerek,
''Bu açıkça bir nüfuz ticaretidir. Çünkü, soyadı Unakıtan olmasaydı
böyle bir görüşmeyi gerçekleştiremezdi. Kaldı ki, Zeynep Unakıtan,
bu görüşmeyi başlangıçta inkar etmek suretiyle, nüfuz ticareti
yaptığını bir anlamda tevilli olarak kabul etmiştir'' denildi.
PASTÖRİZE YUMURTA
Maliye Bakanı'nın oğlunun, pastörize yumurta yatırımı yaptığı
süreiçinde pastörize yumurtadaki KDV oranının yüzde 18'den yüzde
8'e indirildiği ifade edilen gerekçede şöyle denildi:
''Kefen bezinden yüzde 18 KDV alan bir kamu yönetiminin, bu
konudatoplumsal bir talep olmamasına karşın, likit ve pastörize
yumurtadaki vergi oranını düşürmesi, sorgulanması gereken bir
durumdur. Oğul Unakıtan, bu yatırımı yapmasa idi, likit pastörize
yumurtada KDV oranı yüzde 18'den yüzde 8'e düşürülecek miydi? Bu
açıkça, Unakıtan ailesine
sağlanan haksız bir imtiyazdır.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, milletvekillerinin lojmanda değil,
halkın arasında oturması gerektiğini söylemiş ve bunun üzerine de
TBMM lojmanları satılığa çıkarılmıştır. Bir Maliye Bakanı, hangi
gerekçeyle lojmanda oturmaya devam ediyor? Hangi gerekçeyle lojman
masraflarını devlete ödetiyor? Acaba, Unakıtan sade bir yurttaş
gibi kiralık bir dairede oturmasını sağlayacak gelir düzeyinden mi
yoksundur?''
Unakıtan hakkında, ''Bankalar Yasası, Vergi Usul Kanunu ve TCK'nın
ilgili maddeleri açısından suç teşkil eden açıklamalarda bulunarak,
kamu gücü ve yetkisini, siyasal ve kişisel hesaplarla, sorumsuz bir
şekilde kötüye kullandığı'' gerekçesiyle verilen gensoru önergesi,
6 Şubat 2006'da görüşülmüş ve gündeme alınması kabul
edilmemişti.